Erdoğan, “2022 yılında asgari ücretin en alt rakamı 4 bin 250 lira olarak uygulanacaktır. Çalışanın evli olmasına ve çocuk sayısına göre de bu rakam daha da yükselmektedir. Son 50 yılın en yüksek rakamını ifade eden asgari ücret artışı yüzde 50 seviyesinde gerçekleşmiştir” dedi. Erdoğan, asgari ücretten alınan damga ve gelir vergisinin kaldırıldığını ve böylece işverenlerin 450 liralık yükten kurtulduğunu söyledi.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve hükümetin içinde bulunduğu Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk üç toplantısının ardından, dördüncü toplantısını Cumhurbaşkanlığı’nda yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan toplantının ardından şunları söyledi:
“Bugün gerçekleştirilen dördüncü toplantı ile nihai karar aşamasına gelinmiştir. Komisyon, asgari ücretin 4 bin liranın üzerinde olması gerektiği yönünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımıza görüş bildirmiştir.
Gerek işçi kesimini temsilen gerek işveren kesimini temsilen taraflar gerçekten çok farklı bir anlayış içinde özveri ile bu süreci işlettiler. Bu tabii, bugüne kadar pek alışılmış yaklaşım metodu değildi. Bunlar ilk defa oluyor. Bundan dolayı, Cumhurbaşkanı olarak çok mutluyum.
Bakanlığımız tarafından, şahsıma aktarılan bu görüş çerçevesinde biz de asgari ücreti belirledik. Buna göre, 2022 yılında asgari ücretin en alt rakamı 4 bin 250 lira olarak uygulanacaktır. Çalışanın evli olmasına ve çocuk sayısına göre de bu rakam daha da yükselmektedir. Son 50 yılın en yüksek rakamını ifade eden yüzde, asgari ücret artışı yüzde 50 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında belirtildiği şekilde demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunun ifadesi olan bu artışla, çalışanlarımızı fiyat artışları karşısında ezdirmeme kararlılığımızı ortaya koyduğumuza inanıyorum. Ülkemizin içinden geçtiği şu zor dönemde elbette çalışanlarımız çok daha fazlasını hak ediyor.”
“KİMSE SPEKÜLASYONA GİRMEMELİ”
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kimse ne işveren üzerinden ne de çalışan işçi üzerinden herhangi bir spekülasyona girmemeli ve onların da istismarını yapmamalı. Geçmişte dolar şuydu, doların o olduğu dönemden hesabı dolar üzerinden yaparak şu anda da asgari ücreti tespit etmek gerekir gibi yaklaşımlar, bu ülkenin çalışan ve işveren istismarından başka değildir.
“TÜRK LİRAMIZI YEDİRMEYECEĞİZ”
Bunlara sormak lazım, sizin geçmişinizde Türk lirasının olduğu ülkede bu insanları dolar ve euro ile mi çalıştırıyordunuz, bu insanları? Spekülatörlüğe gerek yok. Bizim paramız bellidir, o da Türk lirasıdır. Biz Türk liramızı yedirmeyeceğiz. Bazı sıkıntılar var, bu sıkıntıları da aşacağız. Yeni ekonomi politikamızda önceliğimiz istihdamın korunmasına ve geliştirilmesine verdiğimizin her fırsatta altını çiziyoruz. Salgın sürecinde, istihdam merkezli destek politikaları sayesinde bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Ülkemizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat odaklı büyümesini hızlandırmak için gereken adımları atmayı sürdüreceğiz. İstikrar ve güven
“DAMGA VE GELİR VERGİSİ KALKTI”
Asgari ücrette tarihi bir artışı gerçekleştirirken, işveren üzerindeki yükünü azaltacak adımları ihmal etmedik. Ülkemizde onlarca yıldır asgari ücretin vergiden muaf tutulması tartışmaları yaşanmıştır. Bu özlemi de hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki yıl başından itibaren asgari ücretten alınan gelir vergisi ve damga vergisini kaldırıyoruz. Bu iki verginin kalkmasıyla işveren kesimini 450 liralık ilave bir yükten de kurtarmış oluyoruz. Asgari ücrette tarihi bir artış yaparken işveren üzerindeki ilave maliyetini 450 lira aşağıya çekmiş bulunuyoruz. Hükümet olarak asgari ücretti fevkalade yüksek bir oranda artırarak çalışanlarımızın, asgari ücretten alınan vergiyi kaldırarak işverenlerimizin yanında olduğumuz gösterdik.”
“6 MİLYON 90 BİN ÇALIŞANI İLGİLENDİREN KONU”
Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, işçi ve işveren tarafına teşekkür ederek, “Asgari ücret ülkemiz açısından önemli. 6 milyon 90 bin çalışanı ilgilendiren bir konu. Onlarla sınırlı değil bütün ücret düzeylerini sıralamayla etkileyen temel ücret durumuna gelmiştir. Ekonomik kalkınmaların ortaya getirdiği sorunların sosyal politikalarla korumak çok önemlidir. Sosyal politikaların amacı budur. Asgari ücret de bu işlevlerden birini yerine getiren kurumdur” dedi.
Türk- İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, “Zorlu bir sürecin sonuna geldik. Çalışmalarımızı da tamamladık. Takdir Sayın Cumhurbaşkanımızın. İyi bir çalışma yaptığımızı düşünüyorum. Yaptığımız çalışmanın emekçileri tatmin edeceğini düşünüyorum. Asgari ücretin dışında da tüm emekçileri ilgilendiren kazanımlarımız olduğunu da ifade edeyim” diye konuştu.
TİSK Genel Özgür Burak Akkol, “Bu sürece pazarlık süreci demiyorum. İşçi ve işveren kesimimiz en iyisini yapabilmek için görüşüyor. Bu toplu sözleşme gibi pazarlık değil ortak nereye varabiliriz sürecidir. TİSK olarak bakış açımız net. Çalışan olmadan çalışan olmaz. İşveren olmadan da çalışan olmaz. Devlet olmadan da her ikisi olmaz” dedi.