CHP, X hesabından Ekrem İmamoğlu’nun "Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var!” sözlerini de paylaşarak yeni bir dönemin başladığı müjdesini verdi… Türkiye’ye hayırlı olsun…
***
Pazar günü, öteden beri sürekli yazdığım, söylediğim ve deneyimle yaşadığım bir önerim, yani “partili üyelerin adayını belirleme vizyonum” bir kez daha haklı çıktı… Bu satırları okuyanlar, 1989 yerel seçimlerde yıkılmaz diye adlandırılan Bedrettin Dalan’ı, tıpkı şimdi olduğu gibi tek başına girdiği önseçimde binlerce SHP’li tarafından aday yapılan Nurettin Sözen’in devirdiğini anımsarlar…
***
Partiler, ilke, örgüt ve üyeden oluşur… Örgüt ve üyeler ilke ve kurallarına uydukça parti başarılı olur… Ancak söz ve karar hakkının da üye ve örgütte olması gerekir… “Önseçim/eğilim yoklaması” yöntemini yaşayarak biliyorum ki, önemli bir siyasi stratejidir… Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ilk seçilişinde, Paris bulvarlarının her köşesine aday belirlemek için sandık konulmuştu. Partili partisiz her Fransız, 1 avro vererek adayını belirlemişti. O yıl Macron 2 milyon kişiden destek aldı. Ve başkanlık seçimini kazandı…
***
Önerilerimi dikkate alarak bu strateji uygulayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ve yönetimine teşekkür etmek isterim… Nitekim, kesin olmamakla birlikte CHP üyelerinin 1,653 milyonu ve dayanışma için yaklaşık 14 milyon yurttaşımız Ekrem İmamoğlu’na sahip çıktı ve “çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı” olması için sandık başına gelerek oy verdi… Bu durum, dünyada çok görülmeyen ve bir siyasetçiye yapılabilecek çok önemli bir teveccüh…
***
Pazar günü Ankara Çankaya belediye evinde yapılan seçimde “Dayanışma sandık kurulu"nda yer aldım… Ekrem İmamoğlu’nu seçmek için akın akın gelen yurttaşlarımızla birlikte oldum. Yaşanan heyecan ve iktidara olan tepkiyi yakından yaşadım. Özellikle gençler ve Atatürk’e hayran her yaşta genç kalanlarının düşüncelerini dinledim ve çok umutlandım… Ülkedeki gelişmeleri yakından takip eden, tüm olumsuzlukların sebebinin iktidar olduğunu bilen, yaşadıkları düzeni hak etmediklerini düşünen ve bu arada kendi geleceklerinin de karanlık olduğunu anlayan bu aydın gençler İmamoğlu’nu kurtarıcı olarak kabul etmişler…
***
Benim gibi gönüllü hizmet eden sandıktaki üniversiteli gençlerin gelecek korkusu, iktidarın yaratmaya çalıştığı korkudan çok daha ileri… Şimdi “umutları CHP ve İmamoğlu” olmuş… O umut için sindirilmekten bıkmışlar, korkuyu bırakmışlar, yeter artık diyerek, kendilerini ifade etmek için cesur adımlar atmaya karar vermişler… Tıpkı 4 gün boyunca Saraçhane’yi dolduran gençler gibi…
***
AKP iktidarı ve Erdoğan, “19 Mart İstanbul darbesi" nedeniyle kendi ayağına kurşun sıktı farkında değil… İmamoğlu’nu siyaseten artık engellenmesi mümkün değildir… Bir zaman önce, "İmamoğlu’na yapılan haksız uygulamalar böyle devam ederse iktidar, onu Mandela yapar” demiştim… Nitekim İmamoğlu milletin gücü ve umudu oldu… Şimdi, İmamoğlu’na uygulanan muamele, haksız ithamlar, mesnetsiz iddialar nedeniyle oluşan mağduriyeti, yaptığı hizmetlerin takdirinin ve toplum ona olan sevgisinin daha da artmasına neden olmaktadır… Meydanlarda yüz binler, yağmur çamur soğuk demeden, toplanıyor… İmamoğlu’na yapılanlar, Türkiye’nin her yanında lanetleniyor… Günlerdir Saraçhane ve ülkenin hemen tüm kentlerinde halk infial halinde…
***
Özellikle üniversitelerin başkaldırısı çok önemli… “Artık korkmuyoruz, sinmiyoruz ve direniyoruz” sözleri, ülkeye cesaret verdi... Bu kararlı duruş, Milletin “hemen seçim talebini” güçlendirdi…
***
İBB Başkanı İmamoğlu ve 106 kişinin hak ve özgürlükleri ihlal edilerek, anayasal düzene aykırı bir şekilde ve hukuk normları dışında, sabaha karşı evlerinden alınmasıyla başlayan süreç, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da tepki çekti… Hele hele EKREM İMAMOĞLU ve Şişli Belediye Başkanı RESUL EMRAH ŞAHAN ile Beylikdüzü Belediye Başkanı MURAT ÇALIK’ın gizli tanığın ifadeleriyle belgesi olmayan suçlardan dolayı tutuklanması kurulan kumpasın nedenini açıklıyor… Hâlâ FETÖ’vari yöntemler sürdürülüyor…
***
Nefes Gazetesi Yazarı Nuray Babacan’ın köşe yazısına göre; AKP içinde bu olayla ilgili büyük şaşkınlık varmış... “Parti içinde kimsenin bu gelişmelerden haberi yoktu. Hiçbir yetkili organda konuşulmadı. Herkes kucağında buldu bunu… Yurt dışındaki imajımız zarar gördü. Açılım sürecinin etkilenmemesi için çaba var ama herkeste tereddüt oluştu. Doğru adımlar ve projeler bu kaos ortamından etkileniyor. Daha aklı selim kararlar alınmalı ve soğukkanlı adımlar atılmalı" deniliyormuş...
***
Laik demokratik sosyal hukuk devleti yerine siyasal İslam anlayışına “biat eden bürokrasi", hâlâ toplumun sinirleriyle oynuyor… Yüzlerce genci gözaltına alıp 12 Eylül’vari işkence yapan güvenlik güçleri, dün de basın mensuplarını insanlık dışı yöntemlerle gözaltına aldı… BirGün yazarı Barış İnce, muhabir Zişan Gür ve gazeteciler Hayri Tunç ile Zeynep Kuray gözaltına alınan gazetecilerin arasındaydı...
***
Akıllı siyaset, milletine 19 Mart vahşetini yaşatmazdı… Ancak “bir üst akıldan” talimat alıyorsa, yaptıklarının önünü arkasını düşünemez ve sonunda milletin tokadını hak eder… O tokadın adı da İmamoğlu olur!