HABER: MUSTAFA USTA
(SİNOP) - Sinop’ta yaşayan Muzaffer Gençdoğan, ''Halkın geçim sıkıntısının olduğu bir ülkede, gelir dağılımı adaletsizliğinin yaşandığı bir ülkede, insanların ne yapacaklarını bilemediği bir ortamda ülke ekonomisinden memnun olunabilir mi” diye sordu.
Sinop'ta yaşayan yurttaşlar ANKA Haber Ajansı'na ülke ekonomisini değerlendirdi. Yurttaşlardan bazıları pazara çıkmanın dahi maaşın yarısını götürdüğünü ifade ederken, bazıları ise ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durumunun halkı mutlu etmesinin mümkün olmayacağını belirtti.
Artan hayat pahalılığı altında yurttaşlar geçimini zorlukla sağlıyor. Ülkenin birçok noktasından yurttaşların ekonomiye karşı tepkileri de ardı ardına geliyor. Sinop'ta yaşayan yurttaşlar da ülke ekonomisinden şikayet eder durumda. Yurtaşlar ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durumdan veryansın etti.
Nazmi Gökmen isimli yurttaş piyasaya yapılan zammın vatandaşların maaşlarına yapılmadığını söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Memnun olmak mümkün değil. Çünkü, maaş alan insanların durumu ile piyasanın örtüşmesi mümkün değil. 10 bin lira maaş alıp 16 bin lira kira veremez kimse. Pazara çıkmak maaşın yarısını alıp götürüyor. Dolayısıyla Türkiye ekonomisinden memnun olmak mümkün değil. Enflasyon almış başını gidiyor. Dolara endeksli bir ülkede yaşıyoruz. Dolar da almış başını gidiyor. Kat kat Türk parasının değer kaybettiğini görüyoruz. Böyle bir ekonominin halkı memnun etmesi, insanları ve çalışanları memnun etmesi mümkün değil. Piyasaya yapılan zammın emekliye yarısı bile verilmiyor, memurlara da verilmiyor. Memurların aldığı zam da çok yüksek değil. Enflasyon Türkiye'de yüzde 120'nin üzerine çıkmışken memurlara verilen zam yüzde 19 civarında. Buna ayak uydurmak bu paradaki boşluğu kapatmak mümkün değil. O anlamda berbat bir ülkedeyiz."
Muzaffer Gençdoğan ise “Halkın geçim sıkıntısının olduğu bir ülkede, gelir dağılımı adaletsizliğin yaşandığı bir ülkede, insanların ne yapacaklarını bilemediği bir ortamda ülke ekonomisinden memnun olunabilir mi? Bir kesim var toplumun çok azınlık bir kesimi milli gelirin yüzde 55-60'ını elinde tutuyor. Geri kalan toplumun yüzde 80'i milli gelirin yüzde 35-40'ını alıyor. Böyle düzensiz bir ülkede, ekonominin de düzenli düzenli olmasını kimse bekleyemez'' dedi.
"Aklı başında olan da deli olan da hiç kimse memnun değil"
Tahsin Erdem ise ülke ekonomisinden hiçbir vatandaşın memnun olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
" Türkiye ekonomisinden kimse memnun değil. Aklı başında olan da deli olan da hiç kimse memnun değil. Birazcık kafan çalışıyorsa bunu görmemek mümkün değil. Dün pazara gittim. Pazarda cebinde para olsa da, söylenen fiyatlara o ürünü almak istemiyorsun. 15 kat fiyatı artan malzemeler var. En basitinden 48 liraya aldığımız kıyma bile 600 lira. Bu artık insani durumu geçmiş. Normal bir ekonomi artışında, ekonomi biliminin kurallarını da geçmiş. TÜİK’in açıkladığı enflasyon yüzde 10 bile değil. Ben artısını söyleyeyim. ENAG’ın açıkladığı enflasyonlarda doğruyu yansıtmıyor. Çünkü, piyasada değeri, fiyatı 10 kat artan ürünler varken ENAG’ın 30-40 puan yukarıda göstermesinde de hile var diye düşünüyorum"
Sadece vatandaş değil esnaf ta ekonominin içinde bulunduğu durumdan şikayetçi. Esnaf Savaş Karayel, "Maalesef uzun zamandan beri süren ekonomik kriz son zamanlarda fazlasıyla gerek halk bazında yaygın bir şekilde hissedilmeye ve ağır bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Ben esnafım. Gerek işlerimizdeki düşüşler, fiyat belirsizliği, müşteriye olan belirsiz fiyat ekonomisi durumu var. Müşteriye fiyat veremiyoruz. Bulunduğumuz sektör itibariyle daha öncesinden fiyat verdiğimiz için maalesef karar noktasında kararsız kalıyor" dedi.