MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, göz alıcı temposuyla başarılı çalışmalarına aralıksız devam etmesi ortak gayemizdir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin milletvekili sayısıyla oy oranını en çoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin onayıyla almak kaçınılmaz bir diğer hedefimizdir. Nihai olarak da, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşması arzumuz ve amacımızdır” dedi.
MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, bugün Tekirdağ’da “Aziz Milletim Sıra Sende” mitinginde konuştu. Bahçeli, özetle şunları söyledi:
“100. yıl dönümünü idrak ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli Türk kahramanlığı, yüksek Türk kültürüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesinin omurgası milli egemenliktir. Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes tarihen, hukuken, ahlaken birdir, eşittir ve aynıdır. Hiçbir Türk vatandaşı bu ülkenin zencisi, ötekisi, yabancısı, ikinci sınıf insanı değildir. Devletimizin asıl gündemi kuruluşundan itibaren her zaman bir adım ilerisini planlamak, sürekli ilerleyişi gözetmek, istiklal içinde istikbalin yükselen değerini inşa ve ihya etmek üzerine kurgulanmıştır. Cumhuriyet, küresel emperyalizmin bağış veya bahşişi değildir. Türk devleti onun bunun siparişiyle, onun bunun müsamahasıyla kurulmuş değildir.
“SANDIK NEWYORK’TA KURULMAYACAK”
Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılı, Türk tarihinin hatıra, birikim ve mirasıyla rotasını çizecektir. Türkiye parmak sallanarak hizaya sokulacak bir ülke değildir. Türkiye kafakola alınacak bir ülke değildir. Türkiye onun bunun dayatma ve yaptırım tehditleriyle duruşundan taviz verecek bir ülke de değildir. Tekirdağ evet diyorsa, bu zillet cephesi nesine güveniyor? Türkiye düşmanlarıyla el birliği, güç birliği, hedef birliği yapmanın büyük bir vebal olduğunu anlamaları için daha nasıl bir hasar ve hüsranın olmasını bekliyorlar? Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği yabancı başkentlerde belirlenemez. Sandık New York’ta kurulmayacak, oylar Londra’da verilmeyecek, sayım Brüksel’de yapılmayacaktır. İrade sahibi Türk milleti, istiklalinin de sahibidir. Nitekim zalimlerin hükmü bu aziz millete sökmeyecektir. Bir masanın etrafında palas pandıras toplanmış makus partiler Türkiye’nin kanayan yarasıdır. Bunlar teslim bayrağı çekmiş, rehin alınmış, esarete düşmüş siyaset acizleridir. Zillet ittifakı Milli Mücadele’de yendiğimiz muhasım odakların izinde ve istikametindedir.
“BEN KEMAL’İM DİYORSA, BİZ DE TÜRK MİLLETİYİZ DİYORUM”
Kemal Kılıçdaroğlu, iyice şaşırmış ve şanzımanı kırmış olacak ki, film repliklerinden kendisine slogan üretecek kadar ucuzlamıştır. Vermeyince Mabut neylesin Mahmut, durumu aynen budur. Ne diyor, ‘Ben Kemal, geliyorum.’ Bu Kılıçdaroğlu sürpriz yumurtadan çıkmış gibidir. Ben Kemal’im diyorsa, biz de Türk milletiyiz diyorum. Kendisine geleceği varsa göreceği de var diyerek meydan okuyorum. Kimin geldiğini, nasıl geldiğini, hangi güçle geldiğini 14 Mayıs 2023 tarihinde göreceğiz.
“CUMHUR İTTİFAKI’NIN ADAYI SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR”
14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine az bir süre kala zillet ittifakının adayı hala ortada yoktur. Kılıçdaroğlu ‘13 Şubat’ta Cumhurbaşkanı adayını açıklayacağız’ derken, İP’in sözcüleri aynı görüş ve kanaatte değildir. İP’in bir yöneticisi partisi adına demiş ki, ‘Biz onay makamı değiliz. 13 Şubat’a kadar aday nasıl, hangi yöntemle belirlenecek, süreç nasıl gelişecek hiçbir bilgimiz yoktur.’ İP, CHP’ye kazan kaldırmıştır. Altılı masaya oturan her parti başkanına soruyorum, Cumhurbaşkanı adayınızı ne zaman ilan edeceksiniz? Cumhur İttifakı olarak beraberliğimizi sonuna kadar koruyacağız. Herhangi bir gevşekliğe ve yılgınlığa müsaade etmeyeceğiz. Seçime kadar değil Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın çatısını el birliğiyle öresiye kadar, aziz milletimizi medeniyetler ve milletler mücadelesinde üst lige taşıyana kadar biriz, diriyiz, birlikteyiz, cumhurun ruh kökü, Cumhuriyet’in sarsılmaz güvencesiyiz. Diyorum ki, Cumhur İttifakı Türk milletinin can evidir. Bu candan geçilemez, bu ev yıkılamaz, ele geçirilemez, talan edilemez. Cumhur İttifakı aynı zamanda Türk milletinin hayallerini gerçeğe dönüştürecek, milli hedefleri yeni yüzyılla eklemleyecek tarih, kültür, inanç, irade, iddia, irfan kalesidir. Korkularından mesnetsiz ve hukuken yersiz şekilde itirazlarını seslendirip Sayın Erdoğan’ın adaylığına karşı çıkanlar unutmasınlar ki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu yasal ve anayasal gerekçeli hakikat asla değişmeyecektir. Alayı toplanıp karşımıza geçse de sözümüz söz, kararımız kesindir.
MHP’NİN MİLLETVEKİLİ SAYISIYLA OY ORANINI EN ÇOKLAŞTIRMAK,
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, göz alıcı temposuyla başarılı çalışmalarına aralıksız devam etmesi ortak gayemizdir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin milletvekili sayısıyla oy oranını en çoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin onayıyla almak kaçınılmaz bir diğer hedefimizdir. Nihai olarak da, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşması arzumuz ve amacımızdır. Türkiye’mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için Cumhur İttifakı’nın TBMM’de nitelikli çoğunluğa ulaşması bir mecburiyet, parlak bir gelecek için de bir mükellefiyettir. Cumhur İttifakı’na verilen her oy Türkiye’nin geleceğine koyulmuş tuğla, gelecek nesillere armağandır.
“BU ÜLKELER HANGİ BİLGİ VE İSTİHBARATLARA SAHİPLERSE TÜRK YETKİLİ BİRİMLERİYLE PAYLAŞMAK DURUMUNDADIR”
2023 seçimlerini sabote etmek, milletimizin demokratik mukavemetini kırmak maksadıyla küresel çıkar grupları devrededir. Küresel medya fitne nöbetindedir. Mukaddesatımıza hakaret eden iblis uşakları provokasyon görevindedir. ABD’sinden AB ülkelerine kadar Türkiye’ye karşı aleni psikolojik harekat yapılmaktadır. Aralarında Hollanda, Almanya, Fransa, Belçika ve İngiltere’nin de bulunduğu 9 ülkenin İstanbul’daki konsolosluklarını ‘terör tehdidi’ bahanesiyle kapatmaları tek kelimeyle rezalettir. ABD bu işte öncü rol oynamış, kuklalarını dürte dürte harekete geçirmiştir. Madem böyle bir tehdidin varlığından bu yabancı ülke misyonları haberdardır, o halde tehdidin açık kaynağını açıklamaları da şeref meseleleridir. 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri öncesi Türkiye’yi karalama teşebbüsleri, malum ülkelerin muhtemel terör saldırılarını biliyor, hatta arkasında duruyor gibi ihbar etmeleri dostluk ve müttefiklik köprülerini dinamitleyen art niyetliliktir. Bu ülkeler ne biliyorlarsa, hangi bilgi ve istihbaratlara sahiplerse Türk devletinin yetkili birimleriyle derhal paylaşmak durumundadır. Korku yaratmaya çalışmak asıl korkaklıktır. Bundan sonra Türkiye’nin herhangi bir noktasında, Allah muhafaza, bir terör olayı gerçekleşirse müsebbipler ve onların zillet cephesinde temerküz etmiş muhipleri bellidir, saklanmaları da mümkün değildir. Konsolosluğunu terör bahanesiyle kapatan, uydu ülkelere de kapattıran ABD’nin Boğaza demirlediği bir savaş gemisine uluslararası teamüllere aykırı olarak orantısız bayrak çekmesi saygısızlıktır. Bu savaş gemisinde, büyük bir Amerikan bayrağının yanında küçük Türk bayrağının asılması edepsizlik ve hukuksuzluktur. Sandık vakti yaklaştıkça husumet kuşatması sertleşmektedir.”