CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, "Rasyonel politikalara geçiş ve uluslararası para piyasalarından dış kaynak temin etmesi umuduyla Merkez Bankası’nın (MB) başına getirilen Gaye Erkan, 8 ayda görevden ayrıldı. Tek adam yönetiminde MB Başkanlığı sıradanlaştı. Atanan yeni başkan yine ABD’den ve aileden. Merkez Bankası yönetimi, kasası, rezervleri, Cumhurbaşkanı’nın sözünden çıkmayacak, hem partiden hem de aileden yakın bir isme emanet edildi. Son toplantıda seçime kadar faiz artışına ara verildiği için en az 3 ay, faiz konusunda Erdoğan ile karşı karşıya gelmeyecek" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı. Toprak'ın raporunda yer alan değerlendirmeler özetle şöyle:
“MERKEZ BANKASI YÖNETİMİ CUMHURBAŞKANININ SÖZÜNDEN ÇIKMAYACAK: Rasyonel politikalara geçiş ve uluslararası para piyasalarından dış kaynak temin etmesi umuduyla Merkez Bankası’nın (MB) başına getirilen Gaye Erkan, 8 ayda görevden ayrıldı. Tek adam yönetiminde MB Başkanlığı sıradanlaştı. Atanan yeni başkan yine ABD’den ve aileden. Merkez Bankası yönetimi, kasası, rezervleri, Cumhurbaşkanının sözünden çıkmayacak, hem partiden hem de aileden yakın bir isme emanet edildi. Son toplantıda seçime kadar faiz artışına ara verildiği için en az 3 ay, faiz konusunda Erdoğan ile karşı karşıya gelmeyecek.
YOLSUZLUK DOSYASI BEŞ YILDIR İÇİŞLERİ BAKANLIĞI RAFLARINDA: 2024 Yerel Seçim Beyannamesini açıklayan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Gerçek Belediyecilik Yemini’ ilan etti. AKP’li Başkanlar ‘Anayasa ve yasaya bağlılık, kamu kaynaklarını harcarken dürüstlük’ yemini edecek. Anayasaya ve hukuka bağlılık başta olmak üzere defalarca çiğnenen Cumhurbaşkanlığı yemini gibi, Belediyecilik Yemini de 22 yıldır yapılanların tam tersini içeriyor. AKP döneminde İBB ve ABB kaynaklarının usulsüzce harcanmasına ilişkin yüz milyarlarca liralık yolsuzluk dosyası beş yıldır İçişleri Bakanlığı raflarında.
CAN ATALAY’IN MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞÜRÜLMESİ ANAYASAYI ASKIYA ALMAK: Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararı, Anayasa’nın askıya alınması anlamına geliyor. Yargıtay’ın TBMM’ye gönderdiği adeta talimat niteliğindeki yazının Genel Kurul’da okutulması, kendisini anayasa hükümleriyle bağlı saymayan bir idarenin ülkeyi yönettiğini gösteriyor. Yargıtay’ın AYM’ye karşı tavrı, TBMM Başkanının Anayasa’ya aykırı Yargıtay kararını okutması, iktidarın Anayasa’yı rafa kaldırıp kuralsız yönetime geçiş hedefi için siyasi testtir. Toplumun anayasa ve hukuk devletine sahip çıkma ihtimalini ölçme amaçlı nabız tutma planıdır. Anayasa’yı, hukuk devletini, özgürlükleri, demokrasiyi savunmak, en temel ve hayati yurttaşlık görevi ve sorumluluğu haline gelmiştir.
TÜRKİYE’DE HER 5 HANEDEN 3’Ü BİR HAFTA TATİLİ BİLE HAYAL EDEMİYOR: TÜİK’in 2023 Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri ülkedeki fakirliği gözler önüne serdi. Türkiye’de her 5 haneden 3’ü bir hafta tatili bile hayal edemiyor. Her 5 haneden 2’si et-tavuk-balık yiyemezken her 5 haneden biri soğukta ısınamıyor. İktidar, 21 yıl ülkeyi yönetip aileleri beslenemez, ısınamaz, tatile bile gidemez hale getiren iktidar, beka sorunu bahanesiyle hiçbir şeyin sorgulanmadan fedakarlık-sabır-şükür istiyor. 2053’te dünyada ilk 10’a gireceğiz gibi sanal gündemlerle oyalıyor. Gerçeği arayan, soran, sorgulayan, yıllardır değişmeyen bu tabloyu eleştirenler ise terörist-hain diye yaftalanıp yargı eliyle tehdit ediliyor.
PUTİN ZİYARETİYLE RUSYA İLE MEVCUT DENGELERİN KORUNMASI ÇABALARININ SÜRECEĞİ ANLAŞILIYOR: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 Şubat’ta Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye ziyaretinin ardından 14 Şubat’ta Mısır’da Devlet Başkanı Sisi ile bir araya gelmesi Orta Doğu ve Karadeniz’deki siyasi-askeri-diplomatik denklemleri iç politikaya tahvil etme planının parçası. Gazze ve Doğu Akdeniz’deki dışlanmışlıkta yeni bir arayışı yansıtan bu temasların yerel seçim öncesine getirilmesi dikkat çekici. İktidar, İsveç’in NATO üyeliğine onay ve F-16 pazarlığı sonrası ABD ile yeniden yakınlaşmaya, ABD eksenli bölgesel dış politikaya dönüyor. Bu politika Yunanistan’ın yanı sıra İsrail ile yakınlaşmayı da içeriyor. Putin ziyaretiyle Rusya ile mevcut dengelerin korunması çabalarının süreceği anlaşılıyor.”