Karşı karşıya olduğunuz, hatta kıran kırana mücadele ettiğiniz kişiler, sizin en yaslı gününüzde arayıp acınızı paylaşıyorsa, o zaman diyorsunuz ki işte insanlık bu! İnsanlık onurunu yücelten bir davranış, söz ve eylemle karıştığınızda, insan olmanın kıymetini anlıyoruz…
Ancak;
Çıkar üzerine kurulu ilişkilerle insan olma bilincini unutan, insanlığa saygısızlığı alışkanlık haline getiren yoz ilişkiler yumağı ayyuka çıktığında insanlıktan uzaklaşıyoruz…
∗∗∗
Hep derledi; “Anneniz yaşadıkça siz hala çocuksunuz!”
Çok doğru bir söz…
Anneniz kaç yaşında olursa olsun ve sizde “çok yaşınıza “gelmiş olsanız dahi, yetemediğiniz yerde size güç verecek bir enerjinin, bir öz güvenin ve daha önemlisi akıl verecek, sizi koruyacak sevdiğiniz, sarıldığınız, kollarında huzur bulduğunuz bir değere sahip olmanın şansını yaşarsınız!
Korkularınızdan kaçacak, başarısızlıklarınızda sığınılacak bir kucağın varlığı sizi hep ayakta ve diri tutar…
Siz de bir aileye sahip olmuş olsanız dahi, annenizin yanı başınızda nefes alması, yaşama bağlanma nedeniniz olur...
Baba evin reisi gibi görünür, oysa anne, evin temel direği, yön göstereni, yokluğu varlık haline dönüştüren ilahi bir kuvvettir… Babamı, kardeşlerimi ve şimdi de sevgili annemi kaybettim!
∗∗∗
Çok karmaşık duygular yaşıyorum. 41 yıllık siyasi yaşantımda önemli başarılar kadar, birçok başarısızlıklar, Elemler, kayıplar, felaketler yaşadım… Hiçbiri, sevgili Anneciğimi kaybettiğimi öğrendiğim andaki kadar bana acı vermedi!
∗∗∗
Şimdi büyüğümü anlıyorum… Büyümek mi, yalnızlık mı?
Anneciğim yok ve ben ailemin başında dik ve vakur yürümek zorundayım… Çünkü İlhan Sağlar, Atatürk Türkiye’sinin ışığıyla etrafını aydınlatan bir Cumhuriyet kadınıydı… Onun yaşamı, köklerini vatan sevgisinden, fedakarlıktan ve dayanışmadan alan bir hikâyenin parçasıydı. Kurtuluş Savaşı’nda Babası Süleyman Fikri Mutlu’nun, üstlendiği onurlu görevlerden devraldığı bayrağı, yaşamı boyunca taşımaktan onur duyan Atatürk Cumhuriyeti kadınıydı… Sayanı ve seveni çoktu…
∗∗∗
Atatürk döneminin çok önemli hizmetlerinden biri olan “Kız Enstitülerinin değerinden çok az bahsedilir.” Oysa ülkemiz içine “Köy Enstitüleri” kadar çok önemli hizmet eden bir kurumdur…
Atatürk, “kadın ve erkeğin eşit olduğunu, toplumu ve aileyi bilinçli ve güçlü kadınların yönetmesi gerektiğini bilerek, aile ve sosyal yaşamda kadının hak ettiği yeri alması için “Kız Enstitülerine” çok önem vermiştir…
Annem, Mersin Kız Enstitüsü mezunuydu. Okulunda, “Adabı Muaşeret, dikiş dikme, çocuk yetiştirme, yemek yapma, sofra kurma, sağlıklı beslenme, meyve ve sebzelerin kalorilerine, çocuğun günlük ihtiyacına, evin bireylerinin sosyal alandaki duruşuna, diksiyon ve konuşma adabına kadar” çok şeyi öğrendiğini anlatırdı… Hatta, Hasan Ali Yücel’in Mersin Kız Enstitüsü ziyaretinde yenilen öğle yemeği sırasında, öğrencilerden birinin fazlaca heyecanlanarak, pişirdiği çorbayı Bakan beyin üzerine dökmesini ve sonrasında Yücel’in “çocuklar üzülmeyin, bu vesile elbisenin nasıl temizleneceğini de bana göstermiş olacaksınız” esprisiyle olağanüstü rahatladıklarını hoş bir anı olarak aktarırdı…
∗∗∗
Mersin Üniversitesinde akademisyen olan Başarılı Kültür müdürümüz Yusuf Ziya Ak çok yakın çalıştığı Annem İlhan Sağlar’ı şöyle tarif etmiş; “İlhan Sağlar sadece tarihimizin şanlı sayfalarına tanıklık eden bir insan değildi; aynı zamanda o tarihi yaşatan bir karakterdi. Cumhuriyet değerlerine olan bağlılığı, hanımefendiliği, insan sevgisi, iyiliği ve yardımseverliğiyle çevresindeki herkesin kalbinde yer edindi. Yaşamı boyunca güç, zarafet ve bilgelik ile hareket ederek, ardında silinmez bir iz bıraktı…”
∗∗∗
Annemizi kaybetmenin yarattığı yoksunluğu hafifletenin, acımızı paylaşan dostlarımızın içtenlikle ettiği bir çift güzel söz olduğunu yaşayarak bir kez daha öğrendim…
Kültürümüz ve inancımız bu konuda çok gelişkindir…
Dostlar sağ olsun!
Bu vesile;
“Ailece acımızı paylaşan başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a, eski yeni TBMM Başkanlarına, değerli bakanlara, Mecliste bulunan ve de bulunmayan tüm siyasi parti genel başkanlarına ve milletvekillerine, CHP Genel Başkanları Çetin, Kılıçdaroğlu ve Özel’e, SHP ve CHP’li yoldaşlarıma, yanımızdan hiç ayrılmayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve önceki Başkanı Burhanettin Kocamaz’a, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Silifke Belediye Başkanı Dr. Mustafa Turgut ve Anamur Belediye Başkanı Durmuş Deniz’e, telefon, telgraf ve bizzat gelerek taziyede bulunan hemşerilerime ve brnim güçlü ailem olan BirGün Gazetesi’ndeki tüm çalışma arkadaşlarıma, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’a çok teşekkür ederim…”
İyi ki varsınız!
Acının aynı potada birleştirdiği isimlere bakınca, Türkiye’nin aydınlık geleceğine olan umudum hâlâ sürüyor…
