Katil Semih Çelik’in, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil adlı iki genç kızı katletmesi, ülkemizin geldiği vahim durumu bir kez daha gözler önüne serdi!
Millet olarak, yaşadıklarımızı sağ duyuyla değerlendirmeliyiz, doğru teşhisler koymalıyız ve çözüm yollarını ivedilikle bulmalıyız…
Bu irdelemeyi yaparken, toplumsal iklimin etkilerini, siyasal yönetimlerin yani iktidarların yarattığı düzeni, bireyin yaşam biçiminin değiştirilmesi için yapılan zorlamaları yakından incelemeliyiz…
Ekonomik çöküntü, sosyal baskı ve uygulanan sistematik çelişki ve çatışmalar sonucu toplumsal bunalımın ne denli derin olduğunu görmeliyiz…
∗∗∗
Yargının tarafsız olmadığını bilen, eğitimin bilimsellikten uzaklaştırıldığı için okuduğunu anlamayan, muhakeme yeteneğini kaybetmiş dolayısıyla farklı bir yaşam sürdüren gençlerin bir de din tacirlerinin “dindar ve kindar” bir nesil istiyoruz dayatmalarıyla karşılaşmaları, “akıl sağlıklarını kaybetmelerinin” başlıca nedeni olduğunu düşünmeliyiz…
Bir yandan yoksulluk kalıcı haldeyken, medyada yapılan reklamların tüketimi güdülenmesi ve “köşeyi dönmenin” yani, “yemek programlarında dahi” şan, şöhret ve paraya kavuşmanın kolay yolunun toplumsal kuralların dışına çıkmakla olduğunu anlatan açıklamaların yapılması…
Diğer yandan, TV dizilerinde, mafyanın her şeyi yapabileceğini, uyuşturucu ticaretinin hedeflenen zengin yaşam biçiminin kaynağı olduğu, öldürmenin çok sıradanlaştığı ve gücün insanları köleleştirdiğini anlatan ve senaryolarında yapay dünyalar yaratan görsellerin gençleri etkilemesi, bugüne nasıl gelindiğinin sadece birkaç nedeni…
Mesleği kasaplık olan katil Semih Çelik’in, akıl hastalığı nedeniyle bu yıl içerisinde 5 kez hastanede tedavi gördüğü, hakkında 2 kez kayıp ihbarı verildiği, 1 kez intihara teşebbüs ettiğine dair kaydı olduğunu vahşeti yarattıktan sonra öğrendik…
∗∗∗
Hatırlayın, çok kısa zaman önce İstanbul Ümraniye'de motosiklet hırsızlığı suçundan gözaltına alınan ve daha sonra kaçan Yunus Emre Geçti'nin, polisin silahını alarak 27 yaşında kadın polis Şeyda Yılmaz’ı öldürdüğü olayı da yaşamıştık.
19 yaşındaki katilin, 26 ayrı suç kaydı olduğu ve hakkında verilen adli kontrolü de ihlal ettiği ortaya çıkmıştı…
∗∗∗
2021’de Ataşehir’de gündüz gözüyle Başak Cengiz isimli genç bir kadını samuray kılıcı ile öldüren katil Can Göktuğ Boz, yakalandığında “Maktulü tanımıyorum. Kadın öldürmek daha kolay olduğu için kadın
öldürmeyi tercih ettim” demişti…
∗∗∗
Bir başka olay daha, Denizli’de 2013 yılının Nisan ayından beri bulunamayan Levent Karaduman’ın cesedinin yarısı bir kuyuda çıkmıştı.
Yıllar boyunca maktulün telefonunu kullanan katil zanlısı tutuklandı, ağırlaştırılmış müebbetle yargılandı ancak sonunda beraat etti. Çünkü yeterli delil yoktu…
Daha yüzlerce vahşi cinayetleri ve sonuçlarını saymak mümkün…
Peki bu duruma gelmenin nedeni nedir?
Siyasal İslamcıların devleti işgal etmesi neticesinde, laik demokratik sosyal hukuk devletinden vaz geçen ülkemiz, devlet ciddiyetini, otoritesini ve anayasal egemenliğini kaybetti…
Bu nedenle katiller, serbestçe halkın arasında dolaştı, düşünen ve sorgulayanlarsa hapisse mahkum edildi…
∗∗∗
Önce inşaat sektörünü ayakta tutmak, yandaşa büyük rantalar kazandırmakla işe başlayan iktidar, “yap işlet devret ve Kamu özel İşbirliği” gibi ekonomi kurallarıyla bağdaşmayan yöntemlerle, hazineyi sıfırlayan anlaşmalarla, tüm yükü halktan aldığı vergilerin üzerine bindirilen yöntemlerle, ülkeyi ve yurttaşları kalıcı yoksulluğa mahkum etti…
Ekonomik çöküntü, paylaşım adaletsizliğini, emek sömürüsünü, üretim düşüklüğünü oluşturdu.
Aç kalan ülkeye 129 yabancı ülkeden 159 çeşit tarım ürünü ithal ederek hem çiftçimizi yoksul bıraktı, hem de yabancı üreticiye ülke kaynaklarını peşkeş çekti…
∗∗∗
Ekonomi durunca kara paranın ülkeye gelmesi yöntemine geçildi…
Daha önce Özal’ın da denediği “hayali İhracat” yolu denendi. Olmadı. Çünkü ihraç edilecek hiçbir mal kalmadı…
Kara paranın elde edileceği en kolay yol seçildi.
Uyuşturucu tacirliği…
Sedat Peker’in ifşaatlarıyla siyasal İslam’ın ileri gelenlerinin adının karıştığı olaylar öğrenildi…
Hepsi iddia olsa da “ateş
olamayan yerden duman çıkmaz” özdeyişi, hep kulağımızda kaldı…
“Sinan Ateş Suikastında” ailesinin “Mersin Dosyasının” açılmasını istemesi, bir başka iddiayı kuvvetlendiriyor…
∗∗∗
Türkiye’de alkollü içkilere sürekli yapılan zamlarla tüketimin azalması beklendi, ama kaçak içki yapımını hızlandı, insanlar bu yüzden ya kör oldu ya da öldü…
İçki pahalandı ama uyuşturucu ucuzladı…
25-30 TL’ye uyarıcı ya da uyuşturucu hap bulmak mümkün…
İçkiye yapılan zamla Acaba uyuşturucu tüketiminin daha da artırılması mı hedefleniyor?
Bu iktidar milletin güvenini kaybettiği için benzeri her şey sorulabilir!
Sedat Peker’in ifşaatlarına cevap veremeyen, devletin ilgili kurumlarını ve yargıyı harekete geçirmeyen iktidar, artık
yurttaşların gözünde bitmiştir…
Psikiyatr Dr. Zafer Atasoy’a ne oluyoruz? Diye sorduğumda, “bu durumu toplumsal şizofreni olarak da değerlendirebilirsiniz? Dedi…
∗∗∗
Bir toplumun çoğunluğunun ya da tümünün şizofreniye yakalanması da mümkün! Toplumun bunaması, kişilik bölünmesine uğraması ve düşünce bozuklukları yaşaması da delirmeye neden olabilir!
Yani Umut CHP ve toplumsal muhalefette!