Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Artık büyük liderler bile yükseltmek değil, faizi düşürmenin faydası olduğunu ikrar etmeye başladılar. Öncelikle Rusya, sayın Putin bizzat geçmişte yüksek faizi savunurken, şimdi o da faizi düşürmeye başladı ve 8,6’ya kadar indirdi” dedi. Erdoğan, “Ben şimdi buradan haber veriyorum. Diyorum ki, karşımda yatırımcılar var sizlere sesleniyorum, ‘Gelin, başta kamu bankaları olmak üzere düşük faizle sizleri yatırıma davet ediyorum. Çünkü düşük faizle aldığınız krediyle yapacağınız yatırımlar istihdam sağlayacaktır, üretim sağlayacaktır, ihracatı arttıracaktır ve cari fazlayı da lehimize döndürecektir.’ Biz buna var mıyız? Kararlı mıyız? Kararlıysak biz de sizin yanınızdayız” diye konuştu.
İTO, kuruluşunun 140’ıncı yıldönümünü, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği “140. Yıl Özel Ödülleri Töreni” ile kutladı. Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan törene katılarak konuşma yaptı. Erdoğan, bazı bakanların da katıldığı törendeki konuşmasında şunları söyledi:
“ABDÜLHAMİT HAN'I RAHMETLE ANMAK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCUDUR: Bilindiği gibi ülkemizdeki pek çok kurum gibi İstanbul Ticaret Odası da rahmetli Sultan 2. Abdülhamid Han'ın ülkemize kazandırdığı bir değerdir. Vizyonu, ileri görüşlülüğü, dirayeti, sabrı ve becerisiyle Osmanlı'nın son dönemine damgasını vuran Abdülhamit Han'ı rahmetle anmak hepimizin boynunun borcudur. Odamız, ülkemizdeki ve dünyadaki tüm ticaret yapılarının kuruluş, ticari düzenlemelerin hazırlık aşamasından itibaren hep içinde olmuş, katkı vermiştir. Dolayısıyla İstanbul Ticaret Odası aynı zamanda kurucu vasfıyla da tebarüz etmiş bir müessesedir. Bizim de hayata atıldığımız dönemlerde yaptığımız işler vesilesiyle bir parçası olmaktan gurur duyduğumuz odamızla, siyaset ve hükümet görevlilerimiz dönemlerinde de hep birlikte yol yürüdük. Üyelerinin hak ve menfaatlerini korumanın yanında, eğitim ve kültür başta olmak üzere pek çok alandaki hayırlı hizmetlerini yakından bildiğimiz odamız, bugün de aynı anlayışla yoluna devam ediyor.
İNŞALLAH ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DE ŞEKİP BEY’LE BU ÇALIŞMALARI DEVAM ETTİRECEĞİMİZE İNANIYORUM: Dünyanın tamamı gibi ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgını döneminde iş dünyamızın bu krizden en az seviyede etkilenmesi için İstanbul Ticaret Odası'yla etkin çalışmalar gerçekleştirdik. Oda başkanımız sayın Şekip Avdagiç’in, bu süreçte gösterdiği gayretin ve yaptığı fedakarlıkların bizzat şahidiyim. Bunun yanında Şekip Bey’in İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nden, Teknopark İstanbul'a kadar ülkemize kazandırdığı pek çok eseri de yakından takip ettik. İnşallah önümüzdeki dönemde de Şekip Bey’le bu çalışmaları hep daha ileriye taşıyarak devam ettireceğimize inanıyorum.
HEM KENDİMİZ KAZANACAĞIZ HEM DOSTLARIMIZA VE KARDEŞLERİMİZE KAZANDIRACAĞIZ: Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası gayretlerimizde en büyük desteği yine İstanbul'dan ve elbette İstanbul Ticaret Odamızdan bekliyoruz. Artık ülkemize son 20 yılda kazandırdığımız eser ve hizmet altyapısının, demokrasi ve kalkınma hamlelerinin meyvelerini toplama vaktidir. Gücü ve etkisi giderek genişleyen Türkiye'nin uç beyleri, her dönemde olduğu gibi ticaret insanlarımız iş dünyamızın elemanları olacaktır. Hem kendimiz kazanacağız hem dostlarımıza ve kardeşlerimize kazandıracağız hem de daha adil bir dünya için siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik, kültürel her alanda medeniyetimize yakışır duruşumuzu göstereceğiz. Yapacak çok işimiz var. Tüm bunları da hep olduğu gibi sizlerle birlikte hayata geçirecek, sizlerle birlikte başaracağız. Emeğimiz, gayretimiz, desteğimiz, vefanız için. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ’NİN HEDEFİ; ÜLKEMİZİ YATIRIM, İSTİHDAM, ÜRETİM, İHRACAT VE CARİ FAZLA YOLUYLA BÜYÜTMEK OLMUŞTUR: Türkiye'nin son 20 yılında, tarihimizin en önemli demokrasi ve kalkınma atılımlarını gerçekleştirirken aynı zamanda pek çok saldırıyla, tuzakla, oyunla da mücadele ettik. Ekonomimiz de bu saldırılardan nasibini almıştır. Önceleri uluslararası finans mekanizmaları üzerinden sinsice yürütülen saldırılar 2018 Ağustos'undan itibaren açık bir meydan okumaya dönüşmüştür. Türk ekonomisini bu çalkantılı süreçten, geleneksel yöntemlerle kurtarmanın mümkün olmadığını gördük. Bu tablo karşısında aslında çok önceden başlatmamız gereken alternatif bir ekonomi politikasını süratle hayata geçirdik. Zaman içinde küresel gelişmelere ve ülkemizin ihtiyaçlarına göre geliştirerek sürdürdüğümüz Türkiye Ekonomi Modeli’nin hedefi; ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmek olmuştur.
TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL: Önce salgın ardından Rusya-Ukrayna savaşı, dünyadaki tüm dengeler gibi ekonomik işleyişi de kökünden sarsmıştır. Ülkemizi, uyguladığı ekonomik model sebebiyle en ağır şekilde eleştirenler bile geldiğimiz noktada bizimle aynı çizgiye yönelmişlerdir. İşte bunu son Semerkant Zirvesi'nde, ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, orada yaptığımız Türkevi’ndeki tüm liderlerle, onların ifadeleriyle tespit ettik. Türkiye artık eski Türkiye değil. Bütün bu liderleri evimizde ağırladık. Türkevi'nde bunları misafir ettik. Ve orada kendileriyle dünyadaki son gelişmeleri görüşme imkânımız oldu. Bu imkanları bizlere lütfeden, bahşeden Allah'ımıza hamdolsun.
ARTIK BÜYÜK LİDERLER BİLE YÜKSELTMEK DEĞİL, FAİZİ DÜŞÜRMENİN FAYDASI OLDUĞUNU İKRAR ETMEYE BAŞLADILAR: Çalıştık, oldu. 20 yıldır çalışıyoruz ve oluyor. Daha nice nice altyapı, üstyapı ve uluslararası anlamda inşallah yatırımlarımız olacak. Yıllardır ülkemize ve daha pek çok gelişmiş ülkeye dayatılan faiz, enflasyon, kur dengesi teorilerinin aslında hiçbir soruna çözüm sağlamadığını bizzat bu işin sahipleri de ikrar ediyor. Dikkat ederseniz enflasyonu, faiz oranlarını artırarak kontrol altında tutma yaklaşımı artık hiç kimse tarafından dile getirilmiyor, getirilse de ciddiye alınmıyor. Artık büyük liderler bile yükseltmek değil, faizi düşürmenin faydası olduğunu ikrar etmeye başladılar. Öncelikle Rusya, sayın Putin bizzat geçmişte yüksek faizi savunurken, şimdi o da faizi düşürmeye başladı ve 8,6’ya kadar indirdi.
BAŞTA KAMU BANKALARI OLMAK ÜZERE DÜŞÜK FAİZLE SİZLERİ YATIRIMA DAVET EDİYORUM: Gelişmiş ülkeler dahil hiçbir devlet eski modelin vaaz ettiği şekilde davranarak ekonomisini durgunluğa sokmayı ve böylece ortaya çıkacak sosyal sorunlarla boğuşmayı göze almıyor. Kimi ülkeler, enflasyon oranlarıyla mukayese edilemeyecek derecede küçük faiz artırımlarıyla vakit kazanmaya çalışırken kimileri de bizim gibi faiz düşürerek yoluna devam ediyor. Ben şimdi buradan haber veriyorum. Diyorum ki, karşımda yatırımcılar var sizlere sesleniyorum, ‘Gelin, biz başta kamu bankaları olmak üzere düşük faizle sizleri yatırıma davet ediyorum. Çünkü düşük faizle aldığınız krediyle yapacağınız yatırımlar istihdam sağlayacaktır, üretim sağlayacaktır, ihracatı arttıracaktır ve cari fazlayı da lehimize döndürecektir.’ Biz buna var mıyız? Kararlı mıyız? Kararlıysak biz de sizin yanınızdayız.
2018 YILINDA BİR TERCİHTE BULUNDUK: Hep söylediğimiz gibi 2018 yılında biz ekonomi politikasında istihdam ve üretim odaklı temel bir tercihte bulunduk. Hamdolsun bugüne kadar yaşanan her gelişme bu tercihin doğruluğunu teyit etmiş, uyguladığımız ekonomi politikasını kararlılıkla sürdürmemiz gerektiğini göstermiştir. Bu yılın ilk yarısında yüzde 7,5 düzeyinde gerçekleşen büyüme oranımız, 31 milyona dayanan istihdam rakamlarımız 300 milyar dolara doğru giden ihracatımız, 40 milyar dolara dayanan turizm gelirlerimiz hedeflerimize doğru ilerlediğimizin işaretidir.
İŞLEYİŞTEKİ DÖVİZ AĞIRLIĞI SEBEBİYLE CİDDİ SINAMALARLA KARŞI KARŞIYA KALDIK: Elbette her ülke gibi biz de küresel ekonomik krizin bedellerini ödedik, ödüyoruz ama bizim ülkemiz diğerlerinden ve bilhassa gelişmiş ülkelerden farklı olarak ekonomik işleyişteki döviz ağırlığı sebebiyle çok daha ciddi sınamalarla karşı karşıya kalmıştır. Ekonomimize yönelik saldırıların çıkış noktasının çoğunlukla döviz kuru olmasının sebebi de budur. Aldığımız tedbirler, kurduğumuz mekanizmalar, sağladığımız kaynaklar ve iş dünyasının üretim, ihracat odaklı gayretleriyle bu sıkıntıyı önemli ölçüde kontrol altına aldık. Buna rağmen enerji ve emtia fiyatlarındaki aşırı yükselişler gibi istesek de etkisinden kaçınamayacağımız olumsuz gelişmeleri göğüslemek mecburiyetinde kalıyoruz.
ENERJİ FİYATLARINDAKİ YÜKSELİŞTEN VATANDAŞLARIMIZI VE ÜRETİM TARAFINI KORUMAK İÇİN FEDAKARLIK YAPIYORUZ: Enerji fiyatlarındaki aşırı yükselişten vatandaşlarımızı ve üretim tarafını korumak için gerçekten çok büyük fedakarlıklar yapıyoruz. Öyle 2021 ve 2022 enerji sübvansiyonlarımız yarım trilyon liraya yaklaşmıştır. Gerçekten çok büyük bir meblağa tekabül eden bu yükün hem milletimizin refahını korumak hem üreticilerimizi desteklemek için kamu olarak biz üstleniyoruz. Yaptığımız fedakarlıkların bedelini alacağımızdan şüphe duymuyoruz.
KARADENİZ’DEN DOĞAL GAZI HALKIMIZA ULAŞTIRDIĞIMIZDA DEVRAN FARKLI DÖNECEK: Ekonomiye hiçbir zaman sadece rakamların zaviyesinden bakmadık. Bizim için asıl olan insandır. İnsanımızın huzuru, güvenliği, refahı, geleceğidir. Karadeniz'den doğalgazı halkımıza ulaştırdığımız zaman devran çok daha farklı dönmeye başlayacaktır. Ekonomi programımızın araçlarını da buna göre belirliyor, işletiyor, hasılaya dönüştürüyoruz. Doğru yaptığımıza da yürekten inanıyoruz. Bu süreçte hiç arzu etmediğimiz seviyelere çıkan enflasyon meselesini de inşallah önümüzdeki şubat ayından itibaren önce makul düzeylere indireceğiz, sonraki yıllarda da enflasyonu olması gerektiği gibi tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız.
BAŞBAKAN OLUR VERMEDİKTEN SONRA SEN NE YAPABİLİRSİN YA: Biz yaptık. Faizi nereye indirdik? 4,6’ya indirdik. Enflasyon 6,2’ye. Bunu biz başardık, birileri değil. Şimdi bu neticenin üzerinden kendine paye çıkarmaya çalışanlar yok değil mi? Var. Ya sen kimsin? İmzayı atan kim? Sen kim? 6 sıfırı Türk lirasından çıkaran bu başbakan. Sen kimsin ya? Yani burada başbakan olur vermedikten sonra sen ne yapabilirsin ya? Çıkıp televizyon ekranlarında, ‘Ben yaptım. Ben ekonomi bakanıydım. Ben devlet içinde böyle bir süreci işletiyordum’ Peki ya bu işin başı kim? Başbakan bu işe olur vermeden sen ne yapabilirsin? Ve buna inananlar veyahut da buna aldananlar yok değil var. Ama bütün bunların hepsi yoluna giriyor.
HİÇBİR VATANDAŞIMIZI HAYAT PAHALILIĞININ ALTINDA EZDİRMEDİK: İşçisinden memuruna, emeklisinden sosyal destekle hayatını sürdürene kadar hiçbir vatandaşımızı hayat pahalılığının altında ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Şimdi küçük esnaflarla ilgili de aramızda kamu bankalarından arkadaşlarım da var, küçük esnaflarımızla ilgili de onlara destek vermede adımlarımızı inşallah atacağız. Onları da güçlendirmeye gayret edeceğiz. Hem vatandaşlarımızı ev sahibi yapmak hem fahiş düzeylere çıkan emlak ve kira fiyatlarını düşürmek için toplamda 500 bin konutun, 250 bin arsanın ve 50 bin iş yerinin inşasını kapsayan yeni bir kampanyayı başlattık
SEÇİMLERİN ARDINDAN 2’NCİ ETABI BAŞLATACAĞIZ: Seçimlerin akabinde de bu işin ikinci etabını başlatacağız. Bu kampanyanın ilk etabını oluşturan 250 bin konutun temelini de yakında atıyor, iki yıl içinde de tamamlayıp, hak sahiplerine teslim ediyoruz. ‘İlk evim, ilk iş yerim’ adını verdiğimiz bu kampanyanın sağlayacağı ekonomik hareketlilik yanında fiyatları dengeye getirerek enflasyonla mücadelemize de katkıda bulunacağına inanıyorum. Türkiye'nin gündeminden pek çok olumsuz başlığı nasıl çıkartmışsak, enflasyonu da mazide bir hatıra haline dönüştüreceğiz.
2023 KRİTİK BİR YIL: Tabii bunun öncelikli şartı ülkedeki istikrar ve güven ikliminin korunmasıdır. Bu bakımdan 2023 kritik bir yıldır. İnşallah 2023’ü hem büyük projelerimizi hayata geçirerek hem küresel gelişmelerin ülkemizin önüne getirdiği fırsatları değerlendirerek hem de seçimleri başarıyla Cumhur İttifakı olarak tamamlayarak kazasız belasız atlatacağız. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını da geride bırakacağımız 2023’ün tarihimize, ülkemizin dünya siyaseti ve ekonomisinin en üst liginin ön sıralarına doğru ilerleyişimizin dönüm noktası olarak geçeceğine inanıyorum.
İŞ İNSANLARINA MÜJDEMİZ VAR: İstanbul Ticaret Odası'na gelmişken iş insanlarımızla bazı müjdeleri paylaşmamak olmaz. İlk müjdemiz hemen her üyemizi ilgilendiren çalışanlara ödenen yemek ücretlerinin vergi istisna rakamının ve yönteminin değiştirilmesiyle ilgilidir. Temmuz ayından itibaren çalışanlara ödenen yemek bedeli vergi istisnasını 34 liradan, 51 liraya çıkardık. Yıl sonunda yeniden değerleme oranına göre bu rakamı tekrar belirleyeceğiz. İlk olarak yemek ödemelerinde restoran, lokanta ve yemek kartı kullanma zorunluluğunu kaldırıyoruz. Artık çalışanlara naklen ödenen yemek bedeli tutarları da vergi istisnası kapsamına girecektir. İşverenlerin üzerinden işlem maliyetini kaldırmış oluyoruz.
ÇALIŞANLARA YAPILACAK ELEKTRİK VE DOĞAL GAZ ÖDEMELERİNDEN VERGİ VE PRİM YÜKÜ KALDIRILACAK: Bir diğer müjdemiz, çalışanlara yapılacak elektrik ve doğal gaz ödemelerinden vergi ve prim yükünün kaldırılmasıyla ilgilidir. İşverenlerin 2023 Nisan ayı sonuna kadar çalışanlarına yapacakları elektrik, doğal gaz ve ısınma gideri desteklerin bin liraya kadar olan kısmını hem gelir vergisinden hem de sigorta prim kesintisinden muaf tutuyoruz. Yurt dışındaki inşaat projelerinde çalıştırılan işçilerimizle ilgili de bir müjdemiz var. İnşaat, bakım, onarım, montaj gibi işlerde ve teknik hizmetlerde Türk vatandaşlarını çalıştıran işletmelerimiz bu kişiler için gelir vergisi ödemeyecekler. Bu uygulamayla amacımız yurt dışında inşaat projesi yürüten firmalarımızın kendi vatandaşlarımızı istihdam etmelerini desteklemektir. Tüm bu yeniliklerin iş insanlarımıza ve çalışanlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.”