CHP'Lİ GÜRER,YEM FİYATLARINDAKİ ÖNLENEMEYEN ARTIŞ, HAYVANCILIK YAPANLARI ZORLUYOR

CHP

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de besicilerin gebe ve süt ineklerini kesime gönderdiğine ilişkin fotoğrafları göstererek, “Hayvan sayısında ciddi azalma var. Eğer bir yerde et üretimi artmış, inek peyniri üretimi düşmüşse orada hayvan kesi

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de besicilerin gebe ve süt ineklerini kesime gönderdiğine ilişkin fotoğrafları göstererek, “Hayvan sayısında ciddi azalma var. Eğer bir yerde et üretimi artmış, inek peyniri üretimi düşmüşse orada hayvan kesiminin arttığı ortaya çıkar. Hayvancılığın yüzde 70’ini yem oluşturuyor. Veteriner, bakım gideri, işçilik, mazot bunlar yansısa da esas ana kalem yüze 70 yem fiyatları. 50 kiloluk süt yemi 340 lira ile 380 lira arasında. Saman şu an 2 bin lirayı geçmiş bulunuyor. Yoncanın tonu 4 bin liraya ulaşmış durumda. Yem fiyatlarında önlenemeyen bu artış, hayvancılık yapanları ciddi anlamda zorluyor” 

CHP Niğde Milletvekili Gürer, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Artan yağmur yağışının ve dolu yağışının ekili tarım arazilerine zarar verdiğini belirten Gürer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Birkaç gündür devam eden dolu, sel afetleriyle özellikle Orta Anadolu’nun çoğu yerinde ekili tarım arazileri büyük zarar gördü. Öncelikle çiftçilerimize ve afetten zarar gören esnafımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyorum. Başta domates olmak üzere bölgede önemli ölçüde ekili araziler sular altıda.

“TARSİM SİGORTA YAPTIRANLARIN BİR AN ÖNCE ZARARLARI KARŞILANMALI”

Don olayıyla bahçeler zarar görmüştü. Bu sefer de dolu ve selin etkisiyle bölgemizde önemli üretim kayıpları olacak. Çiftçi kayıt sistemine dahil olan ve TARSİM’den bu konuda sigorta yaptıranların bir an önce zararları karşılanmalı. Ancak TARSİM sigortası olmayanlar için de Cumhurbaşkanı’nın doğrudan devreye girerek, arazilerdeki ürünlerin tespiti ve zararların karşılanması yoluna gidilmesi şart.

GEBE VE SÜT İNEKLERİNİN KESİMDEKİ FOTOĞRAFLARI GÖSTERDİ

Yetkilileri sürekli uyarmamıza rağmen hala olayın farkında değiller, vahimliğini görmüyorlar. Bu nedenle gebe hayvanların süt ineklerinin kesime gönderildiğini göstermek için görsellerimi beraberimde getirdim. Çok sayıda gebe ve süt ineği kesime gidiyor.

Annesinden canlı doğan buzağı, ne yazık ki kenara atılıyor. Bununla ilgili besiciyle konuştuğumda ‘20 tane daha hayvanım ahırda aç, yem parası bulamıyorum. Bu hayvanı kestirmezsem diğer hayvanlar da hem doğum yapamayacak hem de ölecekler veya besleyemeyeceğim. Kesime vereceğim. Onun için bu hayvanı kestiriyorum. Bundan sağladığım geliri de diğer hayvanlarını yemlerini alıyorum’ dedi.

“HAYVAN SAYISINDA CİDDİ AZALMA VAR”

Annesinden canlı doğan buzağı, burada gördüğünüz gibi daha sonra çöpe gidiyor. Burada 20’ye yakın kesilmiş hayvanın yavruları ne yazık ki kenara atılmış. Farklı illerden çok sayıda mezbahane görüntüleri ya da kesilmiş hayvan görüntüleri tarafıma ulaşıyor. Yetkilileri bu konuda çok kere duyarlılığa davet ettim. Hayvan sayısında ciddi azalma var. Eğer bir yerde et üretimi artmış, inek peyniri üretimi düşmüşse orada hayvan kesiminin arttığı ortaya çıkar. Ama Türkiye için vahim durum, bir inek kesildiğinde beş yavru meydana getiren bir hayvan ortadan kalkıyor. Bu durumda net olarak Türkiye hayvan varlığı azalıyor. Ülkemizde 16 bin olan hayvan sayısı 11’e gerilemiş. Ayrıca bazı bölgelerde mandıralar, süt toplamakta zorlanmaya başladılar.

“ÇOĞU AHIR BOŞALMIŞ”

15 Mayıs 2022’de çiğ süt tavsiye satış fiyatı 7 lira 50 kuruşa çıkarılmıştı. Hala aracılar 7 liradan alıyor, 7 lira 50 kuruştan sütü satıyorlar. Böyle olunca birinci el hayvanı besleyen sütü 7 liradan veriyor. Ama 7 buçuk liraya çıkarılan süt fiyatından bugüne kadar daha besici parayı almadan yeme dört kez zam geldi. Hayvancılığın yüzde 70’ini yem oluşturuyor. Veteriner, bakım gideri, işçilik, mazot bunlar yansısa da esas ana kalem yüzde 70 yem fiyatları. 50 kiloluk süt yemi 340 lira ile 380 lira arasında. Samanda ise bu yıl fiyat durmuyor, şu an 2 bin lirayı geçmiş bulunuyor. Samanın bu yıl daha düşük olma ihtimali yüksek, çünkü buğday sapının kısalığı, saman eldesini de düşürüyor. Geçen yıl pancarı 420 liradan fabrikaya veren çiftçiler, bugün için küspeyi tonu bin 100 liradan alıyorlar. Yoncanın tonu 4 bin liraya ulaşmış durumda. Yem fiyatlarında önlenemeyen bu artış, hayvancılık yapanları ciddi anlamda zorluyor. Gittiğim yerlerde çoğu ahır boşalmış.

“20 MİLYON HEKTAR MERA ALANINIMIZ, 10 MİLYAR HEKTARA GERİLEMİŞ”

Küçük aile tipi işletmeler 10 ya da 20 hayvan varlığına sahiptir, ahırları boş olduğu için de tereyağını, sütü peyniri artık onlar da köye kentten getirmeye başladıklarını ifade ediyorlar. Bir kilo karkas et satan bir üreticinin 35 kilo yem alabilmesi lazım. 1 litre süt satan besicinin 1,5 kilo yem alabilmesi lazım. 1 kilo tavuk satanın 3,5 kilo o parayla yem alabilmesi lazım. Bu denge ortadan kalktığı için hayvancılık Anadolu’da büyük ölçüde tükeniyor. 20 milyon hektar mera alanımız 10 milyon hektara gerilemiş. Kış koşulları ağır geçtiği için koyunlar dahil 6 aya dahil meraya çıkarılmadığı için yemle beslenmek zorunda kalmışlar. Böyle olunca koyunların beslenme maliyeti de artmış.

“MEVCUT İKTİDARIN HAYVANCILIK KONUSUNDAKİ SORUNLARA YAKLAŞIMI ÇÖZÜCÜ BİR ANLAYIŞTA DEĞİL”

Kurban Bayramı için, satış noktasına bir hayvan erişirse, o hayvanın örneğin koyunun 4 bin lira civarında fiyatı olacak. Gittiğim yerlerde bana dediler ki ‘Diyanet İşleri Başkanlığı 2 bin 250 lirayla kurban için vekaletle kesim yapılacağını duyurmuş. O fiyattan nerede koyun varsa biz de gidelim oradan alalım.’ Gerçeklerin görülmesi lazım. Mevcut siyasi iktidarın hayvancılık konusundaki sorunlara ne yazık ki yaklaşımı çözümcü bir anlayışta değil. Sayın Cumhurbaşkanı, Tokat’ta kendisine yem fiyatlarının arttığını söyleyen üreticiye dedi ki ‘Hayvanlarını alalım’. O gün ‘Yem fiyatlarıyla ilgilenelim’ deseydi, bu sorunlar önemli ölçüde azalmış olacaktı.

“12.5 MİLYON TON YURT DIŞINDAN HAYVAN YEMİ İTHAL EDİYORUZ”

12,5 milyon ton yıllık yurt dışından hayvan yemi ithal ediyoruz. Mısırı, soyası, arpası, aşlık tohumu küspesi ve pamuk tohumu küspesi. Bu nedenle yurt dışından gelen yem fiyatlarındaki artış da fiyatlara yansıyor. Bir hemşehrim ‘Mezbahanelerde kan akmıyor artık, süt akıyor’ dedi. Yani bu kadar çok süt ineğinin kesime gittiğini bu acı sözle ifade etti.

Hayvan hastalıklarıyla yitirilen hayvan varlığının yanı sıra buzağı destekleriyle ilgili sorun da halihazırda çözülmedi.

“HAYVANCILIKTA İTHALATA MECBUR DURUMA GELEBİLİRİZ”

Siyasi iktidar bir yandan tarıma vermesi gereken desteği vermiyor, öte yandan sorunların farkında değil. Algı operasyonlarıyla gerçeklerin görülmemesine çalışıyor. Ama gerçekler alana gittiğinizde yalın bir biçimde ortaya çıkıyor. Benim gördüğüm, artık ahırlar boşalmış, hayvancılık ciddi kan kaybediyor. Denebilir ki ‘Büyük çiftlikler var, onlar vasıtasıyla sürdürülebilir.’ Oysa hayvancılığın temelini oluşturan kırsaldaki küçük aile tipi işletmesi dediğimiz ahırların var olduğu yerlerdir. Buralarda ciddi anlamda düşme var. Türkiye’nin yüzde 60’ın üzerinde de böyle işletmelerin olduğu düşünüldüğünde hayvancılıkta ithalata mecbur duruma tekrar gelebiliriz.”

 


Haber Kaynak : ANKA HABER