Fikri SAĞLAR

Tarih: 10.06.2024 12:36

Gönen ve Çağlar’ın anlatımları

Facebook Twitter Linked-in

Bu anı kitaplarında Devlet Bakanları Akın Gönen ve Cavit Çağlar, gelecek kuşaklara deneyimlerini bilgi yumağı halinde bırakmışlar…

Yaşadıkları ve tecrübeleri Türkiye’nin önemli bir yüzünü anlatıyor… Bu kitapları okurken 1990’lı yıllara geri döndüm…

Sayfaları çevirdikçe o günün Türkiye’sinin, bugünden çok farklı olduğuna bir kez daha karar verdim…

Her şeyden önce o dönem Türkiye’yi yönetenlerin, bugünkü anlayıştan en büyük farkı Atatürk Türkiye’sinin çağdaş ilkelerine sadık kalmaları ve kendilerinin bu ülkeye ait olduklarını kabul ederek, vatana ve millete ihanet etmeyi düşünmeyen kişilikte olmalarıydı!

∗∗∗

Evet, 22 yıl önceki siyasetçiler görevdeyken yanlışlar da yaptılar…

Haksızlık da ettiler…

Ama hiçbir zaman ülkeye hainlik yapmadılar…

Laik demokrasiyi, emek, hak hukuk, adalet ve barışı oluşturmak adına sol ideolojiyle yaptıkları mücadelede bile sağcılar “vatana ihaneti” hiç düşünmediler…

Farklı düşüncedeki çözüm önerilerinin, ülkeye yarar ya da zarar verdiğini belki göremediler ama milleti hınç, hırs, kin ve nefretle yönetmediler…

Türkiye’nin bilerek kötülüğünü istemediler!

Vatanı emperyalistlere satmadılar…

Rant peşinde koştular, hırsızlık, yolsuzluk ve usulsüzlük yapanlara müsamahayla yaklaştılar ama hukuk devletine sahip çıkıp yargıya talimat vermediler…

Onlar, ülkeyi bu kadar vahşice parsellemediler, ormanı yakmadılar, akarsuyu, denizi koyu peşkeş çekmediler…

Gaddarca yurttaşın malına da canına da kastetmediler.

O dönemde hiç olmazsa biraz huzur ve devlet kurumlarının düzeni, yurttaşa saygısı vardı!

∗∗∗

Aslında anı kitapları, sadece yazan kişinin kendisini anlatmıyor, o döneme, yaşanan gerçeklere ve siyaset biçimine de bir başka gözle bakılmasını sağlıyor…

Resmi tarih yerine, hayatın kendisine şahitlik ediyor…

∗∗∗

1991’de DYP/SHP’nin kurduğu 49. Hükümet, 12 Eylül Faşist Darbesi sonrasında “hak ve özgürlük sınırlarının genişlemesi, laik demokrasinin oluşması, sosyal hukuk devletinin işlemesi, toplumsal barışın gerçekleşmesi” adına Cumhuriyet Hükümetleri içinde farklı bir örnek oldu…

∗∗∗

Köklü siyaset geleneği olan “Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti”, anlamsız çatışmalar nedeniyle, aileleri dahi ayıran bir konuma gelmişti…

Kurulan koalisyon, iki gelenek arasındaki çatışmayı ortadan kaldırdı, kahvehaneleri birleştirdi, kız alıp vermeyi dahi sağladı…

Toplumsal barışı oluşturan DYP/SHP Koalisyonu, faşist dönemin baskıcı iklimine rağmen olumlu ve önemli hizmetler yaptı…

∗∗∗

Akın Gönen, Mülkiye’yi bitirdikten sonra kaymakam ve valilik görevlerinde yaşadıklarını, iktidar ve yerel halk arasındaki kavgaları, üretici ile yurttaşın sıkıntılarını yakından gözleme şansı elde etmiş…

Bulunduğu her mevkide, görev yaptığı her yörede çok sevilen ve sayılan bir kişi olmuş... Gönen’in en önemli özelliği toplum tarafından güvenilir bir insan olarak tanınması…

Yeteneği ve çalışkanlığı sayesinde başarılı yöneticilik yapmış… Onu siyasete davet eden Süleyman Demirel’le güvene dayalı yakın ilişkisi, bakanlık yaptığı dönemde arkasında iz bırakan hizmetler yapmıştır…

Kitapta mütevazı bir şekilde yaptıklarını sıralamış…

Güzel üslubuyla gördüklerini etraflıca anlatan, olayları özeleştiriyle değerlendiren ve yaşadığı dönemin gerçeklerini sürükleyici bir şekilde aktarmış…

Gelecek nesillerin bilinçlenmesi adına olumlu bir kitap bıraktığı için Akın Gönen’i kutlarım…

∗∗∗

Cavit Çağlar’ın yaşamı, Hulusi Turgut tarafından nehir söyleşileri olarak kaleme alınmış…

Verdiği röportajlarla gerçekten okunmaya değer bir anı kitabı olmuş…

Çağlar’ın yaşamı fırtınalarla dolu…

Seversiniz, sevmezsiniz ama Bursa’ya olan katkısı ve bir dönem siyasetteki etkinliği öğrenilmeye değer…

12 Eylül sonrası Süleyman Demirel’le birlikte geçirdiği süre, Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutuyor…

Faşist anlayışın koyduğu “siyasi yasaklar” dönemi, bilindiği gibi ana muhalefet partisi SHP’nin büyük çabasıyla sonlandırılmıştı.

Yeni siyasal dönemde Çağlar, DYP için önemli bir konuma geldi! Kitapta anlatılanları okudukça Cavit Çağlar’ın bilindiğinin dışında başka bir dünyası olduğu da ortaya çıkıyor…

Rusya ile Türkiye arasında kurduğu ekonomik ve siyasi köprünün sırlarını öğrenme fırsatını buluyorsunuz…

Bu kitabın okunmasını tavsiye ederim!

∗∗∗

Anılar, mutlaka gelecek kuşaklara aktarılmalı…

Önemli görevlerde bulunanlar, yaşadıklarını yazdıkça ve deneyimlerini aktardıkça gelecek kuşakların kendilerine ders çıkarabilmelerine vesile olur… Sunulan bu fırsat, gençlerin geçmişte kalmasının önünü kestiği gibi, geleceğin de akılla kurulmasına katkı sağlar…

Siyasiler, kamu görevlileri, diplomatlar, kısaca toplum ve insanlık adına görev yapanlar, mutlaka anılarını yazmalıdırlar.

Çünkü bu bir toplumsal sorumluluktur…

Bilinmeli ki; “bazılarının cehaleti pazarlaması ve siyasilerin yalan yanlış algı yönetimiyle toplumu çağdışı şekillendirmeye çalışması karşısında, ancak yazılı kültürle durabiliriz.”


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —