Kobani Davası'nda verilen kararlara tepki gösteren HDP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Bu karar tıpkı iddianame nasıl sarayda ve MHP Genel Merkezi'nde yazıldıysa bu kararda aynı odaklar tarafından yazılmıştır. Türkiye’de yargı diye bir şey kalmamıştır" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, kararın açıklanmasının ardından Sincan Cezaevi'nin önünde açıklama yaptı. Hatimoğulları, “Sincan Adliyesi’nde bir hukuk katliamına hep beraber tanıklık ettik" diyerek karara tepki gösterdi. Hatimoğulları, şunları söyledi:
''Bugün Sincan’da alınan bu alınan karar Selahattin Demirtaş 43 yıl 6 ay arkadaşlarımız yüzlerce yılla cezalandırılmıştır. Burada sabah söyledik bu bir yol ayrımıdır dedik. Bu karar tıpkı iddaianeme nasıl sarayda ve MHP Genel Merkezinde yazıldıysa bu kararda aynı odaklar tarafından yazılmıştır. Türkiye’de yargı diye bir şey kalmamıştır. Türkiye’de şuan yargının almış olduğu bu karar askeri cuntanın mahkemelerine rahmet okutacak bir karardır şu an bir hukuki darbe, siyasi darbe daha gerçekleşmiştir ve yargılanan arkadaşlarımız haksız ve hukuksuz yere cezaya çarptırılan arkadaşlarımız bütün dünyanın vicdanında bütün dünya kamuoyunun vicdanında beraat etmiştir. Bu kararları alanlar tıpkı Denizler'in kalemlerini kıranlar gibi nasıl lanetlendiyse burada bu kalemi arkadaşlarımız için kıranlar aynı şekilde lanetlenecek ve tarihin çöp çöp sepetine hatırlanmamak üzere gömülecektir.''
Tuncer Bakırhan da konuşmasında şu görüşleri dile getirdi:
"Bugün Sincan'da dava görülen mahkeme salonunda İstiklal Mahkemeleri'nin ruhu, 12 Eylül, 12 Mart darbelerindeki yargılanmanın ruhu tekrar hortlamıştır. 21. yüzyılda normalleşme, yumuşama mesajlarının verildiği bu süreçte HDP, Kürt siyaseti, devrimciler, demokratlar siyaset sahnesinden silinmeye çalışımıştır. Bir şeyi unutuyorlar; 31 Mart'ta Kürtler, emekçiler aslında bu adaletsiz düzene, iktidarın ardındaki bu yargı kararlarına büyük bir cevap verdi.Bu cevabı almayanlar bugün Türkiye demokrasisine, Türkiye'nin geleceğine büyük bir kötülük yapmışlardır. Ama çok iyi bilsinler; biz Kürt'ler, emekçiler, yoksullar yine her zaman olduğu gibi sahada omuz omuza dayaışarak bu kirli, kara kararları boşa çıkaracağız. Arkadaşlarımızı bir gün mutlaka özgürleştireceğiz. Selahattin'lerle, Figen'lerle birlikte demokratik bir Cumhuriyet için yine mücadele edeceğiz. Bugünlerin mücadelesini daha kararlı bir şekilde yürüteceğimizi belirtiyor, bu kararı verenleri lanetliyor, kararlarını tanımadığımızı belirtiyoruz. Bu dayanışmanın bugünden sonra daha kapsamlı, daha büyük bir şekilde devam edeceğinin sözünü veriyoruz."