İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olunduğu ve haksız kazanç sağlandığı "yenidoğan çetesi" skandalına ilişkin davanın 2. duruşması saat 10.45'te başladı.
Buün görülecek duruşmada sanık avukatlarının beyanları alınıyor. Dosyayı incelemediği gerekçesiyle duruşmanın ertelenmesini talep eden Fırat Sarı'nın avukatı ile mahkeme heyeti arasında tartışma çıktı. Avukat dışarı çıkartıldı. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma 18 Şubat'a ertelendi.
İstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması sürüyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan ve dün başlayan davanın ikinci duruşmasının bugünkü bölümüne, suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar katıldı.
Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın yapıldığı salonda, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
ERTELEME TALEBİ TARTIŞMAYA YOL AÇTI
Duruşmada tutuklu sanık Fırat Sarı'nın avukatı dava dosyasını inceleyemediği için duruşmanın ertelenmesini istedi.Mahkeme heyeti başkanı, bu talebin ara kararda değerlendireceğini söyleyince tartışma yaşandı.Sanık avukatı, mahkeme düzenini bozduğu gerekçesiyle kolluk kuvvetleri tarafından dışarı çıkarıldı.
Duruşmada savunma yapan sanık doktor Rıza Keykubat’ın avukatı, "Bu davaya baktığımda ben bir kumpas görüyorum. Benim müvekkilimin işe giriş tarihi bellidir. Hangi belgelere imza attığı bellidir. Dosyadaki somut belgelere bakıyorum, nöbet listeleri var. Nöbet listesinde ismi yok. Rıza Keykubat’ın tutuklandığı yetmiyormuş gibi eşini de tutukladılar. Müvekkilim örgütle suçlanıyor ama Fırat Sarı’yı tanımıyor. Keykubat, üzerine atılı suçu işlememiştir. Tahliyesini talep ediyorum" dedi.
"TAPE KAYITLARI KANUNA AYKIRI ŞEKİLDE ELDE EDİLMİŞ"
Sümeyye Nur Taşçı’nın avukatı ise, "Dosyada delil olarak gösterilen tape kayıtlarının nasıl alındığı bilinmiyor. Ses kayıtları ve tape kayıtları kanuna aykırı şekilde elde edilmiştir. Yok edilmesini talep ediyorum" şeklinde savunma yaptı.
"BUNLARIN HESABINI VEREMEZSİNİZ"
Sanık Fırat Sarı ise, şu savunmayı yaptı:
"Bana göre bu iddianamenin kabul edilmemesi lazımdı. Otopsiler yapılsaydı, bebek katili olmayacaktık. Hiç bir adli işlem, biz istememize rağmen yapılmadı. 10 hastaneyi kapattınız, yok ettiniz, iddianame hazırladınız. Bunların hesabını veremezsiniz. Hakkımızda iddianamede yanlış algılar var. Buradaki 10 hastaneler dışında çalıştığımız hastaneler de vardı. O hastanelerin hiçbiri hakkında işlem yapılmadı, iddianame yanlış kuruldu. Yanlış katlarla bina inşa edemezsiniz. Hakkımızda bu iddianamedeki yanlışlardan dolayı bir algı var. Bu iş böyle nasıl çözülecek bilemiyorum."
Duruşmaya sanık Fırat Sarı’nın savunmasının ardından 15.30’a kadar ara verildi.
DURUŞMA 18 ŞUBAT'A ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının "reddihakim" talebinin değerlendirilmesi için dosyanın Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi.
Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren heyet duruşmayı 18 Şubat'a erteledi.Öte yandan, dün sanık avukatları tarafından duruşma savcısının dosyaya el çektirilmesi talebinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca reddedildiği öğrenildi.
NE OLMUŞTU?
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklarca hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.Esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi yerine maddi açıdan en fazla kazancın elde edilmesi olduğu iddianamede yer alıyor.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Ayrıca 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
HASTANELERE KAYYUM GÖREVLENDİRİLDİ
Soruşturma kapsamında İstanbul ve Tekirdağ Çorlu'daki bazı hastanelerin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Ayrıca, Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla 13 hastane ve 3 şirkette Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak görevlendirilmişti.
"Yenidoğan çetesi"ne ilişkin başlatılan yeni soruşturma kapsamında, 11 şüpheli tutuklanmış, 3'ü hakkında adli kontrol şartı uygulanmış, 1'i ise savcılıktan serbest bırakılmıştı.Söz konusu soruşturma sürüyor.
TUTUKSUZ 4 SANIK TUTUKLANDI
Mahkeme heyetinin ilk duruşmadaki kararı doğrultusunda, tutuksuz yargılanan sanıklardan TRG Hospitalist Hastanesi doktorlarından Mehmet Gürül, TRG Hospitalist Hastanesi İdari Müdürü Murat Mantuş, doktor Şeyhmus Çelik ve Esenler Güney Hastanesinin mesul müdürü doktor Ali Dirik tutuklanmıştı.
Ayrıca, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca "Yenidoğan çetesi"ne ilişkin hazırlanan yeni fezlekede, şüpheliler Hilda Keykubad, Dursun Eryılmaz, Seher Çuhadar ve Şeyhmus Çelik hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10'ar yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Şüpheli Mustafa Kemal Zengin hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek" suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Fezlekede, diğer 13 şüpheli hakkında ise farklı suçlardan değişen oranlarda hapis cezası isteniyor.
SAVCIYA İLİŞKİN ASILSIZ PAYLAŞIMLARA DAVA
Öte yandan "yenidoğan çetesi"ne ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanırken haklarında soruşturma devam ediyor.
"Yenidoğan çetesini çökerten savcıya el çektirildiği" yönündeki asılsız paylaşımlar üzerine yürütülen soruşturma kapsamında da 5 kişi hakkında da dava açılmıştı.