CHP ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ EROL: "BİR PAYLAŞIMIMIZIN KARŞILIĞI 3 YIL HAPSE GİDİYORSA, KAYGILANACAĞIZ"

CHP ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ EROL:

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol Cumhuriyet'in 99. Yılı dolayısı ile Elazığ'da gençlerle bir araya geldi. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Erol, “Bugün dezenformasyon yasası ile ilgili...

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol Cumhuriyet'in 99. Yılı dolayısı ile Elazığ'da gençlerle bir araya geldi. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Erol, “Bugün dezenformasyon yasası ile ilgili sosyal medyada ya da belki bir paylaşımımızın karşılığı 3 yıl hapse gidiyorsa, kaygılanacağız. Kaygılanmak, gelecekten umudunuzu kesin anlamında değil, ben bu kaygıyı bu sistemin yanlışlığını anlatmak için söylüyorum” dedi.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol Elazığ’da Cumhuriyet Bayramını gençlerle kutladı. Bayram kutlamasının ardından gençlerle sohbet eden CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol gençlerin sorularını yanıtladı.

“VAHDETTİN YILDIZ SARAYI’NDA OTURUP ŞIRNAK VALİSİ’Nİ ATIYORDU. AYNI BUGÜNKÜ DÜZEN”

Yaptığı konuşmada Cumhuriyet Bayramı’nın önemine değinen ve Cumhuriyet’in kazanımlarından olan kurumları hatırlatan Erol “Bu ülkeyi kuranlar, kişiye dayalı bir yönetimi doğru bulmamışlar. Çünkü o günlerde ihaneti görmüşler, toprak kaybını görmüşler, tek adam rejimini görmüşler. Vahdettin Yıldız Sarayı’nda oturup Hakkari'deki başçavuşu du o atıyor. Aynı bugünkü düzen. Eğer devlet ayaktaysa inanın o gün devletin bu kadar sağlam temellere kurulmuş olmasına inanılmaz bir etkisi vardır” dedi.

“DEZENFORMASYON YASASI İLE İLGİLİ SOSYAL MEDYADA YA DA BELKİ BİR PAYLAŞIMIMIZIN KARŞILIĞI 3 YIL HAPSE GİDİYORSA KAYGILANACAĞIZ”

Gençlerin sorusu üzerine dezenformasyon yasasını da değerlendiren Erol şunları söyledi:

“Dezenformasyon yasası ile ilgili soru geldi. Bu onun özgürlüğüne müdahaledir, genç onu kendi özgürlüğüne müdahale olarak görüyor. Şimdi buradaki sorun şu; Türkiye Cumhuriyeti bir devlet midir? Evet bir devlettir. Ama Suriye bir devlet midir? Suriye de devlettir. Irak bir devlet midir? Irak da bir devlettir. Peki nasıl bir devlet? Ben bunu hep anlatırım. Suriye’den göçler başladığı zaman elinde bir poşetle bir Suriyeli tele takıldı, sınırdan atlarken tele takıldı ve düştü. Bir muhabir röportaj yaptı. ‘Niye Türkiye'ye geliyorsun’ dedi. Dedi ki, ‘Can güvenliğimiz yok, can güvenliğimiz olmadığı için geliyoruz’ ‘Siz kimsiniz’ dedi. ‘Ben Suriye milli takımının teknik direktörüyüm’ dedi. Suriye milli takım teknik direktörün bir naylon poşetle içinde 2-3 kazakla geride bırakmış malı mülkünü, umurunda değil. Canını kurtarmak için geliyor. Suriye’den Türkiye’ye gelenleri düşünsenize. Onların hepsinin orada bir düzenleri, sistemi, evi vardı. Bir işi gücü vardı. Neden geldiler? Yurttaşlık hakları olmadığı için. Yurttaşlık haklarını yasal olarak koruyamadıkları için başlarını sokabilecekleri, yalnızca hayatlarını kurtarabilecekleri bir hayat tercih ettiler. Yoksa kim kendi evini terk eder? Kim çoluk çocuğunu terk eder? Kim daha kötü koşullarda sunulan bir hayatı tercih etsin? Bunu şu anlamda söylüyorum, eğer bugün dezenformasyon yasası ile ilgili sosyal medyada ya da belki bir paylaşımımızın karşılığı 3 yıl hapse gidiyorsa, kaygılanacağız. Kaygılanmak, gelecekten umudunuzu kesin anlamında değil, ben bu kaygıyı bu sistemin yanlışlığını anlatmak için söylüyorum.

“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ TEK BAŞINA KURUMLARI KANUNLARI VE KURALLARI YOK EDEN BİR SİSTEM OLDUĞU İÇİN DEMOKRATİK BİR ÜLKEDE UYGULANABİLİR BİR SİSTEM DEĞİL”

Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi tek başına kurumları kanunları ve kuralları yok eden bir sistem olduğu için demokratik bir ülkede uygulanabilir bir sistem değil. Bu sistemin devam etmemesi lazım. Daha özgürlükçü, yurttaşlık haklarının bütün yurttaşlar hakkında kullanılan ve sizin hakkınız olan bütün Avrupa ülkesindekiler gibi yurttaşlık haklarımıza gurur duyacağınız tabii ki hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuz için gurur duyuyoruz ama anayasal güvence de istiyoruz. En büyük sorunumuz bu. Mesela toplumun birçok kesiminde hala şu kaygı var. Bu işleniyor, bilinçli işleniyor. ‘Ya acaba altılı masa iktidar olursa, bu türban meselesi tekrar gündeme getirilir mi? Ben türban taktığım için sorun yaşar mıyım? Bunu siyaset işliyor. Ama diğer kesimde de daha modern daha farklı bir yaşam seçmiş insanlar da AKP’nin bu dayatmacı politikaları bizim yaşamalarımıza müdahale ediyor kaygısı var.

“TÜRKİYE’DE HERKESİN GELECEKLE İLGİLİ BİR KAYGISI VAR”

Bunun örneği nedir biliyor musunuz? Ege Bölgesi’nde İzmir. İzmir hayatta sol partilerin güçlü olduğu bir bölge değildir. İzmir genelde Menderes’ten dolayı Demokrat Parti’nin güçlü olduğu bir bölgedir. Demokrat Parti’nin, merkez sağın güçlü olduğu bir yerdir. Ama yaşam tarzına tepkilerden dolayı, kendi haklarını CHP’nin savunacağını görmüştür ve oralar hep CHP’ye oy vermiştir. Demokrat Partili sağ kökenli oldukları halde. Mesela bir örnek daha vereyim Türkiye’deki yaşayan muhafazakarların daha doğrusu Avrupa’da yaşayan muhafazakar Türklerin birçoğu oylarını Avrupa’da sosyal demokrat partilere verirler. Neden biliyor musunuz? Yarın başlarına bir iş geldiğinde bu parti benim özgürlüklerimi, yaşam hakkımı koruyacak diyorlar. Aynı adam buraya geldiğinde AKP’ye yani muhafazakar partiye oy veriyor. Çünkü yabancı bir ülkede yaşadığı için sosyal demokrat partiye kendi yaşam tarzı için onların orada varlığı için bir güvence olarak görülüyor. Şimdi bizim gençlere söylediğimiz o. Türkiye’de herkesin gelecekle ilgili bir kaygısı var. Şurada bu kadar genç var. Gelecekle ilgili kaygıyı yalnız asayiş olarak güvenlik olarak düşünmeyin. Üniversite okuyorsunuz, mesela gelecek sene okulda kaldınız. Yurt parası ne olacak? Kredi borcunuz ne olacak? Geçim kaynağınız ne olacak? Okulunuzu hangi şartlarda bitireceksiniz? Okulu bitirince iş bulacak mısınız bulamayacak mısınız? Hangi koşullarda iş bulacaksınız? Yaşadığımız her alanda kaygımız var. Her anlamda sorun var.

“AKP GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ ÖNDEN ELLERİNİ KALDIRDIKLARI ZAMAN ARKADAKİLERİN HEPSİ KALDIRIYOR, İNDİRDİKLERİ ZAMAN HEPSİ İNDİRİYOR. İKTİDARIN DA MUHALEFETİN DE ÇALIŞMA ŞEKLİ BU”

Benim de bu ülkeden büyük kaygım şu; kanunları çıkartan bir Meclis'in milletvekiliyim. Ama inanın kanunlar Meclis'e gelinceye kadar iktidar ve muhalefet hiç fark etmez hiçbir milletvekilinin haberi yok. Yani kanunlar Cumhurbaşkanlığı’nın Külliyesi’nde danışmanlar tarafından hazırlanıyor. Hazırlandıktan sonra Meclis Başkanı'na geliyor. Oradaki AKP grup başkan vekilleri önden ellerini kaldırdıkları zaman arkadakilerin hepsi kaldırıyor, indirdikleri zaman hepsi indiriyor. İktidarın da muhalefetin de çalışma şekli bu. Bu böyle olmamalı. Önemli olan sizin yurttaşlık haklarının özgürlük haklarımızın genişletilmesi. Bir ülkenin büyüklüğünün kamu binalarıyla olmayacağını devlete yönetenlerin yaşam standartlarıyla olmayacağını yurttaşlarına özgürlük alanlarının genişletilmesi ile ilgili olduğunu ki geçmiş dönemlerde bunları hep yaşadık. 12 Eylül döneminin kendine göre yarattığı mağdurlar var 141- 142 diye bir madde vardı binlerce on binlerce insan evinden yurdundan işinden oldu yani her dönemin yarattığı bir mağdur var."

 

 


Haber Kaynak : ANKA HABER