Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığına değinen Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan "Anayasaların temel işlevi kamu gücünün tek elde toplanmasını önlemek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak suretiyle temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaktır" dedi.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda Anayasa Mahkemesi yeni üyesi Muhterem İnce için yemin töreni düzenlendi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törende konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, şunları söyledi:
Anayasa’nın dokuzuncu maddesine göre yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. Mahkemelere ve hakimlere ait olan bu yargı yetkisi başka herhangi bir kişiye ve organa devredilemez.
HAKİMLERE TANINAN BİR AYRICALIK DEĞİLDİR
Anayasa Mahkemesi kararlarında da vurgulandığı üzere yargı bağımsızlığı hakimlere tanınan bir ayrıcalık değildir. Anayasa’yla sağlanan bu teminatın amacı adaletin dolaylı dolaysız her türlü etki, baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak şekilde dağıtılacağı yönündeki güven ve inancı yerleştirmektir.
EN BÜYÜK FELAKETLERDEN BİRİ
Gerçekten de yargıya yönelik güven ve inancın sarsılması bir demokratik hukuk devletinin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir. Bu nedenle hukukun üstünlüğü anlayışı yargının bağımsızlığını halel getirecek, tarafsızlığı konusunda toplumu şüpheye düşürecek, her türlü tavır ve davranıştan kaçınmayı gerektirmektedir.
KAMU GÜCÜNÜN TEK ELDEN TOPLANMASINI ÖNLEMEK
Diğer yandan yargı bağımsızlığı anayasal kimliği oluşturan ilkelerin başında gelen kuvvetler ayrılığının da bir gereğidir. Yargı ve yargıcın bağımsız olmadığı yerde kuvvetler ayrılığından, kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde de temel hak ve özgürlükleri koruyan bir anayasanın varlığından söz etmek oldukça zordur. Zira anayasaların temel işlevi kamu gücünün tek elde toplanmasını önlemek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak suretiyle temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaktır.
Ünlü düşünür Spinoza yaklaşık 300 yıl önce kaleme aldığı teolojik politik incelemede devletlerin nihai amacının, güvenliği sağlamak suretiyle kişileri korkudan azade kılmak ve özgürlüğü korumak olduğunu belirtmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanım; Anayasa Mahkemesi, varlık sebebi olan Anayasa’yı ve temel hak ve özgürlükleri koruma görevini en iyi şekilde getirmenin gayreti içindedir.
O ZAMAN BAŞBAKANDINIZ
Bugünkü tören vesilesiyle, üzerinden 10 yıl geçen kendi yemin törenimi hatırladım. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunun 50. yılına denk gelmişti. Zatıaliniz o zaman başbakan olarak bu törenine katılmıştınız. Henüz bireysel başvuru başlamamış, hükümet sistemi değişmemişti.
Aradan geçen 10 yıl Anayasa Mahkemesi açısından da yeniliklerin ve türlü zorlukların yaşandığı bir dönem olmuştur. AYM’ye bir yandan bireysel başvuruları inceleme bir yandan da Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini denetleme görev ve yetkisini verilmesi anayasa yargısının alanını genişletmiş ve yeni sınamaları beraberinde getirmiştir.
DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM DAHA DA SANCILI OLDU
Bu süreçte yaşanan darbe girişimi ve Covid-19 salgını gibi olağanüstü durumlar anayasa yargısı alanındaki değişimi ve dönüşümü daha da sancılı bir boyuta taşımıştır. Tüm bu sebeplerle bu dönemi Türk anayasa yargısının en uzun 10 yılı olarak nitelemek sanırım yanlış olmaz