Samsun'da Suruç katliamında hayatını kaybedenler anıldı

Samsun

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde İŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda hayatını kaybeden Mert Cömert, Aydan Ezgi Salcı ve Alican Vural ve Mert Cömert Samsun'da mezarı başında anıldı.

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

(SAMSUN) - Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde İŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda hayatını kaybeden Mert Cömert, Aydan Ezgi Salcı ve Alican Vural ve Mert Cömert Samsun'da mezarı başında anıldı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Samsun İl Örgütü ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), 20 Temmuz 2015 yılında Urfa’nın Suruç ilçesindeki katliamda hayatını kaybeden Mert Cömert, Aydan Ezgi Salcı ve Alican Vural ve Mert Cömert’i mezarı başında andı. 

Anmanın ardından yapılan basın açıklamasında konuşan DEM Parti PM üyesi Fatma Şen Çelik şunları söyledi:

“Bugün günlerden öfke, acı, özlem. Bugün günlerden onur, bugün günlerden evlatlarının, anne-babalarının acılarını yüreğine gömen; Düş Yolları’mızın adlarını onurla anan ailelerimiz. Bugün günlerden 'Onlar bizim misafirimizdi, biz ölseydik de onlara bir şey olmasaydı' diyen bir annenin haykırışı. Bugün günlerden 20 Temmuz. Onlar düşlerindeki dünyayı kurmak için mücadelenin her döneminde ön sıraya geçmiş ve düşleri için mücadele etmişlerdi. Onları her yerde görebilirdiniz. Hakkâri’de kurulan gençlik köprüsünde alın terleri vardı. Kürecik’e kurulmak istenen ABD üssüne karşı yapılan yürüyüşün öncüsü oldular. Tuzla’da yapılan tersane grevlerindeydiler. Gezi direnişinde onurlarına sahip çıkmak için yine en öndelerdi.

"Çocuklar için yapılacak parkın eşyalarını taşıyan gençler vardı"

İşte bu yüzden; temmuz sıcağında bir bayram sabahı yola düştüler, Onları Suruç’a götüren ‘birlikte savunduk, birlikte inşa edeceğiz’ inancıydı. Yola düşenlerin her biri başka bir dünyayı oraya taşıyordu. Çocuklar için yapılacak parkın eşyalarını taşıyan gençlerde vardı aralarında, hiçbir şey yapamasam da onlara ekmek yaparım diyen anneler de. Çocuklarının düşlerinin peşinden giden Bahar anne, İsmet baba, Cemil abi ve Erdal. Bilmediği topraklara cebinde parası olmadan yola çıkıp, orada yoldaşlarımız var diyen Vatan ve Alper. Evrim, Serhat ve Medali aynı kentte doğup büyüdüler, birbirlerinden habersiz aynı yolların tozlarını soludular. Nartan, Ferdane ve Okan Çerkes ve Arap halklarının sesi ve soluğuyla halkların kardeşliği için yola çıkanlardan. Emrullah ve Murat, birbirlerini tamamlayan dost ve yoldaştılar. Aynı kentten yola düştüler. Osman ve Kasım Suruçluydular. Düşlerindeki sınırsız dünyayı yanı başlarındaki halk ile buluşturmak için yola çıktılar. Maaşını öğrencileriyle paylaşan Süleyman öğretmen ve ailesinden aldığı harçlıkla göçmen çocuklara kıyafet alan Uğur çok sevdikleri çocuklarla buluşmak için yola çıkanlardan. Nuray ve Nazlı; iki üniversiteli genç kadın, kendilerini var edebilecek bir yolculuğa çıktılar. Aydan, Alican, Mert ve Koray, Karadenizli kimlikleriyle Kürt halkının derdine ortak olmak ve Karadeniz’in alnındaki kara lekeyi silmek için yola çıktılar. Cebrail, Yunus Emre ve Çağdaş; her durumda yaşamlarını yeniden inşa etme gücüyle doluydular ve bu güçle yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmek için yola düştüler. Büşra, Duygu, Ezgi, Ece ve Polen; sade, ancak sıradan değillerdi. Erkek egemen toplumun dayatmalarına karşı isyanı ve gülmeyi seçtiler. Aklımızda yola çıkarken yüzlerindeki gülümseme kaldı. Ve Veysel… Doğum gününün heyecanını yeniden inşa kampanyasının heyecanıyla birleştirerek yola çıktı. Tam 9 yıl oldu. Onlar olmadan yaşadığımız. Düşlerinin ve umutlarının takipçisi olduğumuz tam 9 yıl. Bugün burada onların huzurunda bir kez daha söz veriyoruz. Düşlerini yarım bırakmayacağız.” 

 

 

 

 


Haber Kaynak : ANKA HABER