Kadınlar Ankara'da da "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü'nde" alanlara çıktı. “Erkek şiddetine karşı itaat yok isyan var” pankartıyla seslerini duyurmak isteyen kadınlar, geçtiğimiz 25 Kasım'dan bu yana 376 kadının erkek şiddetiyle katledildiğini açıkladı. LGBTİ artı dövizi taşıdığı iddia edilen 5 kişi alana alınmayarak gözaltına alındığı öğrenildi.
Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle Ankara’da alanlara çıktı. Ankara Kadın Platformu çağrısı ile 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü'nde bu akşam Sakarya Caddesi’nde buluşan kadınlar “Erkek şiddetine karşı itaat yok, isyan var” yazılı pankartı taşıdı. Polis, LGBTİ artı dövizi taşıdığı iddia edilen 5 kişiyi gözaltına aldığı öğrenildi. Kadınlar, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Kadınlar yürüyor mücadele büyüyor” sloganları attı.
PANKART TARTIŞMASI
Erkek şiddetinin son bulmasını isteyen kadınlar ANKA Haber Ajansı’na konuştu:
Polisin pankartlarını alana almadığını söyleyen avukat Damla Yılmaz, “Alana girerken hukuksuz müdahalelere maruz kaldık. ‘AKP, tarikat, tek adam’ gibi kelimeler geçen pankartları almamak için inanılmaz bir direnç gösterdiler. Bir şekilde bazılarını alana sokmayı başarabildik. Burada güvenlik adı altında her zaman kadınları provoke edip her seferinde olay çıkarmaya çalışan bir Ankara Emniyet Müdürlüğü var” dedi.
Pankartlarında “erkek, devlet, şiddet” kelimeleri bulunduğu gerekçesiyle alana alınmadıklarını bekletildiklerini, avukatlar gidince pankartı içeri sokabildiklerini söyleyen başka bir kadın da, “Erkek devlet şiddetini sırf kağıtta yazıyor diye yok sayamazlar. Biz bunu yaşıyoruz zaten” diye konuştu.
"BİZ KADINLAR EN TEMEL İHTİYACIMIZ OLAN PEDE DAHİ ULAŞAMADIĞIMIZ BİR YERDE YAŞIYORUZ"
Üniversite öğrencisi bir kadın ise, yoksulluğu en fazla yaşayanların kadınlar olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Devletin kadınlara bakış açısı çok belli. Yeni çıkardıkları Aile Yasası ile beraber kadının emeğini görmezden gelerek kadını eve hapsetmeye çalışıyorlar. Biz kadınlar, yoksulluğu en çok zorluklarını çekeniz. En temel ihtiyacımız olan pede dahi ulaşamadığımız bir yerde yaşıyoruz biz. Buna karşı da en büyük sömürüye biz maruz kalıyoruz. İş yerlerinde mobbinge, tacize maruz kalıyoruz. Üniversitelerimizde özgür yaşama alanlarımız yok. Cinsiyetçi akademisyenlerle karşı karşıyayız."
"ÖĞRETMENLER ŞİDDETE UĞRAYAN MESLEK ÖRGÜTLERİNİN BAŞINDA YER ALIYOR"
Öğretmen olduğunu söyleyen bir başka kadın ise şöyle konuştu:
“Öğretmenim ben. Öğretmenler genel olarak şiddete uğrayan meslek örgütlerinin başında yer alıyor. Sorun tamamen politik. Ülkenin kendi politikalarının neticesinde olduğunu düşünüyorum. Kadınlar zaten çok dezavantajlı durumda. Baskıya, tacize her türlü şiddete de maruz kalıyor. Ekonomik sorun bunu katmerliyor. Siyasi olarak karar mekanizmalarında olmadıkları için söz söyleme hakkını da kaybetmiş oluyorlar. 'Kadınları nasıl özgürleştiririz?' Hem ekonomik hem de sosyal haklarının verildiği oranda. Bunlardan yoksun olan bir kesimin etkilenmesi nasıl olur? Derin yoksulluk olur.”
"GEÇTİĞİMİZ 25 KASIM'DAN BU YANA 376 KADIN ERKEK ŞİDDETİYLE KATLEDİLDİ"
Ankara Kadın Platformu tarafından yapılan basın açıklamasını Selda Kondakçı okuyarak şunları söyledi:
"Bugün 25 Kasım. Bugün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve biz kadınlar, 'Erkek ve devlet şiddetine karşı itaat yok isyan var' demek için bugün de yaşadığımız coğrafyanın ve dünyanın sokaklarına çıktık. Kadınlara yönelik saldırıların her geçen gün derinleştiği ve kadınların dünyanın dört bir yanında diktatörlere karşı örgütlendiği, direndiği, isyan ettiği bir süreci yaşıyoruz. İktidar, erkek şiddetine karşı önlem almadığı gibi cinsiyetçi, LGBTİ artı düşmanı, kadın kazanımlarına saldıran politikalarına her gün bir yenisini ekliyor. Kadına yönelik şiddeti önleme yükümlülüğü olan devlet, kadınlara yönelik işkenceye varan özel savaş uygulamalarıyla, cezasızlık politikasıyla, erkek yargı mekanizmasıyla, İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadın kazanımlarını hedef alan hukuksuz uygulamalarıyla şiddetin bizzat faili durumunda. Geçtiğimiz 25 Kasım'dan bu yana 376 kadın erkek şiddetiyle katledildi. Kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri her geçen gün artarken, bu ölümlere ilişkin etkin soruşturma yürütülmüyor, cinayetlerin üstü kapatılmaya çalışılıyor. Hayatlarına karşılık özsavunma hakkını kullanmak zorunda kalan kadınlar bir kez daha erkek yargı tarafından sistematik hukuksuzluğa maruz bırakılıyor. Kadın mücadelesini her alanda yargılamaya çalışanlar, kadın ve LGBTİ artı katillerine kol kanat geriyor. Gülistan Doku 1056 gündür kayıp. İpek Er’in, Nadira’nın, Ceren’in faillerini de failleri cezasızlıkla ödüllendirenleri de tanıyoruz. Özsavunma hakkını kullanan Nevin Yıldırım’ı, Fikriye Özbek’i unutmuyoruz. Kadın cinayetlerini olağanlaştırmaya çalışan 'erkek adalete itaat yok, isyan var' demek için bugün sokaklardayız."