Laiklik Meclisi, “Laiklik ihlalleri ve bunlara meşruiyet katan faaliyetler nereden gelirse gelsin kabul edilemez” başlığıyla “Seçim sonuçları da göz önünde bulundurulduğunda, özellikle ana muhalefet partisinin ve bu parti yönetimindeki belediyelerde laikliğin gereklerine uygun hareket edilmesi son derece büyük önem taşımaktadır” açıklamasını yaptı. Açıklamada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den randevu talebinde bulunulduğu belirtildi.
Laiklik Meclisi, "Laiklik ihlalleri ve bunlara meşruiyet katan faaliyetler nereden gelirse gelsin kabul edilemez" başlığıyla yazılı açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
"SİYASİ İKTİDARIN LAİKLİĞE AYKIRI EYLEMLERİ HIZ KESMEDEN DEVAM ETMEKTEDİR"
"Ülkemizde laiklik ihlalleri her geçen gün artarak devam ederken, iktidarın 'yeni anayasa' zorlaması ile birlikte, halkın bu yöndeki endişe ve kaygıları, diğer etkenlerin yanı sıra, 31 Mart yerel seçim sonuçlarında önemli belirleyenlerden biri olmuştur.
Seçim sürecinde gerek siyasi iktidarın gerekse ana muhalefet partisi de dâhil olmak üzere diğer siyasi partilerin birçoğu laikliğe aykırı fiil ve söylemlerle kampanyalarını sürdürmüşlerdir. Bunlar arasında mitinglerde Kur’an ayetleri okumak, tarikat-cemaat ziyareti, zikir-matik dağıtmak, seçim çalışmalarının iftar programlarıyla yapılması, aşiret ve cemaat destekleri gibi faaliyetler basına yansımış, Laiklik Meclisi İzleme Merkezi'nin Laiklik İhlalleri Raporlarında yer almıştır.
Siyasi iktidarın laikliğe aykırı eylemleri, başta Milli Eğitim olmak üzere, bakanlıklar ve resmi kurumlar bünyesinde önceden olduğu gibi hız kesmeden devam etmektedir.
Bunun yanı sıra belediyelerde sürdürülen laikliğe aykırı faaliyetler ne yazık ki siyasi iktidar ve onunla benzer çizgideki siyasi partilerle de sınırlı değildir. Ana muhalefet başta olmak üzere muhalif siyasi partilerin seçimle yönetimine geldiği birçok belediyede de laikliğe aykırı eylemlerde bulunulduğu basına yansımıştır. Bunlar arasında, görev değişimi sırasında, belediye başkanlığı makamında din adamları eşliğinde dualarla Kur'an öpülerek, görev devralınması gibi eylemler bulunmaktadır.
Seçim sonuçları da göz önünde bulundurulduğunda, özellikle ana muhalefet partisinin ve bu parti yönetimindeki belediyelerde laikliğin gereklerine uygun hareket edilmesi son derece büyük önem taşımaktadır.
"LAİKLİK İLKESİNİ ZEDELEYEN POLİTİKALAR..."
Ana muhalefet partisi, uzun zamandır laiklik konusundaki hassasiyetlerini yitirmiştir. Hatta laiklik ilkesini zedeleyen politikalar ile kendi kuruluş ilkelerine aykırı davranmaktadır. Ancak, laikliğin tehlikede olduğu endişe ve kaygısını taşıyan halkın oylarının, bu kaygıyı bir nebze olsun gidereceği umuduyla kendisine yöneldiğini görmeli ve buna göre hareket etmelidir.
Diğer taraftan, ana muhalefet partisi yönetimindeki belediyelerde önceki dönemden bu yana süregelen laikliğe aykırı uygulamalara bir son verilmeli yeni dönemde laikliğe aykırı iş ve işlemlere bundan böyle geçit verilmemelidir. Açık bir şekilde seçim sonuçlarına da yansıyan halkın laiklik konusundaki hassasiyetine ve anayasanın üstünlüğüne uygun hareket edilmelidir.
Muhalif belediyelerdeki laikliğe aykırı uygulamalar diğer belediyelerde laiklik ihlallerinin artarak devam etmesine yol açar, tarikat ve cemaatleri daha çok cesaretlendirirken; iktidarın da her alanda laikliğe yönelik saldırılarına meşruiyet katan ciddi bir dayanak olacaktır.
Bütün bunların yanı sıra, siyasi iktidar, laiklik ilkesinin yer almadığı 1921 Anayasasına işaret ederek 'yeni anayasa' gündemi konusunda girişimlerini hızlandırmıştır. 1921 Anayasasına sığınarak 'yeni anayasa' hamlesinin müzakereye açık olduğu izlenimini veren siyasi yaklaşımlar ve açıklamalar esasen karşı devrim sürecini meşrulaştırma girişimidir ve kabul edilemez!
Yukarıdaki açıklamalarımız ışığında tespit, görüş ve kaygılarımızı doğrudan kendilerine aktarmak ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak üzere, ana muhalefet partisinin Genel Merkez Yönetimi ve Genel Başkanı’ndan Laiklik Meclisi adına randevu talebinde bulunulmuştur."