Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İstanbul’da acilen dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konut var. İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakasında 500 bin konutluk uydu kentler planlıyoruz. Diğer dönüşümlerin de vatandaşlarımızın ve belediyelerin iş birliği ile en kısa sürede gerçekleşmesinin takipçisi olacağız. Bu çerçevede kentsel dönüşüm kredilerinin limitlerini 600 bin liradan 1 milyon 250 bin liraya çıkardık. Bayramın ilk günü kentsel dönüşüme ivme katacak yeni bir ivmeyi milletimizle paylaşacağız. Deprem yıkıntılarının altında canlarımızın yitip gitmemesi, mallarınızın toza toprağa dönüşmemesi için kentsel dönüşüm çalışmalarında en küçük bir ihmale veya açgözlülüğe meydan vermemeliyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Yeni Fikirtepe Meydanı’nda yapılan Fikirtepe kentsel dönüşüm ve anahtar teslimi töreninde konuştu. Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin de katıldığı törende Erdoğan şunları söyledi:
“İSTANBUL ÖNCELİKLERİMİZİN BAŞINDA YER ALMAK MECBURİYETİNDEDİR”
“Türkiye’nin tamamını içine alan bir Afet Risk Yönetimi Sistemi kurmak amacıyla uzun süredir yoğun gayret gösteriyoruz. Kentsel dönüşüm projeleri de bu çerçevede önem verdiğimiz konulardan biridir. Elbette afet riski olan her yerde bu projeleri uygulayacağız. Ama nüfus yoğunluğu, insani ve ekonomik sonuçları, stratejik konumu gibi hususlar sebebiyle İstanbul önceliklerimizin başında yer almak mecburiyetindedir.
Deprem bölgesinde 11 ilimizde yapacağımız 650 bin konutla şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak için gece gündüz çalışıyoruz. Kentsel dönüşüm projeleriyle de bugüne kadar ülkenin dört bir yanında 3,3 milyon konutun inşasını sağladık. Böylece neredeyse 20 milyona yakın insanımızı güvenli yuvalara kavuşturduk. Ama 6 Şubat depremleri gösterdi ki deprem bizim hazırlıklarımızın bitmesini beklemiyor. Bunun için mevcut projeleri hızlandırmakta ve yeni projeleri en kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız.
İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi ise 830 bin metrekareyi bulan alanın ve 2,5 milyon metrekareye yaklaşan inşaat sahasıyla ülkemizin en önemli projelerinden biridir. Bilindiği gibi Emlak Konut tarafından 18 parselde yürütülen projeye 2020 Aralık ayında başlanmıştı. Burada 20 milyar liralık yatırımla, 60 bin vatandaşımızın yaşayacağı 12 bin 418 konut yapıyoruz.
“CANLARIMIZIN YİTİP GİTMEMESİ, MALLARINIZIN TOZA TOPRAĞA DÖNÜŞMEMESİ İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARINDA EN KÜÇÜK BİR İHMALE VEYA AÇGÖZLÜLÜĞE MEYDAN VERMEMELİYİZ”
İstanbul’da acilen dönüştürülmesi gereken bir buçuk milyon konut var. İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakasında 500 bin konutluk uydu kentler planlıyoruz. Diğer dönüşümlerin de vatandaşlarımızın ve belediyelerin iş birliği ile en kısa sürede gerçekleşmesinin takipçisi olacağız. Bu çerçevede kentsel dönüşüm kredilerinin limitlerini 600 bin liradan 1 milyon 250 bin liraya çıkardık. Bayramın ilk günü kentsel dönüşüme ivme katacak yeni bir ivmeyi milletimizle paylaşacağız. Deprem yıkıntılarının altında canlarımızın yitip gitmemesi, mallarınızın toza toprağa dönüşmemesi için kentsel dönüşüm çalışmalarında en küçük bir ihmale veya açgözlülüğe meydan vermemeliyiz. Ne İstanbul ne Türkiye. Göz göre göre gelen tehdidin altında kalmayı hak etmiyoruz. Gerekiyorsa biraz daha fazla fedakârlık yaparak bir an önce bu işin bitmesini sağlamalıyız.
“BİR YILDA TERTEMİZ BİR İSTANBUL MEYDANA GETİRDİK, BİR YILDA SUSUZLUĞU GİDERDİK”
94 yılında İstanbul’u nasıl aldık, hatırlayın. Çöp, çukur, çamur. Öyle mi? buralar öyle değil miydi? Sonra çöpten, çukurdan, çamurdan buraları biz temizlemedik mi? Su var mıydı, su? Kim vardı İstanbul’un yönetiminde? CHP. CHP demek çöp demek, çukur demektir, susuzluk demektir. Ne yaptık? Bir yılda tertemiz bir İstanbul meydana getirdik. Bir yılda susuzluğu giderdik ve İstanbul suyuna kavuştu.
Bunun için eğitimden sağlığa, her alanda reformlar yaptık. Bunun için yeri geldi terör örgütleriyle, yeri geldi darbecilerle çarpıştık. Cudi’yi, Gabar’ı, Tendürek’i, Destlerderesi’nin bütün bu teröristlerden biz temizledik, biz. Kardeşlerim, Kandil’e yavrularımızı bunlar kaçırmadı mı? Diyarbakır annelerini bunlar gözü yaşlı hâle getirmedi mi? Şimdi ne oldu? Artık ne Gabar kaldı ne Cudi ne Tendürek ne Destler. Bütün buradaki mağaraları delik deşik ettik.
Kandil’den meydan okuyorlar. Ne diyorlar? Bay bay Kemal’i destekleyeceğiz. Ben de diyorum ki 14 Mayıs’ta benim milletim Kandil’e prim vermeyecek. Onun için tabii çok çalışacağız. İstanbul’un birinci bölgesi, ikinci bölgesi, üçüncü bölgesi, çok çalışacağız.
“BAY BAY KEMAL 300 MİLYAR DOLAR GETİRECEKMİŞ LONDRA’DAN, TEFECİYE BAK”
Aylar, yıllar süren kavganın bir ardından da karşımıza bay bay Kemal’i aday çıkardılar. Ama bu bay bay Kemal, her biri ayrı bir alemde yaşayan kendi iç sıkıntılarını bile çözmekten aciz, 7 cumhurbaşkanı yardımcısından habersiz adım atmayacakmış. Ya, böyle bir devlet yönetimi olur mu? Bu nasıl bir kafa, bu nasıl bir anlayış? Kardeşlerim, bunlar bu devletimizi batırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Onun için de yol erkenken kararımızı vereceğiz, sandıkları patlatacağız. Daha geride bekleyen PKK’sını, FETÖ’sünü, Londra tefecilerini, Washington ve Berlin’deki patronlarını saymıyorum bile. Bay bay Kemal 300 milyar dolar getirecekmiş Londra’dan, tefeciye bak. Onunla da kalmayacak, bunlar aynı zamanda esrar eroin kaçakçısı. Yaptıkları iş bu.
Bu Frankestein koalisyonu ne yapacakmış? 85 milyonluk Türkiye’yi yönetecekmiş. Türkiye’ye istikamet belirleyecekmiş. Ne yapacakmış, küresel düzeyde siyasi, diplomatik, askeri iddialara sahip Türkiye’nin geleceğini inşa edecekmiş. Daha yedi kişi birbirini idare edemeyenler 85 milyonu nasıl idare edecekler?
Unutmayın, iş bilenin, kılıç kuşananındır. Biz göreve geldiğimizde yerli milli savunma sanayi neydi? Yüzde 20. Şimdi, yüzde 80. Nereden nerelere geldik. Bir toplu iğneyi üretemeyen Türkiye’den artık savunma sanayinde mühimmatından araç gerecine kadar bütün bunları üreten Türkiye’ye geldik.
“EVLADIMIZI, HAYALİMİZİ, İŞİMİZİ TESLİM ETMEYECEĞİMİZ BİRİNE ÜLKEYİ TESLİM EDER MİYİZ?”
Ey bu ülkenin anneleri ve babaları, ey bu ülkenin gençleri, hayallerinizi, heveslerinizi, beklentilerinizi bu hezimet abidesine emanet eder misiniz? Ey bu ülkenin esnafı, sanatkarı, sanayicisi, girişimcisi, bırakın ülkenizi, kendi işinizin en basit kısmını güvenip de SSK’yı batıran bu acize bırakır mısınız? Evladımızı, hayalimizi, işimizi teslim etmeyeceğimiz birine ülkeyi teslim eder miyiz?
Değerli kardeşlerim, tabii ki sıkıntılar yok mu, sıkıntılar da var. Ama bunları çözecek olan 21 yıldır bu ülkenin her meselesinin üstesinden gelmiş, her eser ve hizmetin altına imzasını atmış olan biziz.”