Büyük bir hırs ve hınçla bu konuda çalışma yapıyor...
Devleti, laik demokratik sosyal hukuk niteliğinde çıkarmak için zorluyor… Yeni bir İslam devleti kurma hayalleri yaşıyor…
∗∗∗
Önce, Cumhuriyeti ve onun temel ilkelerini değiştirmeye çalıştı…
Aydınlanma devrimleri yok saydı… Devletin Kurum ve Kuruluşlarının oluşum ve görev tanımlarını bozdu... Laik, demokratik ülkeye uymayan bir devlet yapısı çıkarmak adına uğraştı…
Bir İslam ülkesinde var edilen, çağdışı yapay ritüellerini uyguladı… “Taliban’dan farkımız yok” deme aymazlığını gösterdi… Devam etti; “Kadın ve Erkek eşit değildir.” Ve “Kız çocuklarının okula gitmesi abestir” Deme cüretini gösterdi...
∗∗∗
Evrensel hukuk ve yargı yerine, Şerri hukuk ve Kadı sistemini öne çıkarmaya çalıştı…
Bilim insanına değil de ulemaya danıştı… İslam’ın birey ve toplum için önerdiği temel güzellikler yerine, kendince sözüm ona yeni bir inanç biçimi oluşturdu… İslam’ın günah işlememe, çalmama, kul hakkı yememe kurallarını yok saydı…
∗∗∗
Gazetelerde yazan sözde ulemalar aracılıyla yeni şeyler uydurdu… “Cahiller bize oy verir” diyerek cehaleti körükledi...
Din tacirliği yaptı… Yurttaşı kul, halkı ümmet olarak gördü…
Yaşadığımız yüzyılla ilgisi olmayan hedefler belirledi...
Algı yönetti. Yalan söyledi. Yolsuzlukların üstünü örttü…
“Aya 4 şeritli yol yapacağız desek, kullar bize inanır” diyerek “yurttaş ve halkla alay etmekten” geri durmadı…
∗∗∗
Ülkenin altını da üstünü de yandaşa sattı…
Siyasal İslam’la emperyalist anlayışın örtüştüğünü, dünya âleme gösterdi…
O kadar kendinden geçti ki, rüşveti bile “fakire payını verirsen günah olmaktan çıkar” diyen fetvalar ürettirdi…
Oy almak uğruna, tarikat ve cemaatlerin isteği doğrultusunda kendi meşreplerine uygun, “6 yaşında kız çocuklarıyla evlene bilinir, babalar kız çocuklarına şehvetle bakabilir, eşimle arkadaşım birlikte olabilir” gibi fetvalarla toplumda yerleşmiş namus ve dürüstlük kavramlarını yok etmek istedi…
∗∗∗
Kısaca; insanların terbiyesini bozdular, Anadolu’nun kültürünü yok etmeye teşebbüs ettiler, gelenek ve göreneklerimizi yozlaştırdılar, Toplumun kadim ahlakını bozdular…
Fırsatçı, kendi ülkesini soymaya meyilli, genel etik kurallardan uzak, dünyanın dönüşüne ters bir yapı çıkarmaya çalıştılar…
∗∗∗
AKP yaptıklarıyla “Dünyada görülmeyen ucube bir rejim oluşturdu!
Sonuç, ekonomi çöktü. Üretim durdu. Enflasyon arttı. Hayat pahalandı. 40 milyona yakın yurttaş, çeşitli banka ve kuruluşlara 3,1 trilyon borçlu hale geldi.
Aç ve işsiz kalan Millet, “yek ekmek kuru soğana” bile hasret kaldı…
Türkiye, AKP yüzünden “Dünyada itibar ve saygınlığını” kaybetti… Uluslararası aileden dışlanan bir ülke konumuna geldi!
∗∗∗
İktidar yeni bir oyun peşinde!
Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, “Bu durumu, içinde halkın çıkarı olmayan ve denetlenmeyen, usul ve hukuk dışı işlere uygun, sorumlusu olmayan ama yetkisi çok olan ve sadece tek adamın yönlendirdiği devlete paralel, bir yapı oluşturuluyor” diyerek açıklıyor…
Görüşmemizde; AKP’nin devlete paralel olarak oluşturulan yeni yapılara örnek olarak
2/2139 esas numaralı “Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanun Teklifini” gösterdi.
∗∗∗
Ve Özdağ şöyle değerlendirdi; “Bu vakıf, açıkça Dışişleri Bakanlığı işlevini yüklenmek üzere kuruluyor…
Oysa Anayasanın 6. Maddesi “kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi olamaz” der.
Bakanlığın görevleri olan faaliyetlerin kanunla bir vakıfla paylaşılması anayasaya aykırılık teşkil eder.
Ayrıca Anayasanın 123’ü maddesin belirttiği gibi,” idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu ve kanunla düzenleneceği esaslarıyla da uyumsuzdur.”
Bunda başarılı olursa, diğer bakanlıklara da aynı uygulamayı gerçeklemeye çalışırlar.
∗∗∗
Selçuk Özdağ önemli bir durumunda daha altını çizdi. “Bakanlığın bütçesinin kullanılması sırasında bu vakıf keyfi hareket etmeye fırsat verecek, Sayıştay denetiminden kaçılacaktır.”
Yani bakanlık kendisi için farklı hükümlere tabi bir bütçe daha tahsis ederek bütçenin birliği ilkesini de ihlal edecektir…
Ayrıca Vakfın, kurum dışından belirlenen Mütevelli Heyeti üyelerine sahip olması, bakanlığın faaliyetlerinde karar ve yetkiye sahip olmaları, ciddi ihtilaflara yol açarak Bakanlığın, dış müdahalelere açık hale gelmesine sebep olacaktır.”
Ve ekledi; bu durum, rüşvet ve yolsuzluk riskini artırabileceği gibi siyasi etkiler altında kalabilecek bir yönetim, vakfın asli görevlerinden saparak belirli grupların çıkarlarına hizmet etme tehlikesini de taşıyacaktır dedi.
∗∗∗
Selçuk Özdağ, deneyimli, devlette, politikada ve sosyal hayatta başarılı olmuş bir siyasetçi.
Her şeyden önce sorumluk bilinci taşıyan bir yurttaş…
Uyarılarında haklı…
∗∗∗
AKP, 31 Mart seçim kaybının stersiyle “sona yaklaşırken kendi çıkarına ne yaparım” çırpınışları içinde!
Din tacirliğinin artık yürümeyeceğinin anladı…
Bir de CHP bunun farkına varsa
Türkiye değişecek…
