Emirdağ’da yaşayan Hülya Dağcı, arazi anlaşmazlığı sebebiyle husumetli olduğu AKP’li akrabaları tarafından şiddet gördüğünü söyleyerek “Biz, AKP’nin adını kullanarak baskı kuranlardan dolayı hayatımıza devam edemiyoruz. AKP, çıkarlar için kullanılıyor” dedi.
Cumhuriyet'ten İlayda Kaya'nın haberine göre; Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde yaşayan Hülya Dağcı ve ailesi, arazi anlaşmazlığı sebebiyle 2015’ten beri husumetli olduğu akrabaları tarafından baskı gördüklerini söyledi.
Hülya Dağcı, son olarak kardeşi Selim Dağcı’yla akrabaları Doğan Dağcı arasındaki davanın sonuçlandığını anlatarak “Kardeşim Selim Dağcı’nın 12 yaşındaki kızı, koruma kararı olmasına rağmen akrabamız Doğan Dağcı’dan şiddet gördü ve şimdi psikolojik tedavi görüyor. Asıl mağdur yeğenimken dava dosyasından yeğenimi çıkardılar sanık olarak kardeşimi yargıladılar. Kardeşim Selim’e pazar alanında tuzak kurdular ve kardeşimin onlara saldırdığını söylediler. Oysa kardeşim sadece oradan geçiyordu. Kameralardan akrabalarımız tarafından takip edildiği gözüküyor. Kardeşimi suçlu çıkardılar, tek taraflı yargılama yapıldı. Kardeşim yaklaşık sekiz ay hapis cezası aldı” dedi.
‘SOYLU’ VE ‘ÖZKAYA’ İDDİASI
Akrabası AKP’li Emirdağ Teşkilat Başkanı Süleyman Kocabıçak’ın da AKP’li yöneticilerin adını ve partinin ismini kullanarak baskı uyguladığını kaydeden Dağcı, Erdoğan’a seslenerek “Cumhurbaşkanımız mağdur ve perişan olan bizleri görsün, gereğini yapsın ve bizi bu kişilerden kurtarsın. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na şikâyet ettiğim hafta Süleyman Kocabıçak bakanlıkta poz verdi.
Ne zaman şikâyet etsem kaymakamla yan yana görüldü. Bu kişiler sadece bizi değil, yaylaya çıkan insanları da darp ediyorlar. Üst yöneticileri araya sokarak baskı yaratıyorlar. Bir durum olduğunda arkamda Süleyman Soylu ve AKP’li milletvekili Ali Özkaya var diyorlar. Ben hâlâ AKP’ye üyeyim. Bu şahıslar yüzünden partiden koptum. Burada AKP, çıkarlar için kullanılıyor” diye konuştu.
‘MÜFETTİŞ GÖNDERİN’
Akrabalarıyla yapılan tüm dava dosyalarına müfettiş getirilmesini talep eden Dağcı, “Müfettiş gelsin ve tekrar yargılanalım. Eğer doğru bir yargılama olsaydı ben üç bıçak darbesi almaz, şu an onun yarattığı etkilerle yaşamazdım.
Biz yargı sürecinde haksızlık istemiyoruz. 23 Şubat’ta Cumhuriyet’le sesimi duyurduktan sonra baskılar arttı. Silahla takip edildik ve arabamıza zarar verdiler. Savcıya kamera kayıtlarını götürünce ‘Büyükler araya girsin’ dedi. Dilekçeyi kabul etmedi. Öte yandan kardeşimin davası haksız konuma düşürüldü. Kardeşimin dosyası istinafa gitmeden kapatıldı. Biz AKP’nin adını kullanarak baskı kuranlardan dolayı hayatımıza devam edemiyoruz” dedi.