Alevi örgütleri, İstanbul Yenikapı Gösteri Merkezi’nde “Büyük Alevi Kurultayı” düzenledi. Kurultayda konuşan Alevi Dernekler Federasyonu Başkanı Celal Fırat, "Devlet ve siyasi iktidar inancımızla uğraşıyor. Muktedirler, Aleviliğin İslam’ın içinde bir kül
Alevi örgütleri, İstanbul Yenikapı Gösteri Merkezi’nde “Büyük Alevi Kurultayı” düzenledi. Kurultayda konuşan Alevi Dernekler Federasyonu Başkanı Celal Fırat, "Devlet ve siyasi iktidar inancımızla uğraşıyor. Muktedirler, Aleviliğin İslam’ın içinde bir kültür mü, yorum mu, mezhep mi, yoldan çıkmışlık mı yoksa sapkınlık mı, nedir onu sorguluyor? Hangisi kendisi için yararlı olacaksa ona göre bir Alevilik yaratmaya çalışıyor. Bizi kimliksizleştirip, Sünnileştirmek istiyor. Yola getiremediklerini sapkınlıkla itham ediyor, iftiralarla halkları birbirine düşürüyor. Muktedirler bu politikaları bir öteye taşıyarak meydanlarda ana muhalefet partisinin liderini Alevi kimliği nedeniyle yuhalatıyor. Bu yaklaşımın bir devamını yürüten iktidar ve ona yakın güçler bu ülke de Alevi bir Cumhurbaşkanı olamaz diyor. Bal gibi de olur" dedi.
İstanbul'da, Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi'nde, "Laik ve Demokratik Türkiye İçin Büyük Alevi Kurultayı" düzenlendi. Kurultay, Alevi ve Bektaşi toplumunun örgütlü 7 çatı kurumu olan Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Demokratik Alevi Dernekleri tarafından düzenlendi. Kurultayda, Alevilerin talepleri dile getirildi.
ALEVİLERİN TALEPLERİ PANKARTLARA YAZILDI
Gösteri merkezinde asılan pankartlarda;, "Çağdaş, bilimsel, laik, anadilde eğitim", "Doğa ve canlı kıyımına hayır", "Zorunlu din dersleri kaldırılsın", "Savaşa hayır", "Barış", "Ekonomide adalet", "Madımak, utanç müzesi olsun", "Ocağıma, inancıma dokunma", "Diyanet kapatılsın", "Zorunlu din dersleri kaldırılsın", "Aleviler vardır, Alevilik haktır", "Dergahlarımızı istiyoruz", "Demokrasi", "Laiklik", "Adalet", "Eşit haklar", "Yeni Anayasa" talepleri sıralandı.
ÇOK SAYIDA MİLLETVEKİLİ, DERNEK VE STK TEMSİLCİSİ KATILDI
Kurultaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, CHP milletvekilleri Yüksel Mansur Kılıç, Sibel Özdemir, Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Musa Piroğlu, Alican Ünlü, Züleyha Gülüm, Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Barış Atay, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Demir, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Almanya CHP Köln Başkanı Günay Çoban, Beşiktaş, Küçükçekmece, Adalar, Esenyurt, Avcılar, Maltepe, Sarıyer, Beylikdüzü ve başkaca ilçe belediye başkanları ve çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri katıldı.
Sunum konuşmalarıyla başlayan kurultayda Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Almanca, Fransızca, İngilizce ve Arapça olmak üzere 7 farklı dilde Çerağ uyandırılması yapıldı. Alevi inancında uyandırılan çerağ-delil; hakk meydanını aydınlatarak ibadete başlama noktası anlamına geliyor. Bu aydınlatma, 'Hakk Muhammed Ali Nuru'nu sembolize eder. Çerağ uyandırılmasından sonra, Alevi ibadetlerinden önce yapılan bir çeşit dua olan Dar Gülbengi yapıldı. Ardından sinevizyon gösterisi izlendi. Sinevizyon gösterisinin ardından semah ve üçleme (Allah-Muhammed-Ali) yapıldı.
Siyasi partilerin genel başkanları da kurultaya mesajlar gönderdi. Bu mesajlar kurultayda okundu.
KILIÇDAROĞLU: "YÜRÜDÜĞÜMÜZ BU UZUN YOLUN SONUNDA HUZUR OLACAK"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kurultaya gönderdiği mesajı şöyle:
"Değerli Yurttaşlarım, Kıymetli Canlar. Gerçekleştirdiğiniz bu önemli buluşmaya katılamadığım için fevkalade üzgünüm. Türkiye'yi eşit ve özgür bir geleceğe taşımak, inanç ve düşüncenin özgürlüğü için yürüdüğümüz bu uzun yolun sonunda, huzur olacak, güven ve kardeşlik olacak. Özgürlükler olacak. Sizlere saygı ve sevgilerimi sunuyor, her birinizi ayrı ayrı kucaklıyorum."
DAVUTOĞLU: "BULUŞMANIZIN TOPLUMSAL BARIŞIMIZA BÜYÜK KATKI YAPACAĞINA İNANIYORUM"
Cenaze nedeniyle kurultaya katılamadığını belirten Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun gönderdiği mesaj şu şekilde:
"’Lâik ve Demokratik Türkiye için Büyük Alevi Kurultayı’ başlıklı buluşmanızın toplumsal barışımıza ve demokratik kültürümüze büyük katkı yapacağına inanıyorum. Bu anlamlı toplantıya bir cenazemiz dolayısıyla katılamadığım için çok üzgünüm. Ancak yüreğimiz ve zihnimiz sizinle. Eşit, adil ve yaşanabilir bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz. Bu duygularla bütün canlara selam ve saygılarımı sunar, başarılar dilerim."
HDP EŞ GENEL BAŞKANLARI: "EŞİT YURTTAŞLIK HAKKINI AMAÇLAYAN MÜCADELELER TAKDİRE ŞAYANDIR"
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar'ın, kurultaya gönderdikleri mesaj şöyle:
"Değerli canlar, değerli hakikat yolcuları; demokratik ve laik bir Türkiye için topladığınız Büyük Alevi Kurultayını selamlıyoruz. Bu topraklarda yaşayan tüm halkların toplumsal ve tarihsel dokusuna aykırı olan tekçi, inkârcı, asimilasyoncu egemenlik sistemine karşı mücadele edenlere selam olsun. Tüm halkların, kimliklerin, dillerin, kültürlerin, inançların eşitliğini, özgürce yaşaması; laikliğin gerçek anlamda uygulandığı, devletin tüm inançlara eşit mesafede olduğu, herkesin kendi inancını kendi olanaklarıyla yaşadığı demokratik bir sistemin inşası için mücadele ettik, etmeye devam ediyoruz. Değerli canlar. Alevilerin ibadethanesi Cemevidir. Bu hakikat siyasetten büyüktür. Bu hakikat tüm baskı, şiddet ve katliamlara rağmen dimdik ayaktadır. Onun için Cemevlerine farklı statü aramak, onları kültür merkezi düzeyine çekme çabaları beyhude bir siyasettir ve kendileri gibi tarihin çöp sepetine atılacaktır. Egemen sistemlerin katı merkeziyetçi, nefret ve şiddet politikaları ile yok edilmek istenen Alevilerin; insan hak ve özgürlükleri ile eşit yurttaşlık hakkını amaçlayan mücadeleleri takdire şayandır.
ALEVİ SORUNUNDA ÇÖZÜMÜN ASIL MUHATABI ALEVİ TOPLUMU: HDP olarak, Alevi canların inançsal kimliklerinin tanınması ve ibadet alanında yasal statü kazanmaları için yanlarında olduğumuzu, mücadelelerine destek verdiğimizi bir kere daha vurgularken; Alevi örgütlerinin büyük emeklerle elde ettiği kazanım, demokratik talep ve değerleri sahipleniyoruz. Alevi Sorununda çözümün asıl muhatabı Alevi toplumu ve toplumun demokratik kurumlarıdır. Devlet, hükümetler ve siyasal partiler ise sorunun çözümünden sorumludur. Biz HDP olarak eşit yurttaşlık temelli bir çözüm için sorumluluk alıyor ve toplumun kendi ifade ve istemleri doğrultusunda ortak yaşam ve eşit yurttaşlık için mücadele ile çözümü sağlayabilmek için buradan çağrıda bulunuyoruz. Ne kralların tacına ne de padişahların tahtına boyun eğmeyen, bu yolda ser verip sır vermeyen, gülü gül ile tartan, siz değerli canların bu görkemli kurultayını bir kez daha selamlıyoruz. Mücadeleniz mücadelemizdir. Hızır yar ve yardımcınız olsun."
MUSTAFA ASLAN: "HER YURTTAŞIN HAKKI OLAN HİZMETLERİ, ALEVİLERE BİR LÜTUFMUŞ GİBİ ALGI YARATTILAR"
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan da şunları söyledi:
"Bize öğretilen bu ülkenin mülki amirleri, yani kaymakamlar ve valiler devletin görevlisiyken, olması gerekirken iktidarın birer görevleri gibi köy muhtarlarına, Alevilere gözdağı vermek için ayaklarına çağırdılar. Yurttaşlık bağıyla bu ülkeye bağlı olan her yurttaşın sosyal devlet anlayışıyla hakkı olan hizmetleri, Alevilere bir lütufmuş gibi, 'Alevilerin 8 bin küsur talebini aldık. Bunların 5 bin küsürünü hayata geçirdik' dediler. Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin altını boşaltmak için Alevi köylerine yaptıkları asfalttan başlayın, köy içine döşedikleri taştan, çatıdan, onların bakımından sanki Alevlere lütufmuş gibi bir algı yarattılar.
KENDİLERİNE YAKIN GÖRDÜKLERİYLE FOTOĞRAF VEREREK, ALEVİLERE DEMOKRATİK AÇILIM GETİRDİKLERİNİ SÖYLEDİLER: Nitekim Ekim ayında Cumhurbaşkanı, Çaykur Rumeli'de cemevleri ve inancımızla ilgili adımlar atacağını söyledi. Ne var ki birilerinin temsilcileriyle görüşmekten kaçarak kendi yandaşlarıyla, kendine yakın bulduklarıyla fotoğraf vererek, 'Alevilere demokratik bir açılım getirdim' dedi.
24 YIL ÖNCE ALEVİLERİ KATLEDEN ZİHNİYET, ŞİMDİ DE ALEVİLİĞİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYOR: Bugünlerde bu ülkedeki o inkarcı anlayışı, bu tekçi anlayışı, o yok sayan anlayışı 24 yıl önce Maraş'ta Alevilerin ve Alevi dostlarını katleden niyet halen katliamına farklılık göstererek devam ediyor. Sadece Alevileri katletmiyorlar, şimdi de Aleviliği yok etmeye çalışıyorlar.
DÜNYA, ALEVİLERİN EŞİT YURTTAŞLIK TALEBİNİ DUYDU: Diyorlar ki, 'Alevi kurumları ne istediğini bilmiyor.' Diyorlar ki, 'Alevi kurumları kimi temsil ediyor?' Diyorlar ki, 'Alevi kurumları, biz Aleviliğe dair ne getirirsek getirelim, onlar kabul etsin, çünkü onlar muhalefet ediyorlar. Çünkü onlar bu ülkenin birliğini istemiyor' diyorlar. Biz de diyoruz ki, 'Ey sahanlar, ey dinsizler, ey köylüler, ey dinleyenler; dünya, Alevi toplumunun eşit yurttaşlık talebini duydu. Aleviler diyor ki, 'Cem bizim ibadetimiz, cemevi ibadethanemiz. Aleviler diyor ki, 'Kamuda ayrımcılığa son verin.' Aleviler diyor ki, 'Biz buradayız. Bugün İstanbul Yenikapı'da bir olduğumuz gibi biz bu toprakların evlatlarıyız. Bizi yok saymakla bir yere varamazsınız.' Değerli dostlar bugün bu salona gelen, inancına, yoluna, ikramına, kültürüne, dinine sahip çıkan tüm dostlar, hepinize çok teşekkür ediyorum."
CELAL FIRAT: "FARKLI YAŞAM TARZLARI HALA YOK SAYILIYOR"
Alevi Dernekler Federasyonu Başkanı Celal Fırat, şöyle konuştu:
"Günümüz dünyasında yaşanan ekonomik, siyasal, sosyal ve teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir noktaya ulaşmıştır. Neredeyse insanlığın önünde hiçbir sınır kalmamıştır. Bu gelişmeler, artık insanlığın yeni bir çağın şafağında olduğunu göstermektedir. Ancak, takip etmekte zorlandığımız bu gelişmelerin olması, insanlığın bütün sorunlarını çözemiyor. Haksızlıklar, sömürü, açlık, sefalet, çatışmalar ve doğanın tahribatı hız kesmeden devam ediyor. İnançsal, etnik, cinsel, kültürel kimlikler ve farklı yaşam tarzları halen yok sayılarak, değişik biçimlerde baskı altına alınıyor. Ülkemizde bu gelişmelerden azade olabilir mi değerli dostlar? Tabii ki olamaz. Hatta, bu sorunların en ağır yaşandığı ülkelerin başında geliyoruz.
CUMHURİYETİN BİRİNCİ YÜZYILIYLA YÜZLEŞELİM Kİ İKİNCİ YÜZYILI KURTARABİLELİM: Halklar, inançlar ve farklı kültürler mozaiği olan bu topraklardan geriye ne kalmış? Üzülerek söylemeliyim ki, tekçi, baskıcı, katliamcı ve asimilasyoncu politikaların sonucu olarak fakirleşmiş, kısırlaşmış, çoraklaşmış bir gerçeği görüyoruz. Bu sistemli yok etme ve asimilasyondan kurtulanlarımız parmakla sayılacak kadar azdır. Bizler de ancak yaşam mücadelesi veriyoruz. Peki ne yapmalı, geçmişin üzerine bir sünger mi çekelim, olan oldu mu diyelim. Hiç olmazsa geride bıraktığımız cumhuriyetin birinci yüzyılıyla yüzleşelim ki ikinci yüzyılı kurtarabilelim. İnanç özgürlüğü mü, laiklik mi, demokrasi mi, eşit ve özgür yurttaşlık mı, adalet mi, emeğin hakkı mı? Kendimize soralım, geçtiğimiz yüzyılda hangimiz 'bunlar vardı' diyebilir? Peki ya acılarımız. Maraş katliamının yıldönümündeyiz, onu ve nicelerini nasıl unutabiliriz. Hakarete uğrayan pirlerimizi, kırılan sazlarımızı, basılan cemlerimizi, bize yapılan iğrenç iftiraları nasıl unutabiliriz.
SİYASİ İKTİDAR İNANCIMIZLA UĞRAŞIYOR: Devlet ve siyasi iktidar inancımızla uğraşıyor. Muktedirler, Aleviliğin İslam’ın içinde bir kültür mü, yorum mu, mezhep mi, yoldan çıkmışlık mı yoksa sapkınlık mı, nedir onu sorguluyor? Hangisi kendisi için yararlı olacaksa ona göre bir Alevilik yaratmaya çalışıyor. Bizi kimliksizleştirip, Sünnileştirmek istiyor. Yola getiremediklerini sapkınlıkla itham ediyor, iftiralarla halkları birbirine düşürüyor. İslam içi, İslam dışı, Ali’li Ali’siz tartışmalarıyla Alevileri birbirine düşürüp tek tek kolay lokma olarak yutmak, yok etmek istiyor. Ama şunu unutuyorlar, biz öyle kolay lokma değiliz. Bunun için tarihimize bakmaları yeterlidir.
SİYASİ İKTİDAR, SÜNNİ-VAHHABİ İSLAMI DAYATIYOR: Siyasi iktidar, gelir dağılımında ayrımcılık ve adaletsizlik yapıyor, yurttaşlarımızı dilencileştirerek, sadakaya razı etmeye çalışıyor. Alevilerle ilgili kararlarda, Diyaneti İşleri Başkanlığı’nı karar verici olarak merkeze koyuyor. Zorunlu Din Dersleriyle, Sünni-Vahabi İslam’ı dayatıyor, çocuklarımızı elimizden almaya çalışıyor. Kamusal alanlara Alevileri katledenlerin isimlerini vererek kirli tarihsel kişiliklerle tehdit ediyor. Kamu kaynaklarının dağıtımında, kamu kadrolarında liyakatte, adalette ayrımcı davranıyor. İnanç özgürlüğü ve eşitlik konusunda, uluslararası sözleşmelere ve temel insan haklarına uymuyor, yargı kararlarını yok sayıyor.
ANA MUHALEFET PARTİSİNİN LİDERİNİ ALEVİ KİMLİĞİ NEDENİYLE MEYDANLARDA YUHALATIYOR: Kamusal alanda Alevilerin varlığı reddediliyor. Hiçbir şekilde ülkenin yönetim kademelerinde liyakat esas alınmıyor, sadece Alevi olduğu için ucube mülakat düzeni ile insanlarımız eleniyor. Muktedirler bu politikaları bir öteye taşıyarak meydanlarda ana muhalefet partisinin liderini Alevi kimliği nedeniyle yuhalatıyor. Bu yaklaşımın bir devamını yürüten iktidar ve ona yakın güçler ‘bu ülkede Alevi bir Cumhurbaşkanı olamaz’ diyor. Bal gibi de olur. Biz yüz yıllardır adalet, eşitlik ve insanca bir yaşam için mücadele eden ve verdiğimiz bu mücadele sebebiyle katliamlara uğrayan bir toplumuz. Bu memleket bizlerin ellerinde yükselerek, barışın, adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün timsali olacaktır.
LAİKLİĞİN OLDUĞU YERDE, DEVLETİN DİNİ ADALETTİR: İşte geldiğimiz bu süreçte bir yandan anti demokratik uygulamalar, ekonomik çöküntü, işsizlik, rüşvet, yolsuzluk ve yoksulluk gibi toplumsal hastalıklar, diğer yandan Alevileri imha, inkâr ve asimilasyon huyundan vazgeçmeyen bir devlet. Ancak bizler buradayız ve tüm gücümüzle haykırıyoruz. Hukukun ve demokrasinin olduğu yerde, devlet tarafından asimilasyon projeleri yürütülemez. Laikliğin olduğu yerde devletin dini, zorunlu din dersleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yeri yoktur. Devletin dini Adalettir. Rızalığı kendisine düstur edinmiş bir toplum olarak, eşit, özgür, adil, laik ve demokratik bir Türkiye için buradayız. Bizler sadece Aleviler için değil, tüm kimliklerin ve inançların anayasal haklarını, eşit yurttaşlığını talep ediyoruz."
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01