Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, toplumun yargıya güven duymadığı hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanamaz olduğunu belirterek, yargı etiği ilkeleriyle insan haklarının korunması ve hukuki güvenliğin sağlanması arasında sıkı bağ olduğunu söyledi.
Antalya'da düzenlenen Fikri ve Sınai Mülkiyet Suçları Çalıştayı'na; Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Antalya Başsavcısı Halil İnal ve çok sayıda yargı mensubu katıldı.
Çalıştay'la sulh ceza hakimleri ile cumhuriyet savcılarına fikri ve sınai mülkiyet suçlarıyla bu suçlara ilişkin koruma tedbirleri hakkında eğitim verilmesi amaçlanıyor. Çalıştay'ın açılışında konuşan Yargıtay Başkanı Cirit, bugün toplumların gelişmişlik düzeylerinin, ekonomik ve siyasi bakımdan elde edilen başarılardan çok insan haklarına duydukları saygıyla ölçüldüğünü söyledi.
İnsan hakları alanının sürekli değişen ve gelişen niteliğe sahip olduğunu belirten Cirit, 'Bu bakış açısıyla sorun ele alındığında, insan hakları alanında sıfır ihlal olması, gerçekleştirilecek bir amaç değil sürekli ve yoğun çabayla ulaşılmak istenilen bir ideal olarak nitelendirilebilir' diye konuştu.
Yargıtay'da 2015 yılında İnsan Hakları Komisyonu kurduklarını, ceza ve hukuk alanında çok sayıda çalışma yaptıklarını, mülkiyet ve fikri mülkiyet gibi özel hukuk alanlarına ilişkin konularda çok önemli paneller düzenlediklerini kaydeden Cirit, fikri mülkiyet haklarının, hukukun diğer alanlarından farklı, kendine özgü niteliklere sahip olduğunu kaydetti. Fikri mülkiyetin özellikleri dikkate alınmaksızın klasik hukuk bilgisiyle bu alana ilişkin problemlere çözüm üretilemeyeceğini belirten Cirit, şunları söyledi:
'Dolayısıyla konuyla ilişkin profesyonellerin kendilerini sürekli geliştirmeleri ve yenilemeleri gerekir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, önceleri ağırlıklı olarak ifade özgürlüğü, işkence yasağı gibi daha çok ceza hukuku alanında içtihatlar üretirken, son zamanlarda özel hukuk kişileri arasındaki uyuşmazlıklarla ilgili olarak da çok sayıda karar üretilmektedir. Hepimizin bu değişimin farkında olması gerekir. Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları hukuki anlam, terim ve tanıtımlardan farklı şekilde yorumlanmasına olanak tanıyan 'otonom kavramlar doktrinini' esas alan yorumlarını ve açılımlarını da bu konuda çalışkan hukukçular iyi takip etmelidir. Mahkeme, çeşitli kararlarında mülkiyet hakkını iç hukuki anlam ve içeriğinden farklı bir şekilde değerlendirmektedir. Daha açık anlatımla, mülkiyet hakkı otonom bir kavram olarak kabul edilmektedir.'
İnsan varlığının en somut ifadesinin, düşünce ve sanat eserleri olduğunu vurgulayan Cirit, 'Uygarlıkların değeri, miras bıraktıkları bilim, sanat ve kültür eserleriyle ölçülür. Bu nedenle gelecek nesillere iyi bir uygarlık mirası bırakmak istiyorsak yaratıcı düşünceyi ve sanat eserleri üretmeyi teşvik etmeliyiz.
Yasanın ve cezaların yetersiz olması veya uygulamadaki başarısızlıklar nedeniyle 'korsan cenneti' olan bir ortamda, yaratıcı düşünce ve sanat eserleri arzulandığı ölçüde gelişemez. Kişisel bir hak olarak görülen fikir ve sanat eserlerinin kamu gücüyle korunmasının nedeni insanlığın gelişimine ilişkin kamusal yarardır. Çağdaş toplumlardan fikir ve sanat eserleri, kişilerin hakkı olduğu kadar aynı zamanda insanların ortak değerleri arasında kabul edilmektedir' dedi.
Adalet, yargı ve işleyişinin, ülke ekonomisini doğrudan etkilediğini söyleyen İsmail Rüştü Cirit, iyi işleyen etkin adalet sisteminin ekonomide öngörülebilirliğin artırılması ve yatırım ortamlarının daha uygun hale getirilmesinin çok önemi olduğunu vurguladı. Adalet sisteminin, ülke ekonomisi dahil tüm toplumu doğrudan ilgilendirdiğini anlatan Cirit, 'Bu nedenle yargı sistemine ilişkin sorunlar, toplumun her kesiminin meşru ilgi alanı içindedir.
Tüm adalet aktörlerinin ve karar vericilerin bu gerçeğin farkında olması gerektiğini düşünüyorum. Adli kalitenin yükseltilmesi için etik, şeffaflık ve topluma karşı hesap verebilirlik kavramları üzerinde daha çok çalışmamız gerekmektedir' diye konuştu.Toplumun yargıya güven duymadığı hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanamaz olduğunu vurgulayan Yargıtay Başkanı Cirit, yargı etiği ilkeleriyle insan haklarının korunması ve hukuki güvenliğin sağlanması arasında sıkı bağ olduğunu söyledi.
2017 yılında Yargıtay'da Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi ölçülerine göre dünyanın en yüksek standartlarına sahip yargı etiği sisteminin kurulduğunu anlatan Cirit, 'Bu sistem, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi ile Bangalor Yargı Eğiti İlkeleri'ne dayalıdır' dedi.