Türkiye İşçi Partisi (TİP), Yargıtay tarafından Gezi Davası'nda aldığı hapis cezası onanan Hatay Milletvekili Can Atalay için başlattığı "Özgürlük Yürüyüşü"nü sürdürüyor. Yürüyüşün beşinci gününde Hatay'ın İskenderun ilçesinden yola çıkan TİP Genel Başkanı Erkan Baş’a Hatay Tabip Odası ve Eğitim Sen Hatay Şubesi eşlik ediyor. Eğitim Sen Hatay Şube temsilcisi, “Çocuklarımıza her gün bir öğün ücretsiz sıcak yemek istiyoruz. Bu kampanyamızı hala devam ettiriyoruz. Geçen haftalarda Milli Eğitim Bakanımız ’24 Kasım’da öğretmenlere önlük vereceğiz’ diye açıklama yaptı. Öğretmenlere önlük vermek yerine Milli Eğitim Bakanı’ndan talebimiz öğrencilere bir öğün sıcak yemek verilmesidir” dedi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Davası kapsamında hapis cezasına mahkum edilen Can Atalay, Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Mine Özerden'in mahkumiyetlerini onadı. TİP, Milletvekili Can Atalay’ın da bulunduğu Gezi tutuklularının tahliye edilmemesine karşı Hatay'dan Ankara'ya yürüyüş başlattı. Yürüyüşün beşinci gününün rotası İskenderun, Sarıseki, Payaz, Dörtyol olarak planlandı.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın yürüyüşüne bugün Hatay Tabip Odası ve Eğitim Sen Hatay Şubesi eşlik ediyor.
Yürüyüşe katılan Eğitim Sen Hatay Şubesi’nden bir temsilci şöyle konuştu:
“EĞİTİM EMEKÇİLERİ ŞU ANDA ALDIKLARI MAAŞLARLA KİRALARINI KARŞILAMAKTA ZORLANIYORLAR”
“Bugün 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü. Tüm eğitim emekçilerinin Dünya 5 Ekim Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Yaşadığımız deprem sonrasında pek çok insan kaybettik. Kaybettiğimiz insanların bir kısmı da eğitim emekçisiydi. 5 Ekim, 1994 yılından beri bütün dünyada ‘Dünya Öğretmenler Günü’ olarak kutlanıyor. 100’den fazla ülkede eğitim sendikaları 5 Ekim’i öğretmenler günü olarak kutluyor. Eğitim emekçilerinin akademik, demokratik, ekonomik özlük sorunlarını görünür hale getirmek için pek çok etkinlik ve açıklamalarla bugünü geçireceğiz. Bizim de eğitim emekçileri olarak sorunlarımız belli. Eğitim emekçilerinin ekonomik sorunları gündemde. Eğitim emekçileri şu anda aldıkları maaşlarla kiralarını karşılamakta zorlanıyorlar. Eğitim emekçileri, bugün geçim derdini düşünmekten eğitime, bilime zaman ayıramamaktalar.
“ÖĞRETMENLERE ÖNLÜK VERMEK YERİNE MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NDAN TALEBİMİZ ÖĞRENCİLERE BİR ÖĞÜN SICAK YEMEK VERİLMESİDİR”
Eğitim emekçilerinin en büyük sorunlarından birisi de barınma sorunu. Bölgemizde deprem sonrası barınma, çok büyük bir sorun haline geldi. Ya barınma sorunu yaşıyoruz ya da çok yüksek kiralarla karşı karşıyayız. İkinci bir konu, öğrencilerimizin yaşadığı sorunlar. Özellikle konteynerlerde, çadırlarda yaşayan öğrencilerimizin sorunları var. Öğrencilerimizin beslenme, temizlik, gıda sorunları var. Geçen haftalarda başlattığımız bir kampanya vardı. Geçen yıldan beri Meclis’te de dillendiriliyor. Çocuklarımıza her gün bir öğün ücretsiz sıcak yemek istiyoruz. Bu kampanyamızı hala devam ettiriyoruz. Geçen haftalarda Milli Eğitim Bakanımız ‘24 Kasım’da öğretmenlere önlük vereceğiz’ diye açıklama yaptı. Öğretmenlere önlük vermek yerine Milli Eğitim Bakanı’ndan talebimiz öğrencilere bir öğün sıcak yemek verilmesidir.”
Hatay Tabip Odası temsilcisi ise şunları söyledi:
“HATAY NORMALE DÖNENE KADAR SAĞLIK EMEKÇİLERİ SAYISI DEPREMDEN ÖNCEKİ SAYININ İKİ KATINA ÇIKARILMALI”
“Hatay Tabip Odası olarak Hatay’da yaşanan sorunları depremden bu yana sürekli dile getiriyoruz. 6 Şubat depreminde en çok etkilenen illerin başında Hatay geliyor. En fazla doktor, sağlık emekçisi vefat eden ne yazık ki Hatay’da olmuştur. Hatay Tabip Odası sürekli sorunları dile getiriyor. Şimdi kısaca çözüm önerilerimizi sunmak istiyorum. En başta sağlık emekçilerinin barınma ihtiyaçları giderilmeli, çalışma koşulları düzeltilmelidir. Bu sorunlar çözülene kadar esnek mesainin devam ettirilmesi gerekiyor. Hatay’ın sağlık emekçileri için cazip hale gelmesini sağlayacak teşvikler uygulanmalı. Örneğin, devlet hizmet kadrosu olarak gelen hekimlerin görev sürelerinin 600 günden 300 güne düşürülmesini istiyoruz. Hastanede çalışan hekim ve diğer sağlık çalışanlarının ek ödemeleri tavandan yapılmalı, performans uygulamasından vazgeçilmelidir. Yıkılan ve yağmalanan Aile Sağlığı Merkezleri, devlet eliyle tekrar yapılmalı, yağmalanan malzemeleri karşılanmalı. Hatay’ın normale dönene kadar çalışana her yıl için en az 3 ay yıpranma payı verilmeli. Hatay normale dönene kadar sağlık emekçileri sayısı depremden önceki sayının iki katına çıkarılmalı. Hatay’da bir an önce ikinci basamak hizmetlerinin tam ve eksiksiz bir biçimde sunulması için başta ameliyatların yapılması olmak üzere hastanelerin ekip ve ekipmanlarıyla yapılandırılması sağlanmalı. Acil bir şekilde pet görüntüleme merkezi kurulmalı.
“ÇADIRLARIN ACİLEN, KONTEYNERLERİN DE EN KISA ZAMANDA KALDIRILIP PREFABRİK EVLERE YERLEŞTİRİLMESİ SAĞLANMALI”
Her mahalleye psikososyal üniteler açılmalı, psikolog ve psikiyatristlerin sayısı arttırılmalı. Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri yaygınlaştırılmalı. Hastalık raporları en az 2024 yılı sonuna kadar uzatılmalı ve hastaların ilaçlarını direkt eczaneden almaları sağlanmalı. Halk sağlığı açısından hayati değer taşıyan koruyucu hekimlik önlemleri ivedilikle sağlanmalı. Örneğin; ilçe sağlık müdürlükleri, hastaneler ve bazı mahallelerde aşılama istasyonları kurularak eksik aşılı çocukların aşıları tamamlanmalı. Çocuklarda ve gençlerde malnütrisyon yani beslenme eksikliği dediğimiz bu durum, okullarda besin değeri yüksek öğünler ücretsiz verilmeli. Okul öncesi çocukların ve bebeklerin takiplerinin yapılıp ona göre beslenme programının düzenlenmesini istiyoruz. KETEM’ler aktif hale getirilerek kanser taramalarına bir an önce başlanmalı. Enkazlar kaldırılırken kanunlara uymalı ve tozun çıkması önlenmeli. Halkın temiz suya erişiminin kolaylaştırılması sağlanmalı. Çadırların acilen, konteynerlerin de en kısa zamanda kaldırılıp prefabrik evlere yerleştirilmesi sağlanmalı. Aile Sağlığı Merkezleri ve hastanelere ulaşım kolaylaştırılmalı. Şehir içi toplu taşıma araçlarının güzergahları konteynerkent ve mahallelerden, hastaneleri içine kapsayacak şekilde düzenlenmesi sağlanmalı. Hastane sevklerinin hızlı bir biçimde yapılabilmesi için ambulansların geçerken çok zaman harcadığı Belen Geçidi yerine Antakya’nın tünellerle İskenderun otoyoluna bağlanmalı sağlanmalıdır.”