Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ege’de ve Akdeniz’de Yunanistan’ı hesapsızca destekleyerek bu ülkenin mütecaviz ve provokatif girişimlerine cesaret verenlere de eyvallah etmedik, etmeyeceğiz. NATO’da beraberiz, güzel. NATO’da beraberiz ama geliyorsun, Yunanistan’ın adalarını silahlarla, uçaklarla donatıyorsun. Biz hâlâ F-16 meselesini sizlerle çözemedik. Parasını verdiğimiz halde çözemedik.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İstanbul’da düzenlenen TRT World Forumu’na katıldı. Erdoğan, burada şöyle konuştu:
“Son yıllarda, her alanda olduğu yayıncılık konusunda da çok ciddi mesafe aldık. Bilhassa TRT’nin insani değerleri koruma, yaşatma ve yüceltme eksenli içerikleri, yurt içinde ve dışında giderek daha fazla beğeni topluyor. Televizyon seyircilerinin en çok rağbet gösterdiği programların başında artık TRT'nin yapımları geliyor. Bir dönem yabancı dizilerin istilasına uğrayan ülkemiz, bugün dünya çapında sinema, dizi, belgesel programlarına imza atıyor.
Rusya-Ukrayna savaşı, yol açtığı ağır can kayıplarının yanında bölge ve dünya için çok ciddi insani, ekonomik ve politik maliyetler oluşturdu. Krizin en başından itibaren, ‘Savaşın kazananı, barışın ise kaybedeni olmaz’, bu ilkeyle yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde savunurken Rusya’ya yönelik akıl dışı politikalarla bölgedeki ateşin körüklenmesine de karşı çıktık. Gerek şahsımın Rusya ve Ukrayna liderleriyle yaptığı doğrudan görüşmelerle gerek ilgili kurumlarımızın temaslarıyla dünyaya örnek teşkil edecek bir barış diplomasisine imza attık. İstanbul süreci sahadaki gelişmelerle sekteye uğramış gibi görünse de halen kalıcı barış için en ideal müzakere zemini olma özelliğini koruyoruz. Rusya ile Ukrayna arasındaki esir takası da yine ülkemizin arabuluculuğunda gerçekleşti.
“PAZAR GÜNÜ PUTİN İLE GÖRÜŞMEM OLACAK”
Bu krizi çözmek amacıyla pazar günü Sayın Putin ile görüşmem olacak. Aynı şekilde Sayın Zelenski ile görüşmem olacak. Bu görüşmelerle birlikte, istiyoruz ki bu tahıl koridorunu daha da güçlendirelim. Sayın Putin’in de ifadesiyle öncelikle az gelişmiş ülkelere bu tahıl koridorundan, tahıl ambarından bu imkanları gönderelim. Tahıl koridorundaki tıkanıklığın aşılması ve anlaşmanın süresinin uzatılması, yine ülkemizin girişimleri sayesinde mümkün olabildi. Zaporijya Nükleer Santrali ile ilgili endişeleri de ROSATOM ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı uzmanları İstanbul’da bir araya gelerek görüştüler. Türkiye, savaşın sebep olduğu enerji krizinin aşılması için de öncü bir rol oynamayı sürdürecek. Bu süreçte tüm dünya, samimi ve gerçekçi gayretlerimizi takdir etti.
“TERÖRİSTLERLE VERDİĞİMİZ MÜCADELEDE BİZE KALKIP KİMSE HESAP SORAMAZ”
Türkiye, Avrupa'nın karşı karşıya olduğu meselelerin çözümünde de kilit rol oynama potansiyeline sahiptir. Tabii bunun için önce Avrupa'nın, diplomatik ve ekonomik ilişkilerden terörle mücadeleye kadar her konuda ülkemize yaklaşımını, müttefiklik ve ortaklık ruhuna uygun şekilde değiştirmesi gerekiyor. Türkiye'nin mücadele ettiği terör örgütlerine gizli açık destek veren, teröristleri himaye eden, tarafı olduğu her meselede karşısında yer alan bir Avrupa ile ortak bir gelecek hayali kurmamızın zor olduğu açıktır. Avrupa Birliği tam üyeliği sürecinde maruz kaldığımız aleni haksızlıkları, uygulanan örtülü ambargoları, bize uygulanan örtülü ambargoları, insani meselelerin şantaj meselesi haline getirilmesi gibi daha nice sorunları saymıyorum bile. Halbuki biz, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra tercihimizi Avrupa ile birlikte yol yürümekten yana kullanmış, bunun için Soğuk Savaş döneminin yükünü omuzlamış ülkeyiz. Siyasi, askeri, ekonomik desteğimizle, insan gücümüzle Avrupa'nın güvenliği ve refahını sürdürmesine verdiğimiz katkıları kimse inkar edemez. Açık konuşmak gerekirse; yaptığımız onca fedakarlığa rağmen, bilhassa birliğimizi ve beraberliğimizi tehdit eden terör örgütleriyle mücadelemizde yalnız bırakıldığımızı asla unutmayacağız. Binlerce TIR silah, mühimmat, araç, gereç, ülkemin güneyinde, Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütlerine gönderilmiştir. Bunu gönderen ülkeye bakıyorsunuz, NATO'da beraber olduğumuz ülke. NATO'da biz seninle beraberiz de bu terör örgütlerine bunca silah, mühimmat, araç gereci nasıl gönderirsin? ‘Yok’ diyor, ‘böyle bir şey’. Bütün video yayınlarının hepsini kendilerine gösterdik, gösteriyoruz. Türkiye'ye bunları anlatamazsınız. Çünkü biz, her zaman haktan, hakikatten yana olduk, gerçekten yana olduk. Onun için de bu teröristlerle verdiğimiz mücadelede bize kalkıp kimse hesap soramaz.
Avrupa başta olmak üzere dünyanın en büyük tehdit gördüğü DEAŞ’a karşı en ağır darbeyi biz vurduk. Bu görüşümüzü sahada fiilen ispatladık. Bugün ‘benim’ diyen ülkeler acaba DEAŞ ile herhangi bir mücadele veriyor mu? Hayır. YPG, PYD, bunlarla bir mücadele veriyor mu? Hayır. Tüm bunlarla mücadeleyi veren ülke biziz. Sınırlarımızın güvenliği için başlattığımız harekatları kimseden destek alamasak da yürütecek ve sonuçlandıracak güce, imkana, kararlılığa sahip olduğumuzu herkese gösterdik.
"NATO’DA BERABERİZ AMA GELİYORSUN, YUNANİSTAN’IN ADALARINI SİLAHLARLA, UÇAKLARLA DONATIYORSUN. BİZ HÂLÂ F-16 MESELESİNİ SİZLERLE ÇÖZEMEDİK"
Ege’de ve Akdeniz’de Yunanistan’ı hesapsızca destekleyerek bu ülkenin mütecaviz ve provokatif girişimlerine cesaret verenlere de eyvallah etmedik, etmeyeceğiz. Az önce söyledik; e NATO’da beraberiz, güzel. NATO’da beraberiz ama geliyorsun, Yunanistan’ın adalarını silahlarla, uçaklarla donatıyorsun. Biz hâlâ F-16 meselesini sizlerle çözemedik. Parasını verdiğimiz halde çözemedik. Kıbrıs meselesinin hakkaniyetli bir zeminde yeni ve somut adımlarla çözüme kavuşturulması için diyalogdan vazgeçmiyoruz.
Körfez ülkelerinin bazılarıyla bir dönem soğuyan ilişkilerimizi yeniden hızla güçlendiriyoruz. Afrika’da uzunca bir süre yürüttüğümüz, tamamı da birlikte kazanma yaklaşımı üzerine kurulu siyasi, ekonomik, insani programlarımızın meyvelerini almaya başladık. Güney Amerika ülkeleriyle de benzer sıkı ilişkiler kurma irademizi yavaş yavaş somut adımlara dönüştürüyoruz. Bölgesel ve küresel meselelerde Türkiyesiz bir çözüm olmadığını ve Türkiye’nin dostluğunun sağlayacağı faydaları artık herkes anlıyor, görüyor.”