Demokrasi askıya alındı. Laik demokratik sosyal hukuk devletinden vazgeçildi. Yasama, yürütme ve yargı tek adama verildi. Sorgulayan, hak ve özgürlüklerinden vazgeçmeyen, çağdaş bir ülkede yaşamak isteyenlerle kavga başladı. Eğitimi bilimden uzaklaştırıp dine bağladılar!
∗∗∗
Yönetimde bulunan “Siyasal İslamcılar”, BOP Eş başkanı olarak, emperyalistlerle iş birliği içinde olduklarını, daha 2002‘de seçildiklerinin hemen ertesinde “Türkiye’ye ilan” ettiler.
Zaten, küresel yayılmacılığın temsilcisi olan ABD’nin o dönemdeki Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice, Türkiye’ye gelerek ortaklarına açıkça; “demokrasi yerine Ilımlı İslam anlayışıyla yönetin” telkininde bulunmuştu. O gündür, bu gündür, siyasal İslamcılar izin verilen bu yolda yürüyor. Tarikat ve cemaatlerle anlaşarak şeriatı getirmeye çalışıyor. Elbette, daha da radikalleşerek. Fırsat bulsalar hilafeti ilan edecekler. Hatta öyle bir noktaya geldiler ki “Talibanlarla aynı düşünüyoruz!” bile dediler.
Artık Türkiye’de kadın erkek eşit değil! Siyasal İslamcılar, “Çağdaş yaşama” karışıyor, “İslami bir yaşam biçimini” topluma zorluyorlar.
“Milliyetçiliği ayaklar altına aldık” diyenlerle şimdi, “Milliyetçilikle oy devşiren’’ bir parti koalisyon ortaklığı yapıyor!
Atatürk’e saldıran, Lozan’ı Kurtuluş Savaşı’nda yendiğimiz ülkelerin çıkarı adına tartışan, Montrö’yü ABD için delmeye çalışan, suyu, denizi, ormanı yok eden kısaca, Türkiye’nin altını da üstünü de hatta yurttaşını da emperyalizme peşkeş çeken bir anlayışla kol kola geziyor. Ülkenin bekasını yok edecek her adımı destekliyor.Ekonomi çökmüş, emekçi ve emekli sefil bir duruma düşmüşken ve de millet açlıktan ölürken, Merkez Bankası’nda 128 milyar dolarlar kaybolup, yandaşlar ülkeyi soyarken, AKP’yi koruyan bir güç gösterisine giriyor. En vahimi de Ülkemizi bir “Narko/haydut Devlet” haline getirenleri koruyan bir anlayış sergiliyor.
∗∗∗
Oysa Haziran 2015 seçimlerinden önce Elazığ Mitinginde Bahçeli; “Sayın Erdoğan, şimdi kulaklarını aç ve en azından bizi dinle. Sende şeref, mertlik işportaya düşmüş. Senin yaptıklarına ancak iblis teşebbüs edebilir.” demişti.
Ama devletin tüm imkanları önüne serildikten sonra Devlet Bahçeli, MHP 14. Olağan Büyük Kurultayı’nda, “Bu benim son seçimim” diyen Erdoğan’a seslenerek: “Ayrılamazsın! Türk milletini yalnız bırakamazsın. Cumhur İttifakı olarak yanındayız. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizi görmek istiyoruz.” diyebilmiştir.
Çıkar ne büyük güç ki, en ödün vermez insanlara bile, en hızlı şekilde U dönüşü yaptırabiliyor.
Ya sonra?
Değişim, “çıkarla oluşmuşsa” sonu hüsrandır! Siyasetçi, gazeteci ve akademisyenden oluşan 154 kişiyi adeta tehdit ettiği basın duyurusu Bahçeli’nin “Hal-i pür melalini “gösteriyor. İktidar ortağı bir partinin Genel Başkanı’nın, iktidar gücüne güvenerek, Türkiye’nin en önemli kişilerini, adeta fişleyerek alenen hedef olarak göstermesi vahimdir ve suçtur.
Demek ki 154 kişinin yorumları, Sinan Ateş’in öldürülme nedenine ve azmettiricilerine ulaşılmasını sağlamıştır!
MHP’yle organik bağı olan Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in katlinin gerçek faillerini bulmak yerine, ülkenin en önemli isimleri olan 154 kişiyi açık hedef haline getirmek, kanunsuzluğun bir siyasi parti tarafından cesaretlendirildiğinin açık beyanıdır.
∗∗∗
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu’nun MHP’nin listesine tepkisi çok anlamlı, bir o kadar da İnsanlığa ders niteliğinde olduğunu görüyoruz. Dervişoğlu diyor ki; “Bu insafsızlık, izansızlık, saygısızlık… Sözlerimin muhatapları maziyi paylaştığım insanlar değil, eline dava arkadaşlarının kanı bulaşmış alçaklardır! Beni sakın başkalarının havuzuna bir daha dahil etmeyin. Hatıralarıma saygısızlık yaptırmayın. Ayrıca beni kimseyle de karıştırmayın. Tahmin edemeyeceğiniz kadar ağır konuşurum."
Bahçeli önce, Ateş ailesinin Sinan Ateş suikastının azmettiricileri olarak kamuyla paylaştıkları kişiler olan ve CHP Genel Başkanı Özür Özel’in açıklanmaları sonrasında “silahlı fotoğrafla cevap veren” o iki Genel Başkan Yardımcısı’yla ilgili ne yaptığını açıklamalı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisine yönelik eleştirilerde bulunan 154 ismin faaliyetlerini dosyaladıklarını itiraf etti, “Hukuk önünde onlarla hesaplaşacağız.” dedi. Anlaşılan Bahçeli, tarafsız ve bağımsız olmadığını bildiği yargıda nüfusunu kullanma hazırlığı yapıyor… Ama bilmiyor ki Ankara’da hala, hak hukuk ve adaletin oluşması için çaba gösteren tarafsız yargı mensupları var. Aslında yargıya bu dosyanın sunulması çok iyi olacak. Tehdit ettikleri ve fişledikleri 154 kişi de ellerindeki dosyaları yargı önünde millete açıklama fırsatını bulacaklar.
ALİ YERLİKAYA’YA AÇIK ÇAĞRI!
Her ne kadar verdiğiniz sözü tutmadığınızı ve hatta geri dönme nezaketinde olmadığınızı bilmeme rağmen sizi, kamu ahlakı ve terbiyesi adına İç İşleri Bakanı olarak uyarmak istiyorum.
“Şayet, MHP tarafından listelenen 154 kişinden herhangi birinin başına bir şey gelirse sorumlusu siz, Sayın Bahçeli ve Özgür Özel’in açıkladığı o iki kişidir. 22 sene önce BOP’un gerçekleşmesi adına görevlendirilenler, Türkiye’yi demokrasi dışı bıraktılar ve hukuk devleti olmaktan çıkardılar…
Dolayısıyla “Can ve mal güvencesi de” kalmadı!
Farkında mısınız? Durum çok acı ve bir o kadar da vahim.
