HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan; dün Çekya'nın başkenti Prag'daki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın görüşmesini değerlendirdi. Paylan, “Ermenistan ve Türkiye halkları birbirlerinin düşmanı değiller. Olamazlar. Bu halklar, yüz yıl önceye kadar barış içinde kardeşçe yaşadılar. Aynı şekilde Azerbaycan ve Ermenistan halkları da birbirlerinin düşmanı değildir. Olamazlar. Çünkü bu halklar yalnızca 35 yıl önceye kadar bir arada, yan yana, kardeşçe yaşadılar" dedi. Sorumluluk alma çağrısı yapan Paylan, "Şimdi barışı konuşma zamanıdır. Bu konuda hep beraber sorumluluk alma zamanıdır. Ben bu konuda elimden geleni hatta elimden gelenin fazlasını yapmak üzere her türlü sorumluluğu alacağım" diye konuştu.
Avrupa Siyasi Topluluğu'nun (AST) Prag'daki toplantısı öncesi Prag Kalesi’nde dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Aliyev ve Başbakan Paşinyan bir araya geldi. Erdoğan, Paşinyan ile görüşme sonrasında, "Ermenistan ile görüşmeler karşılıklı olarak devam ediyor. Biz de bugün Paşinyan ile görüşmemizi samimi bir havada gerçekleştirdik. Bazı talepler söz konusu oldu. Dışişleri Bakanlarımız, özel temsilcilerimiz görüşecek ve çıkan neticeye göre adımlarımızı atacağız" dedi.
Ayrıca Erdoğan; "Bir an önce Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan aradaki bu ilişkileri ısıtalım ve bu işi çözelim istiyoruz" mesajı verdi.
"BARIŞ İÇİN YENİ BİR FIRSAT; FIRSAT PENCERESİ VAR"
Garo Paylan, Erdoğan, Paşinyan ve Aliyev görüşmesine ilişkin ANKA'nın sorularını yanıtladı.
Kafkasya'da barışın sağlanması gerektiğini söyleyen Paylan, "Kafkaslarda on yıllardır barışa hasretiz. Kafkaslar'da 1994'te de barış için bir fırsat olmuştu. 2008-2009'da da bir barış fırsatı olmuştu ama bu barış fırsatları kaçırıldı. Şimdi barış için yeni bir fırsat, fırsat penceresi var. Prag'da uzun süre yapılan öngörüşmelerden sonra Türkiye ve Ermenistan liderleri, Erdoğan ve Paşinyan görüştüler. Aynı şekilde Azerbaycan ve Ermenistan liderleri Aliyev ve Paşinyan buluşması gerçekleştirdi" dedi.
"ÇOK TARİHİ ADIMLAR"
Erdoğan ve Paşinyan görüşmesi üzerine Paylan, "Buluşmada, Türkiye ve Ermenistan normalleşmesinin tam normalleşme olarak ulaşılması hedefi teyit edildi. Liderler bazında teyit edildi, bu önemliydi. Aynı zamanda Aliyev ve Paşinyan buluşmasında da Ermenistan ve Azerbaycan'ın kalıcı barış anlaşmasının imzalanması konusunda önemli adımlar atıldı. Bunlar çok tarihi adımlar. Belki toplumların önyargısı var. Mesafeli, önyargılı bakıyorlar. Bu anlaşılabilir. Büyük travmalar, acılar yaşandı. Ama dün Prag'da tarihi buluşmalar gerçekleşti" değerlendirmesinde bulundu.
"BU MESELEYİ YALNIZCA SİYASETÇİLERİ VE LİDERLERE BIRAKIRSAK AKAMETE UĞRAYABİLİR"
Paylan, barış için sorumluluk alınması gerektiğini belirtirken, "Bu meseleyi yalnızca siyasetçilere ve liderlere bırakırsak bu mesele akamete uğrayabilir. Ama dün oluşan zemin üzerine Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye halklarının kalıcı barışını sağlayacak bir zemin oluşmuştur. Bu konuda da eğer ki sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, ticaret odaları, sendikalar, diğer kuruluşlar, aydınlar, gazeteciler sorumluluk alırsa eminim ki bu barış kalıcı bir barışa doğru evrilecektir" diye konuştu.
"NORMALLEŞME KONUSUNDA HER İKİ LİDER DE ÖNEMLİ BİR İRADE ORTAYA KOYDULAR"
Türkiye'nin, "Azerbaycan ve Ermenistan barışı konusunda hakemlik yapamadığını" ifade eden Paylan, şunları söyledi:
"Yapma olasılığı da azdır. Çünkü iki yıl önce gerçekleşen savaşta Türkiye, bir tarafı, Azerbaycan'ın tarafını tuttu. 'Can Azerbaycan' dedi. Ama Ermenistan da bu bölgenin bir ülkesi. Ve Ermenistan ve Türkiye halkları yüzlerce yıl bir arada yaşadılar. Ermenistan da can olmalıydı Türkiye için. Eğer bunu sağlayabilmiş olsaydı Türkiye, bu barışta da bir hakem rolü oynayabilirdi. Ama şu anda büyük oranda Azerbaycan'ın tarafını tutuyor. Bu politikada da değişiklik işaretlerini görüyorum. Erdoğan-Paşinyan buluşmasından sonra Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi konusunda her iki lider de önemli bir irade ortaya koydular. İki liderin ve halkların yakınlaşması sonucunda bu durumun değişebileceğini iddia ediyorum.
"ERMENİSTAN-TÜRKİYE; AZERBAYCAN-ERMENİSTAN HALKLARI BİRBİRİNİN DÜŞMANI DEĞİLDİR"
Türkiye-Ermenistan sınırı açılırsa; Ermenistan ve Türkiye halkları kucaklaşırsa, birbirleriyle ticaret yaparsa, kültürel ve diplomatik ilişki kurarlarsa önyargıların kırılacağını ve bu konuda daha fazla sivil toplum kuruluşlarının ve halkın da daha fazla sorumluluk alacağını düşünüyorum. Çünkü Ermenistan ve Türkiye halkları birbirlerinin düşmanı değiller. Olamazlar. Bu halklar, yüz yıl önceye kadar barış içinde kardeşçe yaşadılar. Aynı şekilde Azerbaycan ve Ermenistan halkları da birbirlerinin düşmanı değildir. Olamazlar. Çünkü bu halklar yalnızca 35 yıl önceye kadar bir arada, yan yana, kardeşçe yaşadılar. Bakü'de Ermeniler vardı; Karabağ'da Azeriler ve Ermeniler bir arada yaşıyorlardı. Ama maalesef yaşanan savaşlar ve travmalar sonucu bu barıştan bir dönem için uzaklaştık. Şimdi barışı konuşma zamanıdır. Bu konuda hep beraber sorumluluk alma zamanıdır. Ben bu konuda elimden geleni hatta elimden gelenin fazlasını yapmak üzere her türlü sorumluluğu alacağım."