BAHÇELİ:“TBMM’DE MİLLETİMİZİN BEKLENTİ VE TALEPLERİNİ DE BİRER BİRER YASALAŞTIRARAK HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

BAHÇELİ:“TBMM’DE MİLLETİMİZİN BEKLENTİ VE TALEPLERİNİ DE BİRER BİRER YASALAŞTIRARAK HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kuzey Ege Denizi’nde askersiz ve silahsız olmak kaydıyla Yunanistan’ın kullanımına verilen 9 Türk adasının hepsi, A’dan Z’ye asker ve silahla doldurulmuştur. Bu nedenle Kuzey Ege adaları Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kuzey Ege Denizi’nde askersiz ve silahsız olmak kaydıyla Yunanistan’ın kullanımına verilen 9 Türk adasının hepsi, A’dan Z’ye asker ve silahla doldurulmuştur. Bu nedenle Kuzey Ege adaları Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya’nın egemenlik yetkisi, mülkiyet hakları, deniz yetki alanlarıyla hava sahası, kuşkusuz ve hukuken artık Türkiye’dedir. Aynı şey Oniki Ada için de geçerlidir” dedi.

Devlet Bahçeli, partisinin yeni yasama yılındaki ilk grup toplantısını bugün yaptı. Bahçeli, özetle şunları söyledi:

“TBMM’DE MİLLETİMİZİN BEKLENTİ VE TALEPLERİNİ DE BİRER BİRER YASALAŞTIRARAK HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

“2023 yılında, bir yanda Cumhuriyet’imizin 100’üncü yıl dönümünü gururla kutlayacağız, diğer yanda da tarihi nitelikli iki demokratik imtihanla karşılaşacağız. Hem cumhurbaşkanı seçimini hem de 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ni yapacağız. Seçim takviminin işlemeye başlamasına kadar, TBMM’de milletimizin beklenti ve taleplerini de birer birer yasalaştırarak hayata geçireceğiz. Bunlardan birisi, hiç şüphesiz emeklilikte yaşa takılan kardeşlerimizin mağduriyetleridir. Ümit ediyorum ki bu yıl bitmeden bu yara kapanacak, bu adaletsizlik köklü bir çözümle buluşturulacaktır.

“ANKETLER ŞUNU SÖYLEMİŞ, BUNU SÖYLEMİŞ, BİZİM İÇİN VIZILTIDIR”

Ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle gücüne güç katmıştır. Cumhur İttifakı, Türk-İslam asırlarının emanetlerini devralmıştır. MHP olarak, nasıl bir maziye, nasıl bir müktesebata, çağın şu anki tablosunda nasıl bir misyona sahip olduğumuzun ziyadesiyle farkındayız. Bu maksatla 2023 yılına çok sıkı bir şekilde hazırlanıyoruz. Anketler şunu söylemiş, bunu söylemiş, bizim için vızıltıdır. Biz, milletimize bakarız, milletimize kulak veririz, milletimiz ne diyorsa onun gereğini canla, başla ve coşkuyla yaparız.

“KÖYLERDE OLACAĞIZ, KÖYLÜLERİMİZİ ZİYARET EDECEĞİZ”

8 Ekim 2022 tarihinden itibaren, yani önümüzdeki cumartesi günü başlamak suretiyle ‘Adım Adım 2023; Köyüm Benim Sohbet Toplantıları’yla vatanımızın en ücra köşelerine bir kez daha gönül ve sevda seferine çıkıyoruz. Köylerde olacağız, köylülerimizi ziyaret edeceğiz, hasret yangınını birlikte söndüreceğiz. Bu esnada, 16 Ekim 2022 tarihinde Konya, 23 Ekim 2022 tarihinde de Manisa açık hava toplantılarımızı yapacağız. ‘Aday belli, karar net’ diyeceğiz. Bizim cumhurbaşkanı adayımızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğunu sonuna kadar haykıracağız. TBMM’de sayısal ve siyasal seviyede güçlü bir MHP grubunun teşekkülü için milletimizden destek isteyeceğiz. Cumhur İttifakı’nın anayasayı değiştirme çoğunluğuna ulaşması için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız.

“BİZİM DİLEĞİMİZ, İRAN’DA SÜKÛNET, HUZUR VE İSTİKRAR ORTAMININ BİR AN EVVEL HAKİM OLMASIDIR”

Soğuk savaş yıllarının sona ermesini takiben kurulduğu iddia edilen tek kutuplu dünya şablonu, ağır hasar alarak yerini merkezkaç güçlerin öne çıktığı çok merkezli yeni bir siyasi tasarıma bırakmak üzeredir. Komşu coğrafyalarda yaşanan buhranları, kronik anlaşmazlıkları, diyaloglardaki tıkanmaları, katılaşan sosyal ve siyasal ilişkileri ana hatlarıyla gözden geçirdiğimizde, Türkiye olarak ne kadar tedbirli, ne kadar temkinli hareket etmemiz gerektiği çok daha iyi anlaşılacaktır. İran’da, 13 Eylül 2022 tarihinde Mahsa Amini isimli bir genç kızın başörtüsünü doğru bağlamadığından dolayı gözaltına alınması ve sonrasında patlayan şiddet olayları, neredeyse bir isyan noktasına ulaşmıştır. Kadın hakları ve özgürlük üzerine inşa edilen toplumsal gösteriler, dış etkiler kanalıyla farklı bir boyut kazanmıştır. Bizim dileğimiz, İran’da sükûnet, huzur ve istikrar ortamının bir an evvel hakim olmasıdır. Kırgızistan ile Tacikistan arasındaki 31 yıllık sınır ihtilafı silahlı çatışmaya kadar dayanmış, geçici ve zoraki olsa da şimdilik yapılan bir ateşkes anlaşmasıyla eller tetikten çekilmiştir. Bosna sıkıntılı, Kosova kaygılı, Türkmeneli kuşatma altındadır. Ermenistan, Karabağ’daki tahriklerini sürdürmüş, anlaşmaları çiğnemiş, sıcak çatışmalarda çok sayıda Azerbaycan neferi şehit olmuştur. İtalya’da sandıktan çıkan yeni bir siyasi irade Avrupa’yı telaşlandırmış, Bulgaristan’da 18 ayda dördüncü kez seçimler yapılmış, Irak’ta siyasi kriz yaygınlaşmış, Suriye’de istikrasızlık varlığını muhafaza etmiştir. Güney sınırlarımız boyunca terör koridoru açmak, garson terör devletçikleri kurmak amacıyla kolları sıvamış dost görünümlü muhasım ülkeler, her fırsatı lehlerine çevirmek için tahrik ve tertiplerini bir üst faza çıkarmışlardır.

“ADALARIN EGEMENLİK YETKİSİ, MÜLKİYET HAKLARI, DENİZ YETKİ ALANLARIYLA HAVA SAHASI, KUŞKUSUZ VE HUKUKEN ARTIK TÜRKİYE’DEDİR”

ABD, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne uyguladığı silah ambargosunu manidar bir zamanlamayla rafa kaldırmıştır. Kıbrıs’ta, eşit ve egemen iki devletli çözümün önüne engel çıkarmak için yeni bir senaryo gündemdedir. Yunanistan, 18 ve 23 Eylül tarihlerinde, gayri askeri statüdeki Ege adalarından Midille’ye 23, Sisam’a 18 zırhlı askeri araç sevk etmiştir. ABD menşeli silahlar etrafımızı çevrelemiştir. Kuzey Ege adalarına toplam bir tümen, üç tugay ve beş alay konuşlandıran Yunanistan, ABD’nin dolduruşuna gelip Türkiye’ye meydan okumaktadır. Ülkemize, Akdeniz ve Ege’den silah gösterilmektedir. Lozan ve Paris anlaşmalarının açık hükümleri yok sayılmaktadır. Türkiye; batıdan, doğudan, güneyden, hatta kuzeyden çembere alınmaktadır. Geldiğimiz bu aşamada, Yunanistan’ın Kuzey Ege adalarıyla Oniki ada üzerindeki egemenlik iddiaları kesinlikle haksız ve hukuksuzdur. 2. Balkan Savaşı’ndan sonra Londra’da toplanan bir konferansta Gökçeada, Bozcaada ve Meis Adası Osmanlı İmparatorluğu’na bırakılmıştı. İşgal altındaki diğer adalar ise askeri maksatlarla kullanılmamak şartıyla ve silahlandırılmamak kaydıyla Yunanistan’a verilmişti. Aslında bu adaların mülkiyeti değil, yalnızca kullanım hakkı Yunanistan’da kalmıştı. Lozan Antlaşması’nın 12’nci maddesi ile bu statüko tescil ve teyit edilmişti. Bu antlaşmanın 13’üncü maddesine göre de Yunanistan’ın adaları askeri hedefler doğrultusunda kullanamayacağı hükme bağlanmıştı. Fakat Yunanistan, bu hükmü kasten, bile bile ihlal ve inkar etmiştir. Mevcut durum itibarıyla Kuzey Ege Denizi’nde askersiz ve silahsız olmak kaydıyla Yunanistan’ın kullanımına verilen 9 Türk adasının hepsi, A’dan Z’ye asker ve silahla doldurulmuştur. Bu nedenle Kuzey Ege adaları Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya’nın egemenlik yetkisi, mülkiyet hakları, deniz yetki alanlarıyla hava sahası, kuşkusuz ve hukuken artık Türkiye’dedir. Aynı şey Oniki Ada için de geçerlidir. Dünyaya ilan ediyorum; hakkımızı yedirmeyiz, hakkımızı çiğnetmeyiz, hakkımızdan vazgeçmeyiz, hakkımıza ve hukukumuza göz koyanların da gözünü oyarız.

“KIRIM’IN İLHAKINA NASIL KARŞI ÇIKTIYSAK AYNI TAVRI AHLAKİ TUTARLILIK GEREĞİNCE SON İLHAK KARARINA DA GÖSTERİYORUZ”

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, geçen hafta, Ukrayna’nın doğusundaki Luhansk ve Donetsk ile güneyindeki Herson ve Zaporijya’nın ilhak kararını açıklamıştır. Uluslararası sistem tarihi bir kırılma yaşamaktadır. Ukrayna’nın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne yönelik bölücü operasyonu asla tasvip etmiyor, kesinlikle doğru bulmuyoruz. Rusya-Ukrayna savaşının öngörülemez, barış ümitlerini sekteye uğratan bir safhaya geçtiğini düşünüyoruz. Kırım’ın ilhakına nasıl karşı çıktıysak aynı tavrı ahlaki tutarlılık gereğince son ilhak kararına da gösteriyoruz.”

Grup toplantısının ardından soruları yanıtlayan Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü açıklamasına ilişkin, “Başörtüsünü istismar etmenin bir manası yoktur. Bu, çözülmüş bir meseledir. Böyle bir yasa TBMM'ye geldiğinde MHP, geçmiş dönemde başörtüsü konusunda vermiş olduğu Meclis kararının arkasında durur, yeni karara da ihtiyaç olmadığını söyler. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu başörtüsü meselesine bu kadar hassasiyet gösteriyorsa milletvekillerinden başlasın” dedi.


Haber Kaynak : ANKA HABER