BAKAN BİLGİN’DEN EYT VE ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI

BAKAN BİLGİN’DEN EYT VE ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili düzenlemenin bu ay Meclis’e geleceğini belirterek, “Türkiye’nin emekçileri önümüzdeki günlerde asgari ücret meselesi var...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili düzenlemenin bu ay Meclis’e geleceğini belirterek, “Türkiye’nin emekçileri önümüzdeki günlerde asgari ücret meselesi var, emekçilerden yana tavır alacağız. Kimsenin endişesi olmasın. Sözleşmeli personel meselesini en geniş kapsamda çözdük. Meclis’e gelecek, yüce Meclis’in de bu yönde irade göstereceğine inanıyorum. EYT meselesinin de gündeme geldiği zaman aynı kapsayıcılıkta olacaktır” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifleri ile 2023 Yılı Bütçe Kanun Teklifleri görüşülüyor. Bilgin, İYİ Parti Milletvekili Hüseyin Örs'e geçmiş olsun dileklerini de ileterek sözlerine başladı. 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, bakanlık bütçesine ilişkin değerlendirmesinde, işçilerin sendikalaşma oranının düşük olduğuna dikkat çekerek, bu durumu şöyle eleştirdi:

“Biz sendikalaşmayı önemli görüyoruz, Türkiye’ne kamu sendikalarının sendikalaşma oranı oldukça yüksek sayılabilir. Yüzde 70’in üzerindedir. Ama işçilerimizin sendikalaşma oranı oldukça düşüktür. Yüzde 14 civarında sendikalaşma oranı bugünkü Türkiye’nin geldiği yere, fert başına düşen milli gelir ya da toplam ulusal geliri ele aldığımız zaman, 1 trilyon dolar üzerinde bir ekonomide, hızla sanayileşen bir ekonomide oldukça geri bir anlayıştır.

“SENDİKAL HAKLARA KARŞI ANLAYIŞ”

Bizim görev alanımızla ilgili sebeplerin üzerinde duracağım ama bir başka sebebi, belki de temeldeki probleminin altını çizmek isterim, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde işçilerin sendikal haklarına karşı bir tavrın gelişmiş olması, zihniyetin var olmuş olmasıdır. Bu bir tarihsel sorun olarak görülebilir, buna karşı mücadele etmek bütün siyasetçilerin, siyasi partilerin önemli bir görevidir. Sosyal devlet anlayışına inanan herkesin bu yaklaşımla meseleye bakması gerektiğini düşünüyorum… Bu tutucu bir anlayıştır, tarımsal toplumdan gelen, işletmenin kamusal hürriyetini fark edemeyen tutucu zihniyettir. Oysa işletme herhangi bir mülkiyet aracı değildir. İşletmenin kamusal bir görevi vardır, aynı zamanda kamusal sorumlulukları vardır. Çünkü kamu kaynaklarını kullanmaktadır. Dolayısıyla bunu ben şahsi mülkiyetim diye bakamam. İktisadi ilişkilerdeki servet anlayışı ile bakamaz. Bu zihniyet dönüşümünün gerçekleşmesi lazım. Biz bu dönüşümü oturup bekleyelim mi? Hayır, biz buna karşı sendikalaşmanın önünü açacak, emekçilerin sermaye karşısında örgütlenmesini sağlayacak mücadeleyi desteklememiz lazım.  

“KAPATMAK, CEZALANDIRMAK DAHİL”

Bugün de sendikalaşan işyerlerinde örgütlenen işçilere karşı tavırlar var. Örgütlenen işçileri işyerinden atmaya kadar uzanan girişimler var. Bunlar bana ulaştığı zaman sendikanın kimliğine hiç bakmam. Bunu bütün konfederasyonlara sorabilirsiniz. Patronunu arar ve arattırırım, bizim hukukumuza aykırı hangi işlem varsa onun üzerine giderim. Kapatmak, cezalandırmak da dahil… Mevcut  düzenlemelerin kötü kullanımı da var. Bunlardan birisi işyeri ve işletme ayrımında farklı oranlar var. Bunu en kısa zamanda giderecek hazırlığın içindeyim. Bir de işverenlerin iş kolu müracaatında keyfilikler var. Adam hiç alakasız iş kolunda müracaata gidiyor. Niye, muhtemelen oradaki oranlara vs. bakıyor, oradan örgütlenemez diye. Ya da işçiler örgütlenmeye kalkınca iş kolu değişikliği yapıyor. Oysa bizim İş Kanunumuzun verdiği yetki var, kötü kullanılmış. Artık patronun müracaat ettiği iş koluna değil bizim belirlediğimiz işyerine biz onu tayin edeceğiz.”

ASGARİ ÜCRET DEĞERLENDİRMESİ

Bakan Bilgin 2023 yılı asgari ücretine ilişkin de bilgi vererek, yaptıkları araştırmayla ilgili “Ortalama kamuoyu beklentisi çok yüksek çıktı. 8 bin lira civarında çıktı. O sıralamada yüksek. İşverenlerin beklentisi 7 bin lira civarında çıktı. Asgari ücret dışında ücret alan işçilerin olması gereken rakam olarak 7 bin 500 lira çıktı. Asgari ücretlilerde 7 bin 600 lira çıktı. Asgari ücretli çalışan işçiler farklı ücret düzeylerini bekliyor veya talep ediyorlar” dedi.

Bakan Bilgin, asgari ücret düzenlemesinin sadece asgari ücretliyi ilgilendirmediğine dikkat çekerek, “Biz asgari ücrette ciddi düzenleme yatığımız zaman bütün işçilerin aldıkları ücret düzeyi farklılaşıyor. Ücret düzeyleri yukarıya doğru tırmanıyor. Dolayısıyla asgari ücret ve siyaseti diğer ücretleri belirleyen bir etki yaratmaktadır. Biz asgari ücreti ne kadar gerçekçi rakamda belirlersek, asgari ücrete yakın çalıştırılan emekçilerin ücretleri de yukarıya doğru çıkacaktır” diye konuştu.  

İŞSİZLİĞE “İSTİHDAM YARATAN” BÜYÜME TESPİTİ

Bakan Bilgin çalışma yaşamında istihdam sorunu olduğunu da belirterek, şunları kaydetti:

“İşsizlikle mücadeleyi kendi araçlarımızla sürdürmeye çalışıyoruz. İşsizlik sorununun temel çözüm yolunun iktisadi büyüme olduğunu biliyoruz. Türkiye rakamlarını incelediğimiz zaman yüzde 5’in üzerinde büyüme Türkiye’de 700 bin istihdam yaratıyor. Yüzde 7 üzerinde büyüme 1 milyon ve sektörlere göre rakam değişebiliyor, 1 milyonun üzerinde istihdam yaratıyor. Temel problem büyümenin yüksek ve sürdürülebilir olması, istihdam yaratan. Temel mekanizma olarak büyümenin olduğunu görmemiz lazım.”

“OLMAYAN HİÇBİR PROJEYE FONDAN PARA AKTARILMADI”

Bakan Bilgin, geçmiş dönümde istihdam karşılığında işverenlere verilen teşviklerde de istismar tespit ettiğini ve bu durumu düzelttiğini söyledi. Bakan Bilgin, işsizlik sigortası fonunun desteklediği projeler konusunda da gerekli hassasiyetleri ortaya koyduğunu kaydederek, “Olmayan hiçbir projeye o fondan para aktarılmadığını belirtmek isterim. Bunu istismar edilmesine yönelik bütün tedbirleri aldık ve uygulamaya çalışıyoruz. Bizim fon kaynaklarımızı iyi yönetmemiz lazım. Fonu en etkin şekilde adeta bir bankanın finans kesimi gibi yönetecek titizliği gösteriyoruz” diye konuştu.

Bakan Bilgin, sosyal güvenlik sistemiyle ilgili de değerlendirmede bulunarak, bazı ilaçlarla ilgili şunları söyledi:

“Bazı kampanyalar yapanlar var. Kutusu bilmem 20 bin, 30 bin, 80 bin dolar olan ilaçları Türkiye’ye satmak isteyen ve bunun için de kampanya yapanlar var. Bunun için de SGK’nın kaynaklarını görenler var. Onlara geçit vermiyorum. Kamuoyunda birtakım kampanyalar yapıyorlar, izinler alıyorlar. Bilin ki onların hiçbirisi ne dünya ne de Avrupa tıp otoriteleri tarafından ne de Türkiye’nin sağlık otoriteleri tarafından onaylanmamış ilaçlardır. Onlara geçit vermemiz demek sömürüye kapı açmamız demektir.”

“500 BİN KİŞİ KADROYA ALINACAK”

Bakan Bilgin sözleşmeli memurların kadroya alınmasıyla ilgili de “Hemen kadroya geçiyorlar, bizim çalışmamız öyle. Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasına referans verdiler. Ayrıntılı konuşma değildi. Ben anlatıyorum. Kimler var bunun içerisinde? Sözleşmeli hemşireler var mı?’ dedi Sayın Başkan. Var. Aile hekimi çalışanları var mı dedi, var. Üniversite, ben üniversite hocasıyım, 30 ders verdim. Bizim asistanlarımız var, 50-D’li çocuklar var. Sağlık çalışanlarımız var. Sanatçılarımız var. Bütün bunları kapsam içerisine aldık, yaklaşık 500 bine ulaşacak sayı gündemde. Bu çalışmamız teknik olarak bitti” diye konuştu.  

BAKAN BİLGİN’DEN GEÇİCİ İŞÇİ AÇIKLAMASI: “BU SORUNU ÇÖZÜYORUZ”

Bakan Bilgin geçici işçilerle ilgili de çalışmalarını aktararak, “Bu sorunu çözüyoruz. Bu sorun çalışmasını bitirdim, inşallah bu ay içerisinde yüce Meclis’e intikal eder. Sizin bizim yaptığımız çalışmaya katkı yapacağınıza inanıyorum. O inançla da projenin daha da zenginleşeceğini düşünüyorum” dedi.

“EYT OCAK AYINA SARKMAYACAK”

Bakan Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili şunları söyledi:

“EYT konusu Türkiye’nin önündeki en önemli konulardan birisi. Beni arayan arkadaşlarım, beni arayan gazeteci tanıdıklarım, kendilerini EYT’li olarak tanımlayan yurttaşlarımız hep şu soruyu soruyorlar, ‘EYT meselesi ne olacak, niye uzuyor?’. Uzamasının nedeni herkesi dinlemek zorundayız. En son odaları dinlemeye başladık. Çünkü meselenin bir boyutu bildiğimiz gibi iş adamlarının kıdem tazminatı. Bu mesele hep devlet açısından ele alınan bir konuydu, fakat doğrudan doğruya işverenleri ilgilendiriyor. İşveren diyor ki ‘Benim çalışanlarımın, iş tecrübesi gelişmiş adamlar, yaklaşık işletmelerde yüzde 15, en düşük 10. Büyük işletmelerde daha fazla. Biz bunları kaybetmek istemeyiz. Bir de mali yükü var. Bunu nasıl yapacağız? Bir de diyor ki, kamuoyunda tartışılan şeyler bunlarla ilgili duyumlar. 

Başka teklifte bulunanlar, şunu öteleyin diyenler oluyor. Bir de bizim çalışmanın teknik yönüyle ilgili problemler var. Biliyorsunuz, 8 Eylül 99 öncesi işe girenleri, onları kapsıyor. Fakat o zaman bizde dijital ortamda bu kayıt sistemleri yok. Bunların büyük bir çoğunluğu iş değiştirmiş, evrakları kaybolmuş, evrakları bulunamıyor. Biz bütün bunları organize etmeye çalışıyoruz. Kapsamını tam anlamıyla ulaştığımız zaman, ki ben bu ayın sonuna kadar Meclis’e getireceğimizi söylemiştim. İnşallah sözümü tutarım, ocak ayına sarkmaz. Bütün bu çalışmaları tamamladığımız zaman yüce Meclis ile bunu paylaşacağım. En kapsamlı düzenlemeyi yapacağız, hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu kapsamın genişlemesi, biliyorsunuz. Burada üç tane kriter var. Mevcut emeklilik sisteminde. Bunları bugün komisyonda da söyledim, bugün yaş şartı olmasaydı, haziran ayına göre ne kadar insan emekli olabilirdi onu açıklamıştım. Bütün verileri elimize alıp gerçekçi bir çalışma yapmamız lazım. Özel sektöre yansıyacak yükün, kamuya yansıyacak yükün hepsini ortaya çıkardıktan ve çalışma bittikten sonra kamuoyu ile paylaşacağım.

“EMEKÇİLERİN YANINDA TAVIR ALACAĞIZ”

Türkiye’nin emekçileri önümüzdeki günlerde asgari ücret meselesi var, emekçilerden yana tavır alacağız. Kimsenin endişesi olmasın. Sözleşmeli personel meselesini en geniş kapsamda çözdük. Meclis’e gelecek, yüce Meclis’in de bu yönde irade göstereceğine inanıyorum. EYT meselesinin de gündeme geldiği zaman aynı kapsayıcılıkta olacaktır.”

 


Haber Kaynak : ANKA HABER