ÖZGÜR ÖZEL'DEN ERDOĞAN'A ÇAĞRI

ÖZGÜR ÖZEL

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Erdoğan çıkıp bu millete bir açıklama yapmak zorundadır. Bahçeli’yi sözcü kılma, ne diyorsan sen söyle!" ifadeleriyle AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel,  "Bu ülkede Kürtler sorunum var diyorsa  Kürt sorunu vardır" yorumunda bulundu.Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel,  AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi.

Özel, İstanbul Beşiktaş’ta düzenlenen Yaşam Hakkı Mitingi'nde konuştu.Konuşmasına TUSAŞ saldırısında yaşamını yitirenleri anarak başlayan CHP lideri, "Bu ülkenin geleceğine ipotek koymaya çalışan teröre karşı hep birlikte meydan okumaya geldik" diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan çağrısına değinen Özel, söz konusu çağrının Cumhur İttifakı'nın "gizli açılımı" olduğunu söyledi.
Özel, Bahçeli'nin çağrısına ilişkin AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın henüz net bir açıklama yapmadığına dikkat çekerek "Artık sözcünün görevi bitmiştir. Erdoğan çıkıp bu millete bir açıklama yapmak zorundadır. Bahçeli’yi sözcü kılma, ne diyorsan sen söyle!" ifadelerini kullandı.

"Kürtler sorunumuz kalmadı diyene kadar bu sorunun varlığına inanacağız" diyen CHP lideri şunları söyledi:

"Terörün bitmesi için kim konuşacaksa konuşsun. Ama bir kişiyi konuşturup sorunu çözme hesabı yanlış hesaptır. Bir kişinin sorununu çözüp, Tayyip beyin de istediğini alıp, bu alışverişle bir anayasa hesabı kurmak ayıplı bir hesaptır."
Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Terörün amacı bizi korkutmak, bizi sindirmekken, biz de korku yaratmakken burada meydanı dolduranlara selam olsun. Şiddete karşı susmayanlar hoş geldiniz. Bu ülkenin geleceğine ipotek koymaya çalışan teröre karşı hep birlikte meydan okumaya geldik.
Terörü bitiren, toplumsal barışı sağlayan ve daima ileri giden bir Türkiye için çalışanlarız. Hangi odak olursa olsun, terörün karşısındaki en büyük güç Cumhuriyet Halk Partisidir. Bu iktidar ülkeyi herkes için güvencesiz hale getirmektedir.

"BU ÜLKE 8 YAŞINDAKİ NARİN'İMİZİ KORUYAMADI"

Çocuklar temizlemekte oldukları vincin altında kalarak MESEM projesi kapsamında can veriyorlar. Bu ülke 8 yaşındaki Narin'imizi koruyamadı. Evinden 1.5 km uzaklıktaki cansız bedenini buldular, halen daha katilini ortaya çıkaramadılar.

Bu ülke 2 yaşındaki Sıla bebeği koruyamadı. Sıla bebeğin şiddet görmesine, istismar olmasına engel olamadı. Hastaneye gittiğinde doğru teşhisi koyamadı. Bir dahaki geldiğinde iş işten geçmişti. Narin'in katilinde de Sıla bebeğin durumunda da savcının bilmediğini bilen iktidar vekilleri, 'Söylemeye dilim varmıyor, dostlarım var orada' diyen iktidar vekilleri var. CHP Sıla bebekler yaşasın diye, bir bütün olarak dimdik ayaktadır.

Bu ülkede bebekler bile korunamıyor. 12 yenidoğan yavrumuz ihmalin denetimsizliğin, para için gözü dönmüşlüğün kurbanı oldu. 19 ay önce bilinen, adeta canlı yayında ölümleri teker teker izlenen 12 bebemizi kaybettik. Ölümler bilinirken, çetenin faaliyetleri bilinirken hastaneleri açık tuttular. Gözaltılar oldu, tutuklamalar oldu ama 6 ay daha o hastaneleri işlettiler. Ne zaman birisi savcıyı tehdit etti. Savcı kendi durumundan dolayı durumu bir kez daha ifade etti, kamuoyu duydu indial oluştu. O gün döndüler o hastanelerin ruhsatlarını iptal ettiler.

HASTANELERİ BEDELSİZ KAMULAŞTIRMAMIZ LAZIM"

Bu ülkede bebekler bile korunamıyor. 12 yenidoğan yavrumuzu kaybettik. Ölümler bilinirken o hastaneleri açık tuttular. Operasyon oldu, gözaltılar oldu. Tutuklamalar oldu ama kamuoyu duyana kadar o hastaneleri tıkır tıkır işlettiler. Ne zaman bir savcıyı tehdit ettiler. O gün döndüler o hastanelerin ruhsatlarını iptal ettiler. Herkesin gözünün önünde ibreti alem olsun diye, o hastaneleri bedelsiz kamulaştırmamız lazım, haydi getirin meclise bunu yapalım. Bugünkü sağlık bakanı o günkü İstanbul il sağlık müdürüdür. Asla ve asla o koltukta oturmamalıdır. O günkü bakanı da bugünkü bakanı da atayan Recep Tayyip Erdoğan'dır. 

Bu milleti koruyamayanlar emanete hıyanet edenlerdir. Biz bu iktidarı düzeltene kadar, bu iktidarın uygulamalarını terk edene kadar bu ülke her birimiz için güvenli bir ülke olana kadar, bu iktidarla mücadele edeceğiz. Bu ülkeyi yeniden kurtaracağız.

Bu ülke 40 yıldır teröre en az kırk bin can verdi. Yaşam hakkının en önemli tehdidi terördür. Buraya gelirken bile kaygılandığımız, terörün kim olduğuna bakmadan sivilleri hedef almasıdır. Biz bu ülkede toplumsal barışın sağlanması için gerekli iradeyi hep koruduk. Biz yıllardır bu ülkede yaşayan insanların anayasada yazdığı gibi eşitliğini savunduk. 

Bu ülkede Kürtler sorunum var diyorsa  Kürt sorunu vardır. Devlet, bir sorunun olup olmadığına değil, millet o sorunun olup olmadığına karar verir. Devlet o sorunu çözmek için vardır. 

"BİR KİŞİYİ KONUŞTURUP SORUNU ÇÖZME HESABI YANLIŞTIR"
Ancak Cumhur İttifakı bu sorunları görmezden gelerek diğer yandan şehit ailelerinin duygularını yok sayarak, işine gelen aktörü parlatarak, işine gelmeyeni hapiste tutarak bir dayatmanın içine girmiştir. Bizim tutumumuz nettir.

Bizim tutumumuz nettir. Kürtler sorunumuz kalmadı diyene kadar bu sorunun varlığına inanacağız.Bu sorunlar, kayyım politikaların sona ereceği, sivil demokratik siyasetin önünün açılacağı, herkesin kendini özgür hissedeceği bir süreci Meclis’te başlatarak bu sorun çözülmelidir.

Biz üzerimize ne düşüyorsa katkı vereceğiz. Terörün bitmesi için kim konuşacaksa konuşsun. Ama bir kişiyi konuşturup sorunu çözme hesabı yanlış hesaptır. Bir kişinin sorununu çözüp, Tayyip beyin de istediğini alıp, bu alışverişle bir anayasa hesabı kurmak ayıplı bir hesaptır. 

ERDOĞAN'A ÇAĞRI
Biz çözüm için Meclis’i adres gösteriyoruz. Recep bey, Abdullah Öcalan’a Meclis’i adres gösteriyor.  Yapılan teklif görünüşte sayın Bahçeli'nin beyin teklifidir. Cumhur ittifakının gizli açılımının ayan beyan sözcüsü sayın Bahçeli'dir.  Ancak sayın Erdoğan’ın hala iki kelam etme cesareti gösteremediğini hayretle görüyoruz.   
Artık sözcünün görevi bitmiştir. Erdoğan çıkıp bu millete bir açıklama yapmak zorundadır. Bahçeli’yi sözcü kılma, ne diyorsan sen söyle!"