Tüm Emeklilerin Sendikası üyesi emekliler, bugün Ankara'da emekli maaşlarını protesto etti. Yapılan açıklamada, “Sorun para sorunu değildir. Sorun adil bölüşümdür, sorun tercih sorunudur. En düşük emekli maaşı, en düşük memur maaşına eşitlenerek emekli taban maaşı belirlenmelidir” denildi. Sendika üyesi 65 yaşındaki Mehmet Anlı, “Karı koca emekli olsa bile alınan maaş bir ev kirası etmiyor. Evimize et girmiyor, evimize peynir çeşitleri girmiyor. İnsan gibi yaşamayı bırak, insana yakışır olmayan bir yaşamı bile sürdüremiyoruz. Kendi ayaklarımızın üzerinde duramıyoruz” dedi.
Tüm Emeklilerin Sendikası üyesi emekliler, bugün Ankara'da emekli maaşlarını protesto etti. “Sendika ve toplu sözleşme hakkımız engellenemez”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” dövizleri taşıyan emekliler, “TÜİK, elini cebimizden çek”, “Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz”, “Hak, hukuk, adalet” sloganlarını attı.
“BU KADAR DÜŞÜK MAAŞLARIN SEBEBİ AKP İKTİDARININ 2008’DE KANUNLAŞTIRDIĞI SÖZDE SOSYAL GÜVENLİK REFORMUDUR”
Sendikanın yöneticilerinden Ünver Ünal, yapılan basın açıklamasında şunları kaydetti:
“Yaşanan hayat pahalılığının giderilmesi, emeklilerin bir nebze de olsa insanca yaşaması için artık yüzdelik zamların bir anlamı kalmamıştır. Yeni bir anlayışın, yeni bir uygulamanın devreye sokulması gerekir. Çünkü bu kadar düşük maaşların sebebi AKP iktidarının 2008’de kanunlaştırdığı sözde sosyal güvenlik reformudur. Bugün bu uygulama iflas etmiştir. İflas etmiş bu uygulamaya derhal son verilmelidir. Yeni bir yöntem bulunmak zorunludur. Yeni yöntemi biz söyleyelim. Emeklilere maaş bağlama oranı dul ve yetimleri de kapsayacak biçimde değiştirilmeli ve taban maaş uygulaması güncellenmelidir.
“MEMURLARA VERİLEN 8077 LİRA YENİ ARTIŞIYLA BİRLİKTE BÜTÜN EMEKLİLERE DE VERİLMELİDİR”
Buna göre yıllarını çalışma hayatına vermiş, değer üretmiş, emekli hakkını almış ve emekli olmuş her bireyin taban maaşı, işe yeni başlamış en düşük memur maaşına eşitlenmelidir. Yani 30-40 yıl çalışmış, değer üretmiş ve primlerini peşin ödemiş, türlü zorluklara göğüs germiş bir emeklinin alacağı maaş, henüz işe yeni başlamış en düşük memur maaşına eşitlenmelidir. Bugün için bu miktar 32 bin lira civarındadır. Prim gün sayısı, prim miktarı, eğitim, ek ödeme vb. kriterler de göz önüne alınarak emekli maaşlarına hak edişler kademe kademe eklenmelidir. Memurlara verilen 8077 lira yeni artışıyla birlikte bütün emeklilere de verilmelidir.
“7500 LİRA MAAŞ ALAN EMEKLİ ARKADAŞLARIMIZIN HEMEN HEMEN TAMAMININ KÖK MAAŞI ÇOK DAHA DÜŞÜKTÜR”
Emeklilerin ekonomik sorunlarının çözüm yolu budur. Bunun dışında yüzdelik artışlar çözüm değildir. Bugün yapılan artış 3 ay sonra anlamsızlaşıyor. Zira iktidar ne bürokratlarının, ne de iktidar erkinin öngördüğü enflasyon oranları hiç bir zaman tutmadığı gibi yine tutmayacaktır. Görünen TÜİK kılavuz istemez. İktidarı bir noktada daha uyarmak istiyoruz. 7500 lira maaş alan emekli arkadaşlarımızın hemen hemen tamamının kök maaşı çok daha düşüktür. Sakın ola ki kök maaş üzerinden maaş artışlarını düşünmeyin. O durumda yeni bir 2023 Temmuz sendromu yaşanır. Yani 6 milyon emekli yine sıfır zam ile karşılaşır ki; bu tam da emeklileri diri diri mezara gömmek olur.
“EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI, EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞINA EŞİTLENEREK EMEKLİ TABAN MAAŞI BELİRLENMELİDİR”
Emeklilere bayram ikramiyesi diye verilen 2000 liranın güncel karşılığı kalmamıştır. Satın alma gücü yok denecek kadar azdır. Bunun yerine bayram ikramiyeleri asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. Bize bütçemiz kısıtlı, para yok hikayeleri anlatılmasın. Para yok diye ötv arttırıldı mtv ikiye katlandı. Ama şans oyunlarında vergiler yüzde 50, yani yarı yarıya düşürüldü. Demek ki; sorun para sorunu değildir. Sorun adil bölüşümdür, sorun tercih sorunudur. Tekrar uyarıyoruz: En düşük emekli maaşı, en düşük memur maaşına eşitlenerek emekli taban maaşı belirlenmelidir. Emekli maaşları bu kriter üzerinden yeniden yapılandırılmalıdır.”
“KARI KOCA EMEKLİ OLSA BİLE ALINAN MAAŞ BİR EV KİRASI ETMİYOR”
Sendika üyesi 65 yaşındaki emekli Mehmet Anlı ise elinde ekmek ile şunları söyledi:
“Devamlı prim ödedim, 20 ay askerlik yaptım, üretim yaptım, bu ülke için gerekli her şeyi yaptım. Vergilerimi ödedim ama ne yazık ki emekli olup rahat edecekken tam tersine açlıkla, sefaletle, yoklukla karşı karşıya kaldım. 17 yıl oldu emekli olalı aldığım maaş 7 bin 500 lira. Bugün en ucuz ev kirası 15 bin 20 bin lira. Karı koca emekli olsa bile alınan maaş bir ev kirası etmiyor. Bizim evimize aylardır kırmızı et girmiyor, bugün bir kangal sucuğu, bir avuç kıymayı üç tane yemek yapmamız gerekiyor. Evimize et girmiyor, evimize peynir çeşitleri girmiyor. İnsan gibi yaşamayı bırak, insana yakışır olmayan bir yaşamı bile sürdüremiyoruz. Kendi ayaklarımızın üzerinde duramıyoruz. Onun için hükümetten isteğimiz, her şeyden önce emeklilerin insan gibi yaşayabileceği bir maaş artışı yapılmalıdır mutlaka.
“ÇAĞDAŞ BİR DEMOKRASİ OLURSA BİZİM HAKLARIMIZ GELİR”
Emekli sendikalarına açılan kapatma davaları durdurulmalıdır. Hakkımızı arayabildiğimiz tek kanal emekli sendikasıdır. Sürekli sendikamız hakkında kapatma davaları açılıyor. Bu durdurulmalıdır. Biz demokrasi istiyoruz. Biz insan gibi yaşamak istiyoruz. Biz, bırakın Avrupalı emekli gibi yaşamayı, biz ölmeden yaşamak istiyoruz. Sürünmeden yaşamak istiyoruz. Bugün ekmeğimizin mücadelesini, demokrasinin mücadelesini veriyoruz. Bugün bizler Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulanmadığı, kuşa döndürüldüğü bu ortamda demokratik bir hukuk devleti istiyoruz. Çağdaş bir demokrasi olursa bizim haklarımız gelir.
“EMEKLİLER, ÖLÜMÜN KIYISINDA GEZİYOR”
20 yıl önce bir emekli maaşı asgari ücretten yüzde 50-60 daha fazlaydı, bugün ne yazık ki tam tersine, asgari ücretin yarısına düştü emekli maaşı. Bugün ülkeyi yönetenlerin hiç mi emekli yakınları yok, hiç mi emekli akrabaları yok? Hepiniz müteahhit mi oldunuz? Bir kere emeklinin sesinin dinleyin. İnsanların illa intihar mı etmesi lazım? Sokaklarda intihar mı etmesi lazım? Birilerinin kendisini köprüden aşağı mı atması lazım? Zehirlemesi mi lazım insanları? Emekliler, ölümün kıyısında geziyor.”