Yurttaşlarımızın senelerdir özlediği huzur ve güvenle yaşayacağı Türkiye umudunun ancak Başkan İmamoğlu’yla gerçekleşebileceği bu toplantılarla daha da pekişti… Son 4 kentteki coşkunun bugün, tüm yurdu sardığı gerçeği de açıkça görülüyor… Kendisini her yönüyle sömüren “Siyasal İslamcıların” ceberut anlayışı karşısında şimdi “Halkımız dimdik” durarak, kararlı bir yürüyüşe destek veriyor… Çünkü dürüst, ahlaklı ve doğru şeyler vadeden, 16 milyon İstanbullunun da takdir ettiği Ekrem Başkan’a güveniyor, dahası Ekrem İmamoğlu’na inanıyor…
Ekrem İmamoğlu’nun yükselişi İktidarı korkutuyor. “Gezi talepleri” sonrası ikinci olarak halk, yoksulluk, yolsuzluk ve hırsızlıları ayyuka çıkan bu düzenin değişmesini bekliyor ve istiyor… Bu nedenlerle İmamoğlu’na tam destek vermeye hazırlanıyor…
İktidar, İmamoğlu’nun kazanacağının farkında. Bu nedenle her türlü akıl, hukuk ve ahlak dışı yolları deniyor… Aslında “kendi ayağına kurşun sıktığının farkında değil… O kadar dengeyi kaçırdılar ki, İmamoğlu’nun CHP adayı olmasını engellemek için akla ziyan yollar deniyorlar… Bir gerçek var ki, o da CHP artık birinci parti ve İktidara geliyor… CHP iktidarında parlamenter rejim uygulanacak.
Ucube tek adam rejimi kalkacak. Laik demokratik sosyal hukuk devletinin tüm kurumları, ülke kaynaklarını yandaşla değil, halkla paylaşacak… Ezen ve ezilenin olmadığı, hak hukuk ve adaletin hüküm sürdüğü, ifade ve gösteri özgürlüğünün olduğu, kendini açıklamaktan korkmayan bir toplumla birlikte gerçek demokrasi kurulacak… Halkla beraber yürüyen CHP’nin bunları başarabileceği korkusu, AKP’yi sarmış… Şaşkın ve ne yapacağını bilemiyor… Bu nedenle, 30 yıl önce alınmış bir diplomayı saydırmamak adına” “tuzaklar” kuruyor… Bu durum sadece “akademisyenlerin ahlakını değil, 22 yıllık ülkeyi perişan eden yönetiminin de meşrebini” gözler önüne seriyor… Kaldı ki İmamoğlu’nun diploma aldığı Üniversite mezunları önemi bir açıklama yaparak iktidarın düştüğü trajikomik durumun altını çiziyor…
BASIN BİLDİRİSİ
İstanbul Üniversitesi İşletme fakültesi mezunları olarak fakültemizin adının bazı politik amaçlar uğruna karalanması bizleri derinden üzmüştür .
1968 yılında kurulan İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi tarafından kuruluşundan bugüne kadar herhangi bir öğrencinin fakültemize kayıt olduğu günden mezun olduğu güne kadar, fakültemizde mevcut sistem, ilke ve kuralların yanı sıra İ.Ü.'nin de tarihi geleneklerine sadık kalarak gerek akademik, gerekse idari personelin titiz ve özenli tutumu sayesinde bugüne kadar. Sahte, yalan veya hak edilmemiş herhangi bir diploma verilmemiştir.
Bu nedenle Kırkı aşkın dersi, yönetmelikler çerçevesinde başarıyla tamamlayan her öğrencinin aldığı diploma, anasının ak sütü kadar helâldir.
35 yıl önce Girne Amerikan Üniversitesi'nden yatay geçiş yapılamayacağına ilişkin herhangi bir karar mevcut değilken, İstanbul Üniversitesi tarafından verilen ilanda belirtilen tüm koşullar dikkate alınarak yapılan yatay geçişlerde ne öğrencinin ve ne de idarenin herhangi bir kusurundan söz etmek mümkün değildir.
35 yıl önce İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından verilmiş olan bir ilanda belirlenen koşullara uygun bir şekilde yapılmış olan yatay geçişin, politik amaçlar uğruna bugün sorgulanarak bir diplomanın iptal edilmesi için dekanımıza yapılan baskılar sonucu Dekanımızın istifa etmesi, ilk defa karşılaştığımız bir skandaldır.
Bu durumu tüm mezunlar adına şiddetle kınadığımızı belirtmek isteriz…
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi, AACSB (Association to Advance Collegiate Schools of Business) akreditasyonuna sahip tek Devlet Yüksek öğretim kuruluşudur.
Bu akreditasyon, sadece bilimsel açıdan uluslararası kalite ve standartta yapılan bir eğitim programı için değil, aynı zamanda kayıt, not sistemi ve mezuniyet süreçleri gibi idari işlemlerin de uluslararası standartlarda olduğunun bir göstergesidir. Bu akreditasyon, işletme Fakültesi'nden alınan diplomaların sadece ülkemizde değil Tüm dünyada geçerli olmasını sağlamıştır.
İstanbul Üniversitesi mezunları olarak İstanbul Üniversitesi yöneticilerinin böyle bir skandala meydan verecek bir karar almayacağı umudunu taşımak istiyoruz.
Ancak İstanbul Üniversitesi yöneticilerinin kadim üniversitemize yakışmayacak şekilde politik amaçlar uğruna bu diplomanın iptali konusunda vereceği karar, yüzbinlerce İstanbul Üniversitesi mezununu derinden üzecek ve belleklerinden asla silinmeyecektir. saygıyla toplumumuzun dikkatine sunarız…
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunları
Kaos içindeki bir ülkenin açık görüntüsü, siyasi yönetimin evrensel hukukun temel ilkelerini yok sayarak, kendi yurttaşlarına bile, çıkarı adına, “düşman hukuku” uygulamasıdır… Demokrasiden vazgeçen ülkelerin despotik yönetimleri, yaptıkları insan hakkı ihlallerin görülmesini ve yandaşa peşkeş çekilen ülke kaynaklarının bilinmesini engellemek için, düşünen ve sorgulayan yurttaşlarının üzerine saldırır… Bu saldırı önce, yargı sopasıyla sonra da polis gücüyle gerçekleşir. Uygulanan bu yöntemlerle başarılı olacağına inanan siyasal yönetimler, başaramazlarsa despotluktan faşistliğe döner, insanları, işkence yaparak, hapse atarak, faili belli olmayan ölümleri çoğaltarak, yurttaşlarını korkutur ve sindirir… AKP bu yola saparsa önce kendisi kaybeder… Halkımız buna fırsat vermez…