Eskişehir’de işçiler hükümete seslendi: İşçiler enflasyonun nedeni değil, mağdurudur

Eskişehir’de işçiler hükümete seslendi: İşçiler enflasyonun nedeni değil, mağdurudur

Eskişehir’de yüzlerce işçi Türk İş’in çağrısıyla Ulus Anıtı’nda bir araya geldi. İşçiler adına açıklama yapan TES İŞ Eskişehir Şube Başkanı Haluk Doğan, "İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır.

Eskişehir’de yüzlerce işçi Türk İş’in çağrısıyla Ulus Anıtı’nda bir araya geldi. İşçiler adına açıklama yapan TES İŞ Eskişehir Şube Başkanı Haluk Doğan, "İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Az kanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır" dedi.

Türk İş, ‘Vergide adalet’ sloganıyla 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması yaptı. Eskişehir’de de Ulus Anıtı önünde toplanan yüzlerce işçi, 'vergide adalet istiyoruz', 'bu daha başlangıç mücadeleye devam', 'emeğe uzanan eller kırılsın' sloganları atıldı.

Türk İş Eskişehir Şubesi adına açıklama yapan TES İŞ Eskişehir Şube Başkanı Haluk Doğan, artan enflasyona ve hayat pahalılığına işçilerin dayanacak gücünün kalmadığını söyledi. Doğan, "Mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir. Bugün burada, yaşanan sorunlara dikkate çekmek ve bir an önce harekete geçilmesi için uyarıda bulunmak için toplandık" diye konuştu.

"İşçiler çocuklarının eğitim masraflarını kara kara düşünüyor"

Haluk Doğan, şu ifadeleri kullandı:

"İşçinin, yoksulun dayanacak gücü kalmadı. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalama 15 bin liranın üzerine çıktı. İnsanlar, yüksek kiralar sebebiyle, sağlıksız ortamlarda yaşamak zorunda kalıyor. Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam gelmeye devam ediyor. Geçen ay elektrik fiyatına, bu ay da doğal gaza yüzde 38 zam geldi. Önümüzdeki ay okullar açılacak. Eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hal aldı.  Analar, babalar ‘çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz?’ diyor. İşçiler çocuklarının eğitim masraflarını şimdiden kara kara düşünüyor.

"Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da birinci"

Yılbaşından günümüze kadar iğneden ipliğe her şeyin fiyatı 2 katına çıkarken, işçinin emeklinin, yoksulun geliri yerinde saydı. Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilebilir bir yanı yoktur. Yaşanan enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında uçurum vardır. İşçilere, emeklilere yapılan düşük zamlar, her geçen gün yoksulu daha da yoksul hale getirmektedir. İşçinin alım gücü hızla düşmektedir. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozulmaktadır. Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da birinci, dünyada 28’inci sıradadır. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu eşitsizlik daha da artacaktır.

"İşçiler enflasyonun nedeni değil, mağdurudur"

Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerin enflasyonu düşürmek için de fedakârlık etmesi beklenmemelidir. Bu nedenle Tasarruf Tedbirleri Genelgesiyle çalışanın servis ve diğer haklarının kaldırılması kabul edilemez. Servis ve diğer haklar toplu iş sözleşmesi ile elde edilmiş kazanımlardır. Bunun genelgeyle ortadan kaldırılması, başta Anayasa’nın ilgili hükümleri olmak üzere, ILO normlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Tasarruf, çalışanın servis ve diğer haklarının elinden alınarak değil kamuda ki israfın engellemesi ile sağlanmalıdır. İşçiler enflasyonun nedeni değil, mağdurudur.

"Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınmalıdır"

Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergi sistemindeki adaletin sağlanması gerekmektedir. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler, topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve kazançları oranında vergi ödemelidir. Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acil olarak güncellenmelidir.

"Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’te sabitlenmelidir"

Ücretliler için düzenlenen gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlenmiştir. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde Mart ayında ikinci vergi dilimine girmektedir. Yılda fazladan bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. İşçiler hem kaynaktan kesilen doğrudan vergi hem de harcamalar yoluyla dolaylı vergi ödemektedir. İşçiler üzerindeki doğrudan ve dolaylı vergiler azaltılmalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’te sabitlenmelidir. İşçilerin sosyal haklarından vergi kesilmemelidir."

 


Haber Kaynak : ANKA HABER