HATAY TABİP ODASI BAŞKANI SEVDAR YILMAZ, BÖLGEDE SU SORUNUNA DİKKAT ÇEKTİ: “SAMANDAĞ DEVLET HASTANESİ’NDE, YAKLAŞIK 30 PERSONEL KANLI İSHAL ŞİKAYETLERİ İLE ACİLE BAŞVURDU”

HATAY TABİP ODASI BAŞKANI SEVDAR YILMAZ, BÖLGEDE SU SORUNUNA DİKKAT ÇEKTİ: “SAMANDAĞ DEVLET HASTANESİ’NDE, YAKLAŞIK 30 PERSONEL KANLI İSHAL ŞİKAYETLERİ İLE ACİLE BAŞVURDU”

Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz, deprem bölgesi Hatay’da şebeke suyunun içilemiyor olmasından kaynaklanan sorunlara dikkat çekti. Yılmaz, “Aynı yerden beslenen, aynı yerlerden yemek yiyen kişilerde zehirlenme belirtileri olabildiğini görüyorduk.

EMRE SERCAN İKE

Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz, deprem bölgesi Hatay’da şebeke suyunun içilemiyor olmasından kaynaklanan sorunlara dikkat çekti. Yılmaz, “Aynı yerden beslenen, aynı yerlerden yemek yiyen kişilerde zehirlenme belirtileri olabildiğini görüyorduk. Yani 4-5 kişi aynı yerden döner yemiş, tost yemiş ya da farklı gıdalar tüketen kişilerde bazen arka arkaya gelen vakalar olabiliyor, ishal vakaları. İhale yoluyla dışarıdan yemek alan hastanelerde de bu tür sorunlar olabiliyor. Geçen hafta Samandağ Devlet Hastanesi’nde de yaşandı. Yaklaşık 30 personel kanlı ishal şikayetleri ile acile başvurdu” dedi.

Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz, depremin ardından Hatay’da yaşanan sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Yıkım çalışmaları ve temiz su eksikliğinin yarattığı sorunlara dikkat çeken Yılmaz, şunları söyledi:

"EN BÜYÜK SORUN MOLOZLAR KALDIRILIRKEN SU KULLANILMAMASI"

“Burada yaşadığımız en büyük sorun; molozlar kaldırılırken, binalar yıkılırken su kullanılmaması ve usulüne uygun yıkım yapılmaması, taşınmaması, ayrıştırma yapılmaması. Ortalık toz duman, halen. Bu ileride birçok hastalığa sebep olacak. Göz şikayetleri, boğaz şikayetleri; öksürük, nefes darlığı gibi şikayetler sık geliyor. Orta vadede KOAH dediğimiz, astıma benzer rahatsızlıklar ortaya çıkacaktır. İleriki dönemlerde de özellikle akciğer kanseri, boğaz-gırtlak kanseri, mide kanseri, akciğer zarı kanseri, bağırsak zarı kanseri gibi problemlere sebep olacak.

İçinde bilmediğimiz birçok ağır metal de var. Biliyorsunuz evlerde televizyonlar vardı, onlar kırıldı. Floresan lambaları, bilgisayarlarda, cep telefonlarında kullanılan bir sürü ağır metal de var. Onların ne olduğunu bilmiyoruz. Onların ne tür bir etki göstereceğini de bilmiyoruz. Bir ölçüm de yapılmıyor. Ne olduğu konusunda bir araştırma da yapılmıyor. Öyle saklı bir tehlike de var şu an için.

"İKİNCİ BÜYÜK SIKINTIMIZ ŞEBEKE SUYUNUN İÇİLEMİYOR OLMASI"

İkinci büyük sıkıntımız şebeke suyunun içilemiyor olması. Şebeke suyu içilemeyince, içme suyu konusunda dışa bağımlılığımız söz konusu. Su gelirse içebiliyorsunuz, su gelmezse ciddi bir yoksunluğa girebiliyorsunuz. Bu da birçok bulaşıcı hastalıkların özellikle ishalin olmasına sebep olabilecek bir durum. Çünkü hijyeni yeterince sağlayamayacaksınız. Sıvı azlığına bağlı olarak da ciddi sıkıntılar yaşanabilecek.

Toplu yemek yenen yerlerde denetimlerin yeterince yapılmadığını da… Denetim yapılıyor ama yeterince yapılamadığı için bazı sıkıntılar oluyor. Aynı yerden beslenen, aynı yerlerden yemek yiyen kişilerde zehirlenme belirtileri olabildiğini görüyorduk. Yani 4-5 kişi aynı yerden döner yemiş, tost yemiş ya da farklı gıdalar tüketen kişilerde bazen arka arkaya gelen vakalar olabiliyor, ishal vakaları.

İhale yoluyla dışarıdan yemek alan hastanelerde de bu tür sorunlar oluşması söz konusu olabiliyor. Buna benzer bir olay Samandağ Devlet Hastanesi’nde de yaşandı. Yaklaşık 30 personel kanlı ishal şikayetleri ile acile başvurdu. Böyle bir sorun da yaşandı geçen hafta içerisinde.

"TAŞIMA SU İLE BURADA HAYAT DÖNMEZ"

Dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması gerekiyor. Taşıma su ile burada hayat dönmez. Burada hayat dönmeyecek, bu şekilde. Şebeke suyunun mutlaka içilebilir hale getirilmesi lazım. Bunun için de belediyenin çalışması gerekiyor. Belediyenin de bu konuda imkanlarının kısıtlı olduğunu daha önce defalarca söyledik. Çünkü belediye, yaklaşık altı aydır fatura tahsilatı yapamıyor. Su tahsilatı yapamıyor, emlak vergisi tahsilatı yapamıyor, çöp vergisi tahsilatı yapamıyor, çevre vergisi tahsilatı yapamıyor… Yerelden olan bütün asli gelirleri yok ellerinde, şu an. Buna mukabil, dışarıdan da bir destek yok, merkezi hükümetten de bir destek yok. Burada yaklaşık 110 tane belediye varken, seçim öncesi; bu sayı 30’a düştü. 80 tane belediye buradan tamamen elini eteğini çekti. 30 tane belediye var şu anda burada çalışan. Onlar da kısmi çalışmalar yapıyor. Dışarıdan bir destek olmadan Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin bu işi tek başına yapabilmesinin mümkün olmadığını söyleyebilirim. Dışarıdan ciddi bir destek gerekiyor. Bu konuda altyapının tekrar işlevsel hale gelebilmesi için…

Burada bir sürü kamyonlar var, iş makinesi var, yıkım arayışları var. Bunlar da çalışırken altyapıya da zarar veriyor. Dikkatli olunması gerekiyor. Çalışanların ehil kişilerden seçilmesi ve altyapıya zarar vermeden çalışmaları gerekiyor.”

 


Haber Kaynak : ANKA HABER