Fikri SAĞLAR

Tarih: 24.09.2024 10:41

Artık sabır kalmadı!

Facebook Twitter Linked-in

Hilafsız tüm kanalların, bu konuda farklı haber verme yarışına girdikleri görmek de ayrı ve tehlikeli bir durum. Önceleri bu bölüme pek dikkat edilmezken şimdi yurttaşlar, tüyler ürperten olayları izledikçe, siyasetçilerin “ne kadar aynı ve boş konuşmalar yaptığını görüyor” ve onlara olan tepkileri daha da artıyor.

Vahşi bir şekilde Diyarbakır Tavşantepe köyünde boğularak katledilen “8 yaşındaki Narin olayının” üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine karşın hâlâ bu vahşeti yaratan caninin bulunmamış olması, güvenlik güçlerinin zaafından daha çok iktidarın acizliğini gösteriyor.

Acizliğin nedeni nedir? İleride anlayacağız. Ama şimdiden belirli olan bir gerçek var ki o köy, HÜDAPAR’lı… Dolayısıyla kız çocuklarının hiç değerinin olmadığı, ellerinde para, silah gibi her türlü olanağı bulunan ve AKP’nin ortağı olmaları nedeniyle yargı önünde korunan bir yer! Bu vahim bir iddia! Şayet bu iddialar doğruysa, öncelikle öteden beri karşı çıktığımız ucube “tek adam” rejiminin, halkımız ve ülkemiz için tehlikesinin düşündüğümüzden çok daha büyük olduğunun anlaşılması. Sonra, AKP’nin iktidarda kalabilmek için en basit “insani ve vicdani değerleri” bir kenara iterek HÜDAPAR’ın insanlar üzerindeki ideolojik vahşetini görmezden gelmesi…

∗∗∗

Her gün televizyonlarda, “toplumu infiale uğratan ve yurttaşlarımıza geleceklerini kaybetme korkusu salan, dehşet veren olaylar silsilesi sergileniyor…”

Çoğunun failleri bulunmazken özellikle kadın cinayetleri katillerinin biliniyor olması, ancak, devletin kadınları ve çocukları korumada sinsi bir gönülsüzlük içinde bulunması, AKP iktidarının “Taliban anlayışını” ortaya koyuyor. Evet, bu haberler bir yandan yurttaşlarımızı endişelendiriyor, diğer yandan ülkenin genel güvenliğinin yok olduğu gerçeğini sergiliyor.

Yetkililer, milyonlarca insanın ruhsatsız silah taşıdığını açıklıyor. Buna karşın güvenlik güçleri, bu silahları yakalamak için adeta gönülsüz hareket ediyor. İktidar, bir yandan silah ticaretinin gelirini çöken ekonomide bir yol gibi görürken diğer yandan demokrasi ve özgürlüklerin genişletilmesini isteyen, hesap soran yurttaşın oluşmasını da silahlı yeraltı güçleriyle baskılamaya çalışıyor.

2021 yılındaki Sedat Peker’in ifşaatları bile, bazılarımızın gözünün açılmasını sağlayamadı. Hatta Peker’in isim, olay anlatarak ortaya koyduğu yasadışı faaliyet ve soygunlarla ilgili ne siyaset ne de yargıdan tek bir ses bile duyulmadı, gereği de yapılmadı. Dahası, Peker’i susturmak için “15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasının finansörü” dedikleri Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) parseller, limanlar ve fabrikalar peşkeş çekildi. İfşa edilen pisliklerinin üstünü kapatması için BAE’ye verilen tüm tavizler, Sedat Peker’in açıklamalarının çok doğru olduğunun kanıtı. Peker’in ifşaatlarının üzerinden “yerel ve genel seçimler” geçti, ne yazık ki hiçbir siyasi parti, siyasetçi, kamu kurumu anlatılan hırsızlık ve yolsuzlukların hesabını sormadı, aklına dahi getirmedi…

∗∗∗

Kara paraya göz yuman ve sahipleri olan uluslararası mafyanın Türkiye’de konuşlanmasına adeta göz yumduğu iddia edilen iktidar, bu iddialar nedeniyle hem Anayasa suçu işledi hem de meşruluğunu tartışılır hale getirdi. Anayasa ve yasaları tanımayan iktidar, toplum üzerindeki anayasal egemenliğini kaybetti. Bu kayıp, devlet otoritesinin yok olmasına neden oldu! En ufak tartışmada bile kişiler, silaha sarılan, şiddet uygulayan, yasadan korkmaz, polisi takmaz bir davranışa sahip oldular. Dolaysıyla, “kadına ve çocuğa şiddet, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp gibi suçlarda” adeta patlama yaşanıyor.

İş başına geldiği günden beri AKP iktidarı, kentlerde yaptırdığı “cezaevleriyle” övündü. Ancak iktidar, suçu engellemek ya da suçluyu caydırmak adına herhangi bir adım atmadığı gibi uyguladığı otoriter yönetimle yandaşı koruyan, karşıtlarını yargı sopasıyla hapislere atan uygulaması sonucunda hapishanelerde hükümlü ve tutuklunun 348 bin 265 kişiye ulaşarak AB’nin sonuncu ülkesi oldu. Ortalama AB ülkelerinde her yüz bin kişiden 72’si hapiste iken Türkiye’de bu sayı 356 kişi olmakta.

AKP iktidarı, ekonomiyi çökertti

İnsanları, işsizlik ve açlığa mahkûm etti.

Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar aldı başını gitti.

Gelirde, vergide ve yargıda adalet yok artık.

İnsani, ahlaki ve vicdani değerleri ortadan kaldırdı.

Yargı siyasallaştı.

Eğitim, bilimden uzaklaştı dine bağlandı.

Devletin kurumları yozlaştı.

Laik demokratik, sosyal hukuk devletini AKP işgal etti.

Bu perişan tabloyu unutmayın!

Çözüm, hemen seçimdir.

Umut var…

Artık sabır kalmadı...

CHP, halkı arkasına alarak hemen seçimle ülkeyi kurtarmalı.


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —