Tarih: 09.04.2020 16:28

ÖĞRETMENLERİN MAĞDURİYETİ GİDERİLSİN

Facebook Twitter Linked-in

Yeni haftaya umudumuzu büyüterek başlamak istiyoruz. Bir önceki haftada yaşanan salgının yayılma hızındaki artışın yavaşlaması, yaşanan can kayıplarının sona ermesi ve tedavi görenlerin sağlıklarına kavuşmasını umuyor ve diliyoruz. Bu dileklerin kendiliğinden gerçekleşmeyeceğini biliyor ve bu anlamda herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz.
 Salgının yayılmasını engellemek için; zorunlu işler dışında kalan üretimin durdurulmasının salgının önlenmesindeki önemi hala görmezlikten gelinmektedir. Emekçilerin yaşamlarının bu şekilde risk altında olduğu gerçeğinin artık görülmesi ve önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu önlemin alınması için bu hafta da taleplerimizi kamuoyu ileteceğimizi bilginize sunarız.
1.    Uzaktan eğitim uygulamalarının öğretmenler üzerinde baskı ve kontrol aracına dönüşmesinin yarattığı sorunları, geçtiğimiz haftada dile getirmiştik. Bu haftaya da İzmir, Tokat ve Muğla başta olmak üzere, pek çok kentten gelen benzer haberlerle başlıyoruz. Öncelikle, içinde bulunduğumuz dönemde, uzaktan eğitimin örgün eğitimin yerini alamayacağı ve sadece tamamlayıcı eğitim olarak kullanılması gerektiğini ifade etmek isteriz. İkinci olarak, bu dönemde öğretmenlerden beklenmesi gereken, EBA TV aracılığıyla verilen dersleri esas alarak, öğrencilerle EBA sistemi ile etkinlikler, ödevler ve değerlendirme uygulamaları yapmalarıdır. Ancak geldiğimiz aşamada, eğitim yöneticilerinin öğretmenleri ders aracı olarak belirlenmemiş kimi video-konferans uygulamalarını kullanmaya zorlamaktadır.
Bugün basına da yansıyan haberler, bu konuda ifade etmeye çalıştığımız kaygıların ne kadar yerinde ve haklı olduğunu göstermektedir. Söz konusu iddialar sonrasında, MEB tarafından yapıldığı belirtilen kimi açıklamalar basında yer alsa da, bu açıklamaların yeterli olmadığını belirtmemiz gerekmektedir. MEB’in kamuoyunu tatmin edecek ve oluşan kaygıları ortadan kaldıracak bir açıklama yapması gerekmektedir. Eğitim Sen olarak, eğitim yöneticilerinin öğretmenleri ders aracı olarak ilgili mevzuata göre incelenmemiş, onaylanmamış araçları kullanmaya zorlamamaları gerektiğini bir kez daha hatırlatır, süreci takip edeceğimiz bilgisini kamuoyu ile paylaşırız.
2.    MEB tarafından Haziran-2020 döneminde alınacak 20.000 öğretmen ile ilgili atama takvimi ve alanlara göre atanacak kontenjan sayıları yayınlandı. Alınacak öğretmen sayısının 20.000 ile sınırlı olmasının yeterli olmadığının altının çizilmesi gerekmektedir. Eğitim Sen, ilk aşamada gereksinim sayısı kadar atama yapılması gerektiğini düşünmektedir. Ayrıca, atama yapılacak alanlara ayrılan kontenjanların gerçek durumla ve gereksinimle örtüşmediğini düşünmekteyiz. Sendikamız, MEB’e gerçek duruma ve gereksinime göre atama çağrısı yapmaktadır.
3. Haziran-2020 öğretmen atama takvimi dahi açıklanmış olmasına rağmen, Ocak-2020 dönemi olarak ataması yapılan 20.000 öğretmen hala göreve başlatılmamıştır. Okulların açılmasından sonra arkadaşlarımızın başlatılacağı ifade edilmektedir. Bu durum, 20000 öğretmenin ve ailelerinin mağdur olması anlamına gelmektedir. 
4.MEB tarafından 03 Nisan 2020 tarihinde “Merkezi Sınavla Öğrenci Alacak Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezi Sınav Başvuru ve Uygulama Kılavuzu” yayınlandı. Sınavla öğrenci alacak ortaöğretim kurumlarının toplam kontenjanı 213.128’e artırılmış olsa da, bu artışın ortaöğretime geçişte yaşanan sorunları çözemeyeceği açıktır. Öncelikle, bu sene 1.800.000’in üzerinde öğrencinin 8. sınıftan 9. sınıfa geçeceği düşünüldüğünde, kapsamlı ve iyi planlanmış bir yol haritasına ihtiyaç olduğu ortadadır. Ayrıca, sınavla ve sınavsız öğrenci alacak Anadolu Liselerinde sınıf kontenjanlarının 40’a çıkarılması bir çözüm değildir. Bu nedenle, Sendikamız’mız MEB’i öncelikle öğrencilerin ilgi, istek ve tercihlerine dayalı bir okullaşma politikası uygulamaya davet etmektedir. İkinci olarak da, 2020-2021 öğretim yılında yaşanması muhtemel yerleşme sorunu derslik artırarak değil, okul artırarak çözülmelidir. Sendikamız’mız liselere geçişte yaşanacak yerleşme sorunlarına çözümün okul bütünlüğü içinde aranması gerektiğini düşünmektedir.
5.MEB tarafından 28 Mart 2020 tarihinde öğretmenlere ücret ödenmemesi içi alınan karar, öğretmenleri mağdur etmeye devam ediyor. Mağdur edilen kesimlerden bir tanesi de BİLSEM’ ler de (Bilim ve Sanat Merkezleri) çalışmakta olan öğretmen arkadaşlarımızdır. Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesinin 15/a maddesi açıktır: “BİLSEM’ de gerçekleştirilecek eğitim ve öğretim etkinlikleri öğrencinin örgün eğitim gördüğü saatler dışında hafta içi ve/veya hafta sonu olacak şekilde planlanır.”
İlgili maddeye göre, BİLSEM öğretmenlerinin hafta sonu yaptıkları dersler “rutin müfredat” kapsamında değerlendirilmek durumundadır. MEB tarafından 28 Mart 2020 tarihinde alınan kararla durdurulan faaliyetler “rutin müfredat dışında” olanlar şeklinde tarif edilmiştir. Bu nedenle, Sendikamız’mız MEB’i mağdur olan BİLSEM öğretmenlerinin mağduriyetini gidermeye çağırmaktadır. 
Salgından dolayı yaşanan kriz, çok sayıda çalışanın işini kaybetmesine ve ekonomik olarak ciddi sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Resmi okullarda, okul aile birlikleri tarafından çalıştırılan eğitim emekçisi arkadaşlarımızda bu süreçte işlerini büyük oranda yitirmiştir. Sosyal devletin bu kesimleri desteklemesi ve yaşanan krizden dolayı mağdur olmalarını engellemesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Eğitim Sen yıllardır okullarda çalışan hizmetli, teknik personel, büro çalışanlarının kadrolu istihdamını savunmaktadır. Gelinen aşama, talebimizin ne kadar haklı ve yerinde olduğunu bir kez daha açığa çıkarmıştır. 
Eğitim Sen olarak süreci takip edeceğimizi,üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizi ve gördüğümüz aksakları dile getireciğimizi kamuoyunun bilgisine sunar.

                                                                            
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —