Kalbinin durması nedeniyle hayatını kaybeden Türk sinemasının efsane ismi Cüneyt Arkın, son yolculuğuna uğurlandı.
Arkın'ın Türk Bayrağına sarılı cenazesi sabah saatlerinde Zincirlikuyu Gasilhanesi'nden alınarak tören yapılacak olan Atatürk Kültür Merkezi'ne götürüldü. Burada yapılan törenin ardından Teşvikiye Camii'nde kılanan cenaze namazı sonrası usta oyuncu, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
“BEDENİMDEN BİR PARÇA KOPMUŞ GİBİ HİSSEDİYORUM”
AKM’deki törende konuşan ünlü aktör Ediz Hun, “Dünyada birçok aktör çok başarılıydı, çok önemli filmler yaptı, müthiş filmlerdi ama Cüneyt’teki kabiliyet, önsezi ve kabiliyet onlarda yoktu. Ben adeta bedenimden bir parça kopmuş gibi hissediyorum.
Olağanüstü bir insandı, emsalsizdi. Tarihin yapraklarında Cüneyt Arkın ismi altın harflerle yazılacaktır Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.
"HALK KAHRAMANIYDI..."
Çocukluk arkadaşı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “Bugün hepimiz büyük bir acı içerisindeyiz. Gençlik yıllarımızın, üniversite çağına kadarki yıllarımızı bir arada geçirdiğimiz günler film şeridi gibi geçiyor. Doktorluktan vazgeçerek sinema dünyasına girmiş bir arkadaşımdı. Cüneyt, bir halk kahramanıydı” diye konuştu.
"CÜNEYT ARKIN'I HİÇ UNUTMAYACAĞIZ..."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Cüneyt Arkın, sinemayla özdeşleşmiş en önemli sanatçılardan biriydi. Bugün benimde sinemayla tanışmama vesile olan Cüneyt Arkın'ı uğurluyoruz. İnsan düşününce sanki evinde varolan bir insanı kaybediyor. Yakın zamanda kendisini ziyaret edip, uzun uzun sohbet etme şansına eriştim. Cüneyt Arkın'ı hiç unutmayacağız. İsmini yaşatmak boynumuzun borcudur. İstanbul'da anısını yaşatmaya hepinizin huzurunda söz veriyorum."
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya
"Merhum Cüneyt Arkın benim de ilk gençlik yıllarımın karamanıydı. O güçsüzlerin yanındaki güçtü. O kötünün karşısındaki iyidi. Malkoçoğlu'ydu, Kara Murat'tı, Battal Gazi'ydi, Öğretmen Kemal'di, hem doktor Fahrettin Cüreklibatır, hem Cüneyt Arkın olarak yüreğimizdeki vatan ve millet sevilsini iyilik ve dürüstlüğün beyaz perdedeki temsilcisiydi. Bakışı çok güzedi. Şahin bakışlı diyoruz biz ona daha çok. 58 yıl önce Gurbet Kuşları'yla adım attığı sinemadan ebediyete uçtu. Kaleme aldığı kitabında 'benim kahramanım Türk halkı' diyordu. Şimdi milyonlar onu gözyaşlarıyla uğurluyor. Konya'dan babamı aradım. 'Başta ailesi olmak üzere bütün sevenlerine, sinemadaki bütün dostlarına başsağlığımı iletirsen mutlu olurum' dedi. Babamın beni ilk sinemaya götürdüğü günü hatırlıyorum. O zaman aileler yaz kış sinemaya gider, filmleri izler, onun izlerini günlerce anlatırlardı. Düşünün bir kere babamın kahramanı, benim kahramanım, evlatımın da kahramanı... 3 kuşağın kahramanı oldu. Kolay değil bu izi bırakabilmek. Gönüllerde bu algıyı oluşturabilmek. Gönülden dua ediyoruz. Rabbim onu rahmetiyle kuşatsın. Mekanı cennet olsun. Kıymeytli ailesinin sevenlerinin milletimizin başı sağolsun. Cüneyt Arkın'ın manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum."
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy
"Türk sinema tarihinin maalesef bir devri kapanıyor. Kimliğinde, karakterinde sanatçı sıfatını taşıyan Cüneyt Arkın’ı ebediyete uğurluyoruz. Yüce rabbim mekanını cennet eylesin. Sanat camiamızın başı sağolsun. Yüreğimize bir burukluk, bir acı çöktü. Cüneyt Arkın daima hatırlanacak, bıraktığı izler asla silinmeyecektir. Yol göstermeye, hafızamızı tazelemeye devam edecektir. Bugün onu uğurlarken dilimizde sadece şükran duyuyor olmamız her şeyi anlatıyor zaten. Atlas Sineması’nda bir köşeyi Cüneyt Arkın için ayıracağız ailesiyle görüşüp en iyi şekilde yaşatacağız."
Murat Arkın (Oğlu)
"Bizim ailemiz güzel bir aile hem de çok güzel bir aile… Ama bugün sizlerin sayesinde şunu anladım bizim ailemiz sandığımızdan daha büyükmüş… Bugünü organize eden, emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Babam övülmeyi çok seven bir insan değildi. Bu tören ailesi için sizler için… Onu seven sayan milyonlar için. O hayatında hep ‘milletim’ dedi, ‘halkım’ dedi, ‘vatanım’ dedi ve şimdi cennete gitti biliyorum. Gerçekten böyle adamlar cenneti bile vatan yapacak adamlar. Benim için gerçekten konuşmak çok güç. Baktığım her yerde o var . Her şeyi ondan öğrendik, attığım adımda, baktığım her yerde o var. Başım belaya girdiğin de yine o var. Bana "oğlum bela üzerine gelirse kaç bir adım geri at, bu senin korkak olduğunu göstermez. Baktın gelmeye devam ediyor, bir adım daha geri at. Baktın adım atacak yerin kalmadı, o zaman beladan daha bela ol" derdi. Dini, dili, ırkı, meshebi, rengi, politik görüşü ne olursa olsun tüm insanlarımızı birleştirici bir unsur oldu Cüneyt Arkın; ne mutlu bize! Onun filmleriyle açılışı yaptık ben de onun filmlerinden bir replikle bitirmek istiyorum sözümü. Bugün çok ağlayan insan gördüm, zaman zaman hıçkıra hıçkıra, zaman zaman da çekindiği için yüreğinden ağlayanları gördüm... 'Ağlamayın bre! Böyle insanlara ağlamak değil, destan yaraşır."
Kaan Polat Cüreklibatır (Oğlu)
"Ailemiz çok güzel bir aile birbirini seven sayan ve kollayan bir aile… Büyüdük, evlendik, çocuklarımız oldu. Temelimiz bizi eğiten, bize öğretmen olan babamız… Aslında onunki ölüm değil. Ölümle gelen ölümsüzlük. Hayatı çok zor yaşamış ama dolu dolu yaşamış… Anneme hep şöyle derdi ‘Betül sen dünyaya yetecek kocaman bir merhametsin', Murat’a 'santranç oynarken beni yine yendin oğlum' derdi. Bana gelince ‘ne güzel gözlerin var, dünyaya mavi mavi gülümsüyorsun’ derdi. Küçüktüm bir röportajında 'çocuklarınızı nasıl yetiştiriyorsunuz' diye sormuşlardı. Şu cevabı verdi: Ben çocuklarımın mutlu olmasını, gülmesini ve iyi insan olmasını istiyorum. Çocuktum anlayamamıştım, iyi insan nedir? nasıl olunur? diye. Filmlerini izleye izleye iyi insan olmayı öğrendim. Mütevaziliği, iyilerin hep kazandığını, kötülerin kaybettiğini öğrendim. Son kitabının yazılarını bana yazdırmıştı, bütün bedeninin ruhunun bana geçtiğine inanıyorum. Bir makalede şöyle diyordu 'hayatı yaşamak cesaret ister'. Yaşam cesaretinin ta kendisiydi o… Bize düşen de onun eserlerini yaşatmak, ben onun önünde sevgi ve saygıyla eğiliyorum. Bana öğrettikleri için teşekkür ediyorum."
CENAZE TEŞVİKİYE CAMİİ'NE GETİRİLDİ
Cüneyt Arkın'ın cenazesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenin ardından son yolcuğuna uğurlanmak üzere Teşvikiye Camii'ne getirildi.
Buradaki törene ise Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya , Arkın'ın hayat arkadaşı Betül Cüreklibatır, oğulları Murat Arkın, Kaan Cüreklibatır, sanatçılar Türkan Şoray, Mahmut Cevher, Nuri Alço, Burak Özçivit, Kerem Alışık, Tamer Yiğit, Serdar Gökhan ve usta oyuncunun yüzlerce hayranı katıldı.
GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Türkan Şoray da çok sayıda filmde beraber rol aldığı Cüneyt Arkın'ı son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Arkın'ın tabutuna kapanan Şoray, gözyaşlarına boğuldu.
"İÇİMİZDEN BİR PARÇA KOPTU"
Kerem Alışık, "Çok önemli büyük bir sanatçıydı. Hakikaten filmimiz koptu diyebilirim. Sokaklarda adı koşturduğumuz çocukluğumuz, içimizden bir parça koptu. Sıcak ekmek kokuları bıraktı, gitti. Başımız sağ olsun milletçe. Mekanı cennet olsun" dedi.
"BENİM İÇİN ONUN YERİ ÇOK AYRI"
Törene katılan Burak Özçivit, "Hepimiz için çok önemli biriydi. Son görevimizi yapmaya geldik. Benim için onun yeri çok ayrı. En son 'Kuruluş Osman' da birlikte rol aldık. En zor süreçte bizim yanımızdaydı. Pandemi sürecinde o yaşta, o enerjisiyle kalktı ve geldi. Ekibi motive etti. Başımız sağ olsun." diye konuştu.
"YERİ DOLDURULAMAYACAK BİR İNSANDI"
Nuri Alço da, "Cüneyt abi Türk sineması deyince ilk akla gelecek isimlerden biri... Türk sineması onun sayesinde var. 3 nesil Cüneyt Arkın'ı tanır. Sinemayı sevdiren yegane insandır. Onu erken kaybettik. Yeri doldurulamayacak bir insandı. Kendi emekleriyle bir yere gelen bir insandı. Kendi mesleğini bıraktı. Türk sineması varsa onun sayesinde var. Sinemayı gençlere çocuklara sevdiren tek insandı." ifadelerini kullandı.
Usta oyuncu Cüneyt Arkın'ın çok sayıda hayranının katıldığı törende oluşan yoğunluk havadan görüntülendi.
VASİYETİ
Atlara olan düşkünlüğü bilinen Cüneyt Arkın, katıldığı bir programda vasiyetini açıklamıştı. Usta sanatçı, "Atım Hasretim'in yanına gömülmek istemiştim. Ama sonra çok yanlış anlaşılır diye korktum. Beni 'Anne babamın yanına gömün' dedim" şeklinde konuşmuştu.
"BETÜL'DEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM"
Usta oyuncu, yalnızca röportajlarında değil, sosyal medya paylaşımlarında da eşine olan aşkını sık sık dile getiriyordu. Arkın, 2020 yılında Instagram hesabından paylaştığı bir fotoğrafta, "Ölümden korkmuyorum. Sadece Betül'den evvel ölmek isterim. Allah göstermesin onun yokluğunu, yalnız kalmak istemem. Bir günlüğüne bir yere gittiğinde bile onu çok özlüyorum. Onsuz bir günü bile düşünemiyorum ya!" demişti. Hatta Cüneyt Arkın, "Hiçbir şeyden korkmadığım kadar eşimi kaybetmekten korkuyorum. Karımı, canımı, bebeğimi, Betül’ümü kaybettiğim an ben de yok olurum..." ifadelerini kullanmıştı.
Ocak ayında birçok filmde beraber rol aldığı yakın arkadaşı Fatma Girik'in ölüm haberiyle sarsılan Cüneyt Arkın'ın, Girik'in ardından söylediği sözler akıllara geldi.
"BEKLE BENİ, GELİYORUM"
Arkın, "Bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden... Yüreğim yanıyor... Gözümün önünde mavi, yiğit bakışları... Öyle zarif bir kadındı ki... İnanamıyorum, bir dönem bitti. Nasıl dayanırım ben bu acıya... Ne kadar alçakgönüllü, dosttun. Nur içinde yat. O anlatılmaz, o hepimizin yüreğinde... Türk insanın yüreğidir o. Baştan aşağı Anadolu’dur o. Anadolu anasıdır o. Fatma’m, bekle beni orada. Geliyorum..." ifadeleriyle, acısını dile getirmişti.
SİNEMAYA ADANMIŞ BİR HAYAT
Yeşilçam'a damga vuran Cüneyt Arkın, oyunculuk yaşamında 294 filmde başrol aldı. Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır olan sanatçı, Hacı Yakup ile Halise Cüreklibatır çiftinin çocuğu olarak, 8 Eylül 1937'de Eskişehir'in Karaçay köyünde dünyaya geldi.
İLK MESLEĞİ DOKTORLUK
Sanatçı, sırasıyla Eskişehir Necatibey İlkokulu, Eskişehir Ortaokulu ve Eskişehir Atatürk Lisesini bitirdi. Ardından İstanbul'a gelen sanatçı, 1962'de İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Üniversitede okuduğu yıllarda, çeşitli dergilerde şiir ve hikaye denemeleri yayınlandı. Askerliğini Eskişehir'de yedek subay olarak yapan Arkın, vatani görevinin ardından bir dönem Adana ve civarında doktorluk yaptı.
1963 yılında "Artist" dergisinin düzenlediği sinema artisti yarışmasına girdi ve birincilik aldı. Kariyerindeki dönüm noktası 1963'te askerliğini yaparken 1. Hava Jet Üssü'nde yönetmen Halit Refiğ ile tanışması oldu.
İLK FİLM 'GURBET KUŞLARI'
Askerlik bitince, 1964'te Halit Refiğ'in "Gurbet kuşları" filmiyle sinemaya adım attı. 1964 yılında oynadığı "Gurbet Kuşları" filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın'ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ'in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi. Bu dönemde İstanbul'a gelen Medrano Sirki'nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini "Malkoçoğlu" ve "Battalgazi" serilerinde beyaz perdeye aktararak Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi. Özellikle Maden (1978) ve Vatandaş Rıza (1979) filmleri, Cüneyt Arkın'ın kariyerinde özel bir yer kaplar.
Yönetmenliğini Çetin İnanç'ın yaptığı 1982 tarihli "Dünyayı Kurtaran Adam" zamanla bir kült film hâline geldi. 1980'li yıllarda "Ölüm Savaşçısı", "Kavga", "Sürgündeki Adam" ve "İki Başlı Dev" gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990'lı yıllarda da polisiye dizilere yöneldi.
Cüneyt Arkın, binicilik ve karatede uzman sporcu unvanına da sahiptir. Oyunculuğun yanı sıra televizyon izlenceleri sunmuş ve kısa bir süre gazetelerde sağlıkla ilgili köşe yazarlığı da yapmıştır.
Arkın, 1976'da "Mağlup Edilemeyenler" filmiyle 13. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu" ödülü, 36. Antalya Altın Portakal Festivali ve 18. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü", 2013'te ise Kültür ve Turizm Bakanlığı "Kültür ve Sanat Büyük Ödülü"ne layık görüldü.
EN İYİ ERKEK OYUNCU ÖDÜLÜNÜ REDDETTİ
"4. Altın Koza Film Festivali" jürisi, 1972'de "Baba" filmindeki rolüyle Yılmaz Güney'i "En iyi erkek oyuncu" seçti. Ancak jüri, siyasi baskılar sonucu, "Yaralı Kurt" filmindeki performansıyla ikinci olan Arkın'ı "En iyi erkek oyuncu" olarak belirledi. Jürinin kararına tepki gösteren Arkın, ödülü reddetti.
Cüneyt Arkın ilk evliliğini 1964 yılında kendisi gibi doktor olan sınıf arkadaşı Güler Mocan ile yaptı. 1966 yılında kızları Filiz doğdu. Cüreklibatır'ın yeni gelişen sinema oyuncusu kariyeri nedeniyle evlilik uzun sürmedi.
1968 yılında Cüneyt Arkın olarak sahne adını aldı. Betül Işıl ile tanıştı. İsviçre'de bir üniversite mezunu olan Işıl, o sırada uçuş görevlisi olarak çalışıyordu. 1970'te evlendiler ve 1971'de boşandılar. Kısa süre sonra yeniden evlendiler ve bu evlilikten de Kaan ve Murat adlarında iki çocuğu oldu.
9121,78%1,00
34,51% 0,15
36,45% 0,29
2959,15% 0,83
4929,17% 0,00