Galatasaraylı bir ağabeyim olmasından öte, Cumhuriyet’in en önemli sanatçılarından biri olarak dostluğunu kazanmam benim için aynı bir onur olmuştu…
Her şeyden önce iyi insandı. Nezaketiyle örnek olan, çalışkanlığıyla övgü alan sanatıyla insanları hayran bırakan eşsiz bir yaratıcıydı…
Genco Erkal, tek başına “Tiyatroydu” …
Toplumun gelişmesi, çağdaşlaşması, güzeli, doğruyu öğrenmesi ve geleceğinin aydınlık olması adına düşünce ve ifade özgürlüğünden taviz vermedi…
Ülkemizde demokrasi, hak ve özgürlükler için mücadele etti...
Laik düzeni savundu…
Şunu çok iyi biliyordu ki, o, bu halkın “avangardı”, ileriye gitmesi için sorumlu ve görevli bir önderiydi!
Bu anlayışla sanatını yaptı. Halkın sanatçısı olarak yol yürüdü…
Yarattı, üretti, oynadı ve konuştu…
Nâzım Hikmeti gençlere sevdirdi…
Paylaşmayı ve adil olmayı Türkiye’ye kabul ettirdi…
O, kocaman bir yürekti…
O, unutulmayacak bir sanatçıydı…
O, sanattı!
Kalbimize gömdük, her zaman onun sesi ve sözüyle yaşamaya devam edeceğiz…
Teknoloji çok ilerledi...
Aslında biz, dünya insanlarının çoğu, bugünden 30 yıl sonrasında uygulanacak teknolojik ve düşünsel gelişimin ne olacağını bilmiyoruz…
Ama hem ekonomik hem de bilimsel gelişkinliğe ulaşmış ülkeler, bugünden, 30 yıl sonrası yaşam biçimini yaratmakla meşguller. Hatta yaratmışlar bile…
Farkında değiliz!
Zaten fark etmemizi de istemiyorlar!
Çünkü üzerinde çalışarak yarattıkları yeni bulguların, ticari hale gelmesi çalışmaları muhtemelen henüz bitirilmemiş olmalı… Ne demek istediğimi bir örnekle genişleteyim.
Rahmetli büyük Dayım Av. Orhan Mutlu, yaklaşık 45 sene önce Almanya’dan aldığı MARANTZ marka amplifikatörü bana hediye ettiğinde arkasındaki kullanabileceğim bağlantı yerlerini anlatırken “şu 4 yer sana lazım değil” demişti…
Gerçekten o gün bu bağlantı yerleri üzerinde yazan CD, Flash gibi açıklamaların ne olduğunu anlamamış, ihtiyaçta duymamıştım…
Ama şimdi biliyorum ve de kullanıyorum…
Dünya, aya gitti…
NASA, Ay’a 6 kez insanlı uçuş sağladı…
Ve 2009’dan bu yana Ay’ın yörüngesinde bir keşif uçağı uçuruyor…
Merkür, Venüs ve Mars’a uzay araçları gönderildi…
Birçok yıldızı keşfetti…
Uzayı araştırdı…
Bilgi topladı…
Kara boşluğu buldu…
Milyonlarca öteden resim alıp veriyor… Hatta gezegenlerin yer üstü ve de yer altı bilgilerini analizler yaparak gelecek için araştırıyor Ya biz ne yapıyoruz?
Ekonomimiz çöktü…
Siyasal İslamcılar, emperyalist yandaşlarının talimatıyla ülkenin tüm kaynak ve değerlerini sömürüyor…
Zenginlikleri yandaşa, emeklerini sömürerek fakirliği, yurttaşa bırakıyor…
Hileyle rejim değiştirildi…
Yargı, yasama ve yürütme bir kişiye bırakıldı.
Hak, hukuk ve adalet artık o tek adamın iki dudağı arasında...
Yurttaşın “can ve mal güvencesi” yok edildi…
∗∗∗
Oyun üzerine oyunlar oynanıyor…
CHP’li belediyeleri zora sokmak için “Can dostların”, yani sokak hayvanlarının, yine bir hayvan türü olan insanlar tarafından öldürülmeleri için kanun bile çıkarıldı…
Gelecekte katil denilecekler, verdikleri karar üzerine tatlı yediler!
∗∗∗
Siyasal İslamcılar, CHP belediyelerine “mali darbe” yapıyor...
AKP’li belediyelerin 20 yıldır ödemedikleri vergi ve pirim borçlarını 4 aylık CHP Belediye Başkanlarından istediler…
Adaleti de öldürdüler…
Oysa, yandaş çetelerin devlete 790 milyar TL borçları var. Almadılar…
E-Ticaret yapan bir yandaşın 80 milyar borcunu sildiler…
77 milyar TL olan tüm belediyelerin borcunun %60 AKP’li belediyeler ait…
Sayıştay, en borçlu belediyelerin AKP’den CHP’ye geçen, Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli ve AKP’li Kocaeli olduğunu açıkladı…
∗∗∗
Karşımızda açlık duruyor!
Çiftçi üretemiyor çünkü gücü yetmiyor…
Mazot, tohum, ilaç, gübre ve işçilik giderlerini karşılayamıyor…
Sonra, AVM’ler ürününe zam yapıyor. Tüketici alamıyor…
AVM borcunu 3 ay sonra ödüyor… Üretici yoksulluk çemberinde dolanıp duruyor…
İktidar, adeta bu durumu daha da kötüleştirmek için 129 ülkeden dövizle 159 tarım ürünü alıp milletin açlığını katmerli hale getiriyor!
Nasıl yönetiliyoruz? Sorusuna yanıtı; Erdoğan’ın 27.02.2015 tarihinde valilere seslendiği açıklamasıyla anlatmaya çalışalım…
Erdoğan diyor ki;
“Vatanı satmak nasıl olur biliyor musunuz?
Yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle, ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekte olur…
Vatanı satmak, kendi dirayetsizliğiniz, kendi iş bilmezliğiniz yüzünden ülkeyi kriz üzerine krize sokmakla olur…
Vatanı satmak, bu topraklarda 1.000 yıllık ortak geçmişi olan insanların birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlayamayarak ülkenin maddi manevi kayıplara uğramasına göz yummakla olur…
Enflasyonu ve faizi düşürerek lobilere aktarılan kaynağı, ülkeye ve millete hizmet için yatırıma dönüştürmek vatana hizmet etmektir…”
Bu konuşma yapıldığı sırada Türkiye’de dolar 2.51, avro ise 2.82 TL’dir… Aradan dokuz yıl geçti, dolar 33.1, avro 35.9 TL. Oldu… Enflasyon ise 2015 de yıllık ÜFE de, 5.7 TÜFE de % 8.8’di… Şimdi ise, ENAG’a göre haziran ayı enflasyon oranı %4, yıllık ise %113 olduğu açıklandı… TÜİK’e göreyse haziran ayı%3,8 ve yıllık 71.6 oldu…
Hangisine inanalım? Ve vatana ihanetin adını nasıl koyalım?