Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Millet İttifakı’nın Ankara Mitingi’nde; “Altı lider iki yıldır çalıştılar, bir araya geldiler. 2400 maddelik mutabakat metnini hazırladılar. Y
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Millet İttifakı’nın Ankara Mitingi’nde; “Altı lider iki yıldır çalıştılar, bir araya geldiler. 2400 maddelik mutabakat metnini hazırladılar. Yapılacak her şey orada belli. Onun haricinde ne iftira atarlarsa atsınlar, iftiradan öteye gitmeyecek. ‘Seçimi kazanırlarsa darbe yapacak’ diyecek kadar ileri gidiyorlar. Şimdi de tehdit etmeye başladılar ama korkmuyoruz, irademize sonuna kadar sahip çıkacağız. Milletin iradesinin üzerinde hiçbir güç yoktur” dedi.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, planlı son mitingini bugün Ankara Tandoğan Meydanı’nda yaptı. Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.
Yavaş, mitingde şunları söyledi:
“GERÇEK SOSYAL DEVLETİ, ÖNCE HERKES BÜTÜN MİLLET İTTİFAKI BELEDİYELERİNDE GÖRDÜ”
“Sevgili Ankaralılar 2019 yılında, bugün yaşadıklarımızın hemen hepsini yaşadık. Anketlerde geri kaldıklarını görünce her türlü tezgâhı, iftirayı attılar, hatırlıyorsunuz. Yardımları kesecekler, işçileri atacaklar, PKK’lılara sayaç okuyacak diye iftira attılar öyle mi? Ankara halkı buna inanmadı; kulak vermedi Ankara halkı bunlara. Ve dolayısıyla Ankara’da artık fitne siyaseti, ayrıştırıcı siyaset ortadan kalktı. İnsanlar, 25 yıl aynı yönetimi görünce, onların ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyaseti nedeni ile bir başkasına kulak vermedi. Denemedi bir başka yönetimi, ama 25 yıl sonra bir deneme yaptı ve Ankara halkı belediyeciliğin ne olduğunu gördü. Artık ihaleler açık, ihaleler şeffaf yapılıyor. İsraf yapılmıyor. Çöp projelere Ankara halkının alın teri ile kazanıp bize ödediği paralar çöp projelere yatırılmıyor artık. Nereye ihtiyaç varsa oraya gidiyor. Dolayısıyla Ankara’da artık hem üretim var, sosyal yardımları kesecek dediler, hepiniz gördünüz; sosyal destek belediyeciliğinin, sosyal yardım belediyeciliği olmadığını anladı herkes. Gerçek sosyal devleti, önce belediyelerinde gördü herkes. Bütün Millet İttifakı belediyelerinde gördü. Artık, herkese destek veriliyor ama bir elin verdiğini diğer el görmüyor. Basit bir anlatım ile eskiden koli koli paket dağıtılırken şimdi kartlarına para yatırılıyor, gidip en ücra bakkaldan manavdan insanlar gerçek ihtiyaçlarını alıyor. 60 bin öğrenci şu anda evden okula, okuldan eve ücretsiz geliyor. 16 bin öğrencinin servis ücretini ödüyoruz. 15 bin öğrenciye günde 15 lira kantin parası veriyoruz ki, o küçücük çocuklar arkadaşları alışveriş yaparken mahzun kalmasınlar diye. Destek alan ailelerin tümü çocuklarının tüm sınav paralarını ödüyoruz ki bir an evvel, okusunlar onlar da yardım alır halde kalmasınlar diye.
“MİTİNGLERDE GÖRDÜĞÜMÜZ KADARIYLA BU İŞ GERÇEKTEN BİTMİŞ”
Pandemi döneminde 40 bin öğrenciye 10’ar GB internet verdik, Sayın Cumhurbaşkanı da 15’inden sonra vermeyi taahhüt ediyor. 21 yıldır verilmeyen interneti seçimden sonra verileceği söyleniyor. Yine, doğalgaz konusunda birer aylık doğalgaz ücretlerine sadece mutfakta harcanan ücretin bir yıl almayacak. Bu seçim zamanı yapılıyor. Halbuki bu kardeşiniz, Ankara’yı emanet ettiğiniz bu kardeşiniz pandemi nedeni ile artan ekonomik şartlar nedeni ile geçen yıl ve bu yıl tam 250 ailenin çocuklarını üşütmedi, doğalgaz yardımı yaptı. Yine, pandemi nedeni ile artan ekonomik şartlar nedeni ile beslenme güçlüğü çeken, beslenme güçlüğü çektiği içinde öğrenme güçlüğü yaşayan aileleri düşündük. 18 aydır 200 bin ailenin evine her ay birer kilo et giriyor. Eskiden, 1,8 dolara su satıp aldıkları bu parayı da koli şekilde yardımlarla dağıtıp, onlardan aldığı para ile onlara yardım yapıp; ‘Biz fakir fukaraya sosyal desteklerle kolluyoruz’ diyorlardı. Şu anda 10 ton su kullanan ailenin ödediği ücret sadece 10 lira. Dolayısıyla ben şunu söylüyorum; 2019 yılındaki iftiralara inansaydı insanlar, eğer onlara aldansaydı şimdiki gibi ayrıştırıcı siyasete cevap verseydi Ankara’da bunların hiçbirisi olmayacaktı. Ankara bu şekilde karar vermiş, iyi olmuş mu? Şimdi Türkiye’de 21 yıldır hep aynı hükümeti gördüler, bir başkası gelirse ne yapacaklarını bilmiyorlar. Öğrenmişler, bunlar üç koyunu güdemez diye. Verin bakalım, güdüyor mu gütmüyor mu? Sizden daha iyi idare ediyor mu, etmiyor mu? Ama inşallah mitinglerde gördüğümüz kadarıyla bu iş gerçekten bitmiş.
“HABİRE SAHTE BİR ŞEKİLDE BİRİNİN ÖZEL HAYATINI KAYDEDİP SİYASETE KULLANMIŞSINIZ. ŞİMDİ SAYIN GENEL BAŞKANIMIZ İLE İLGİLİ OLMAYAN MONTAJ VİDEOLARI SAHNEDEN İNSANLARA GÖSTERİYORSUNUZ. NE FARKI VAR?”
Yine kırsal kalkınma desteklerimiz var, artık onların detayına girmiyorum. Şimdi en son biliyorsunuz Ankara’da bir jeliboncu kafa var. Öğreniyoruz ki; tam 1994 yılında bile rakibine kumpas kurduğu iddiaları var. Bu kafa, bir ilçe belediye başkanı hakkında kaset var diye arttırdı. Kendi partisinden olana bile tuzak kurdu. Fakat, ne gariptir ki tuzak kurduğu şahısla şimdi kendi yakını yan yana çalıştırılmak zorunda kalıyor. Siyasetin acı tarafı bunlar. Şimdi görüyoruz, FETÖ döneminden başlayan kaset komploları yine bir şekilde konuşuluyor. Yine Sayın Muharrem İnce ile ilgili aynı şeyleri ortaya çıkardılar. Ama bunların başlangıcı nerede? Yıllardır Ankara’da sahte broşürler dağıtılır. Bu şekilde seçmenler etkilemeye çalışır. Evet, onların tezahürü bu. Hiç fark etmiyor, habire sahte bir şekilde birinin özel hayatını kaydedip siyasete kullanmışsınız. Şimdi televizyonlarda gördüğünüz gibi Sayın Genel Başkanımız ile ilgili olmayan montaj videoları sahneden insanlara gösteriyorsunuz. Ne farkı var? O zaman sizin hiçbir şeyden şikâyet etme hakkınız yok. Ankara’nın sokaklarında sahte afişler dağıtıyorsunuz. Açılım döneminde şehit olanların fotoğrafları ile siyaset yapıyorsunuz. Şehit kanı ile siyaset yapıyorsunuz. Evet, şehitlerin kanları ile siyaset yapıyorlar. Halbuki oradaki fotoğrafların çoğu açılım döneminde olanlar. Artık yeter, bu ülkede nefret siyaseti ortadan kalkacak. Aynısını söylüyorlar, bizim dönemde 2019 seçimlerine giderken bunlar seçimleri kazanırsa devletin bekası tehlikeye girer dediler. Öyle bir şey olmadı. Kazandık, açılım döneminde PKK’nın dayattığı ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ yazılarını kaldırdılar, andımızı kaldırdılar, TC tabelalarını kaldırdılar. Ve biz seçimi kazanır kazanmaz geldik, TC tabelalarını layık olduğu yere astık. Arkasından İstanbul seçimini iptal ettiler; İstanbul seçiminde baktılar ki Millet İttifakı’nın hiçbir belediyesinde ayrımcılık yok, söylediklerinin hiçbirisinde olmuyor. Başka yola başvurdular; önce ümmet elden gidiyor demeye, ‘Mekke düşer, Kudüs düşer, Ekrem Bey’e oy vermeyin’ dediler. Ancak İstanbul halkı kararlıydı… Elinden alınan iradenin gasp edilmesine karşı dik durdu. Bu sefer de yedek kuvvetlerini ortaya çıkardılar. 33 askerimizin Bingöl’de şehit edilmesi emrini veren Osman Öcalan’ın kalkıp televizyonlara çıkardılar ve şunun için çıkardılar; Ekrem Bey’e oy vermeyi, Binali Bey’e oy verin diye. AKP’ye oy verin diye… O da yetmedi, bebek katilinin mektubunu getirdiler, televizyonda okuttular. Yine aynı şekilde Ekrem Bey’e oy vermeyin diye… Yani, denize düşen yılana sarılır denilir ya, ben öyle demiyorum. Biz bunları çok eskiden biliyoruz. İktidara gelirken iktidarda olmak için gerekirse Papaz cübbesi giyeriz diyenler bunlar değil miydi? Aynı şeyleri yapıyorlar, kendileri gibi düşünmeyen herkesi, milyonlarca insanı terörist ile iş birliği ile suçluyorlar. Bir yandan da İmralı’ya heyet götürüyorlar öyle mi? Artık, bu çifte riyakâr siyasetin sonu geldi. Bunlar mevsimlik milletçi, sezonluk milliyetçi. Duruma göre şekil alırlar. İşlerine gelirse milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklar altına alırız derler. İşlerine yarayacaksa başımızın üstüne aldık derler. Bunlara inanmıyoruz artık ne muhafazakarlıklarına inanıyoruz ne başka bir şeye. İyi bir Müslümanın ağzından bal damlar, yalan söylemez, hakaret etmez, bugün Cuma. Acaba o sahte broşürleri yapanlar camide ne diye dua ettiler. Onu bilmiyorum. Müslüman adam olmayan videoları değiştirip değiştirip halkını kandırır mı? Maalesef riyakarlık son haddinde ama Türkiye kararını verdi. Her gittiğimiz, gördüğümüz yerde, mitinglerde çok kararlı insanlar ve bu laflara kulak asmıyorlar.
“İNŞALLAH AYIN 15’İNDEN SONRA ANKARA HAKKINI ALACAK”
Değerli Ankaralılar; Keçiören- Havaalanı metrosu 2020 yılından beri yatırım programında Ulaştırma Bakanlığı’nın. İstanbul’da Ekrem Başkan ile metro yarıştıracağız diye Ankara’da kıllarını kıpırdatmıyorlar. Ankara halkını cezalandırıyorlar. Sadece öyle değil, daha önceki dönemde belediyeye devredilen ve şimdiye kadar o sözleşmeye göre 70 milyon kesilmesi gerekirken; biz seçildikten 20 gün sonra kararname ile kural değiştirip şu ana kadar kesilen para 1 katrilyon 700 trilyon lira. Ankara halkına hizmet etmekten alıkoymak için bunu yapıyorlar. Hiç şikayet etmiyoruz. Çünkü, 15’inden sonra inşallah Keçiören- Havaalanı metrosunu imzasını Sayın Cumhurbaşkanımız atacak. 5-6 aydır kara havacılıktan Eskişehir yoluna bir tane bulvar açacağız. Sayın Milli Savunma Bakanı’nın imzasını bekliyor. Keçiören köprüsünü genişleteceğiz, yıkmadan, orada çekilen eziyeti biliyorsunuz. Maalesef Ankara Üniversitesi’nin rektörünün imzası altı aydır bekleniyor. Şimdi bunları çoktan yapmış olacaktık. Bunun gibi çok şey var ama inşallah ayın 15’inden sonra Ankara hakkını alacak. Nereye gidersek gidelim, eskisi gibi değil. Binlerce milyonlarca genç artık hakkını almak için meydanlara çıkmış, artık boş laflara inanmıyor. Hakkını istiyor, hakkını alacak. O hakir görülen gençler, en ufak bir talepleri karşısında azarlanan gençler, müjde. İnşallah ayın 15’inden sonra herkese ayar çekmeyen, herkesi azarlamayan, kimsenin yediğine içtiğine karışmayan, herkesi bu konuda özgür kılan, düşünmekte özgür kılan, dertlerini anlatmak da özgür kılan ve Cumhurbaşkanı’na hakareti suç olmaktan çıkaracağız diyen bir yönetim geliyor.
“MİLLETİN İRADESİN ÜZERİNDE HİÇBİR GÜÇ YOKTUR”
Altı lider iki yıldır çalıştılar, bir araya geldiler. 2400 maddelik mutabakat metnini hazırladılar. Yapılacak her şey orada belli. Onun haricinde ne iftira atarlarsa atsınlar, iftiradan öteye gitmeyecek. ‘Seçimi kazanırlarsa darbe yapılıyor’ diyecek kadar ileri gidiyorlar. Şimdi de tehdit etmeye başladılar ama korkmuyoruz, irademize sonuna kadar sahip çıkacağız. Milletin iradesinin üzerinde hiçbir güç yoktur. Ekrem Başkanımızın sık sık dediği gibi, önce birinci turda bitiriyoruz. Söz mü Ankara? Ben biteceğinden eminim, inşallah. Her şey çok güzel olacak”
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01