Artan hayat pahalılığı, özellikle temel gıda ürünleri olan et, süt ve yumurtanın fiyatlarındaki fahiş artış çocukların beslenmesini de olumsuz etkiliyor. Yurttaşlar çocuklarını bir nebze iyi beslemek için kendi ihtiyaçlarından kısıyor. Emekli öğretmen Mustafa Kara, “Beslenme diye bir şey yok. Bizim kuşak bir şekilde idare etti ama şimdi bırak çocukları anne babalar bile beslenemiyor. Çocuklar beslenme çantalarına istediğini koyamıyor. Ekmeğin içine ekmek koyuyorlar. Böyle beslenme zor” dedi. ANKA'ya derdini anlatan bir anne de "Çocuğa 200-300 gram alıyoruz alıyoruz, bize yok. En son eti 6 ay önce aldık. O da yarım kilo. Böyle idare etmeye çalışıyoruz. Yoktan var etmeye çalışıyoruz" sözleri ile durumu anlattı.
Gün geçtikçe artan ekonomik kriz aileleri kara kara düşündürüyor. Aileler özellikle temel gıda ürünleri olan et, süt ve yumurtayı almakta zorlanıyor. Bu durumdan ise en çok çocuklar etkileniyor. Şişli Meydanı ve Kağıthane semt pazarında vatandaşlara mikrofon uzatarak, çocukların yeterince beslenip beslenemediğini sorduk. Semt pazarındaki vatandaşlar şöyle konuştu:
“YOKTAN VAR ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
- Çürük biber aldım, semiz otu aldım, ıspanak aldım, 100 lira tuttu. Çocuklarımız yeterince beslenemiyor. Yumurta alabiliyorum ama köfte et gibi şeylere mümkün değil. Çocuk istediği zaman aldığımız oluyor ama biz yemiyoruz, çocuğa göre 200-300 gram alıyoruz alıyoruz, bize yok. En son eti 6 ay önce aldık. O da yarım kilo. Böyle idare etmeye çalışıyoruz. Yoktan var etmeye çalışıyoruz. Bütçemize göre hareket ediyoruz.
“GIDA ÖNEMLİ OLDUĞU İÇİN DAHA ÖNEMSİZ ŞEYLERDEN KESMEYE ÇALIŞIYORUM”
- Şu an 500 lirayı buldu aldığım malzemeler. Çocuğum yeterince beslenemiyor. Et, süt, yumurtayı gücümüz yettiği kadar alabiliyoruz. Onların ihtiyacı olduğu kadar alamıyoruz. Bir çok şeyden kesiyorum, giyimden özellikle. Gıda önemli olduğu için daha önemsiz şeylerden kesmeye çalışıyorum. Kendi ihtiyaçlarımı erteliyorum ama çocuklarımın beslenmesi tabi her şeyden önemli. Türkiye’deki çocuklar da yeterince beslenmiyor. Ben böyleysem diğerleri de öyle. Hepimiz aynıyız. Herkes bazı şeyleri alıyor, bazı şeyleri alamıyor. Eti de eskisi gibi yiyemiyoruz. Et fazla alamıyoruz, alıyoruz ama az alıyoruz. Eskisi gibi değil, çok şey değişti. Her şey çok pahalandı. Zor durumdayız. Maaşlarımız yetmiyor. Hiçbirimiz yeterince beslenemiyoruz bence. Ben daha kaliteli, pahalı ürünler almak istiyorum ama alamıyorum. Param yetmiyor. Çocuğum burada karadut istedi, pahalıydı alamadım ama almak isterdim.
“EKMEĞİN İÇİNE EKMEK KOYUYORLAR”
- Hayat pahalı. Et 600-700-800 lira. Bir gün kasaba gidiyorsun, ertesi gün fiyatların ne olacağı belli değil. Çocuklar yeterince beslenmiyor. Okullara gidin bakın. Ben aynı zamanda emekli öğretmenim, beslenme diye bir şey yok. Bizim kuşak bir şekilde idare etti ama şimdi bırak çocukları anne babalar bile beslenemiyor. Çocuklar beslenme çantalarına istediğini koyamıyor. Ekmeğin içine ekmek koyuyorlar. Böyle beslenme zor.
“ESKİDEN PAZAR ARABASI AĞZINA KADAR DOLARDI, ŞİMDİ TANEYLE ALIYORUZ”
- Çocuklar beslenemiyorlar. Çünkü her şey çok pahalı. Hiçbir şey, hiçbir şeye yetmiyor. Et yiyemiyorlar, eskidendi o. Artık bitti, hayat bitti. Şimdi pazarcıyla konuşuyordum sigortamı bile yatıramıyorum diyor. Eskiden daire, araba alabiliyordum ama artık hiçbir şey yapamıyorum diyor. Çocukların geleceği çok zor. Allah herkese yardım etsin. Eskiden pazara gidiyorduk, araba ağzına kadar dolardı, artık taneyle alıyoruz. Eskisi gibi değil. En iyi yumurtayı alırsan eğer tanesi 5-6 lira, daha kalitesizi 4 lira. Güzel yumurta da değil.
"ÇOCUKLAR BESLENMEYİ BIRAK, KARINLARINI BİLE DOYURAMIYOR"
Şişli Mecidiyeköy Meydanı'nda ise mikrofon uzattığımız yurttaşlardan emekli olduğu halde çalıştığını söyleyen Kamil Dibek, "Çocuklar beslenmeyi bırak, karınlarını bile doyuramıyor. Beslenmek için çocukların yeterli vitaminleri alması lazım. Maalesef günümüzde alamıyorlar. Ben İstanbul'a 90'larda geldim. Evimi aldım arabamı aldım. Şu anda ailede hepimiz çalışıyoruz, eşim emekli, ben emekliyim, çocuklarımdan biri çalışıyor, kenara para koyamıyoruz. Kirada olsak geçinemeyiz, böyle bir durum var" dedi.
"YETERİNCE ALAMIYORUM"
4 çocuk babası Hüsnü Alkan ise çocuklarına her gün süt almasının bile mümkün olmadığını belirterek, "4 çocuk okutuyorum. Birine bir şey alsam diğeri de istiyor ona da almak zorunda kalıyorum. Tabi yeterince alamıyorum, yeterince beslenemiyorlar. Ekmek arası ancak, o tür şeyler götürebiliyorlar, yumurta, peynir. Süt de mümkün değil. Hayat pahalılığından geçinemiyoruz. Ben emekliyim 10 bin TL maaş alıyorum. 4 tane çocuk okuyor" dedi.
"ERDOĞAN VİCDANA GELSİN, ÇOCUKLARI DÜŞÜNSÜN"
Elmas Sarıbağ da cumhurbaşkanına seslenerek, "Beslenemiyorlar, nerede beslenecekler, etin kilosu bir milyon olmuş. 600 TL kuşbaşı kıyma. Biraz vicdana gelsin Tayyip Erdoğan, çocukları düşünsün" diye konuştu.
"ET ZENGİN İLE ARAP'IN GIDASI OLDU"
Nuri Güzelyurt da et almanın ço kzor olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Kim yeterli besleniyor ki? Çocuklar değil sadece yetişkinler de yeterli besleniyor mu? Hayır. Şimdi öyle bir hale getirdiler ki et artık tamamen zenginin ve Arap'ın gıdası oldu."
Türkiye'de şartların giderek zorlaştığını belirten İbrahim Bumin, "Türk halkının geçim şartları çok sınırlı. İnsanların istediklerini yiyebildiklerini sanmıyorum. Hayat pahalılığını, gelir adaletsizliğini düşündüğümüz zaman tabii ki en çok da çocuklar bundan nasibini alıyor" dedi.