SÜLEYMAN SOYLU'DAN YENİ SÜREÇ AÇIKLAMASI

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendisine yönelik eleştirilere yanıt verdi, hizmetini tamamladığını ve son dönemi olduğunu belirtti, “Yalnızca fikrime danışılırsa katkıda bulunurum” dedi.

GÜNDEM 5.12.2024 11:21:00 0
SÜLEYMAN SOYLU

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, siyasette yaşanan yeni süreç tartışmaları hakkında Erdoğan'ın mutabakatının açık olduğunu belirterek "Şu anda bizim beklememiz gereken şey bu öneriye karşı terör örgütünün kendisini lağvetmesidir. Bu kadar basit. Ha içeride siyaset yapacaksınız, buyurun yapın. PKK’dan bağımsız bir siyaset yapın. Devlet Bey, çerçeveyi çizdi" dedi.

Eski İçişleri Bakanı, 28. Dönem AKP İstanbul Milletvekili ve TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı Süleyman Soylu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrıya ilişkin "Şu anda bizim beklememiz gereken şey bu öneriye karşı terör örgütünün kendisini lağvetmesidir. Bu kadar basit" dedi.
Soylu, Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de partisinin grup toplantısında yaptığı Abdullah Öcalan çağrısından kayyım atamalarına,  bakanlığı döneminde uyuşturucu baronlarının ve uluslararası mafya mensuplarının Türkiye’den vatandaşlık aldığı iddialarından, siyasette yalnız bırakıldığı söylentilerine, ve siyasetteki hedeflerinden ahmak davasına kadar bir çok konuda Gazete Duvar'dan Can Bursalı'nın sorularını yanıtladı.

"Devletime ve milletime hizmetimi yaptım. Bu son dönemim" diyen Soylu, siyasette ‘fikrine danışılması’ haricinde yer almayacağını belirtti.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin attığı adımlar, Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyı değerlendiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin başında çok tecrübeli bir lider var. Çeyrek asırdır Türkiye’yi idare ediyor. Cumhur İttifakı'nda birlikte yol yürüdüğü yine tecrübeli bir lider var, Devlet Bahçeli. Şimdi bu iki lider hem tecrübeleri buna göre hangi adımlar atılması lazım geldiğinin bilgisine sahip olan, tecrübelerinin zirvesinde liderler. Bir soru daha sormak lazım. Geleceğe bir hazırlık mı yapmak lazım, günü mü idare etmek lazım? Bu iki lider günü idare eder. Hiçbir risk almadan günü yönetirler. Türkiye bugünü yönetebilecek güce ve potansiyele sahip. Siyasi olarak da yönetebilirler, ekonomik olarak da yönetebilirler, idare olarak da yönetebilirler. Ama bu bize yeter mi? Bu liderlerin istediği bu mu? Günü mü idare etmek istiyorlar yoksa gelecek nesillere geçmişte yaşadığımız travmalardan sıyrılmış, daha güçlü bir Türkiye mı bırakmak istiyorlar? Bence iki lider de ikincisini tercih etti. 

İki lider, Türkiye'yi terörden arındırılmış bir şekilde geleceğe taşımak istiyor. Türkiye, 45 yıldır yaşadığı süreçleri bir daha yaşamasın istediler. Güneyimizde, Kuzey Suriye’de bir terör devleti kurulursa, bölgeyi 50 yıllık bir kaos süreci bekliyor. Peki bunun önüne geçilebilir mi? ABD, Batı bir çok şeyi destekliyor ama hepsini yürütemiyor. Çünkü burası bizim coğrafyamız, burayı biz biliyoruz. Amerikalılar bilmiyor. Türkiye şunu yaptı: PKK’nın dağ kadrosunu ve terörün silahlı kanadını tasfiye mesabesine indirdi.
Pençe Kilit Harekatı'yla birlikte Kuzey Irak'ın bize olan sınırları içerisindeki ZAP da dahil olmak üzere, bölgenin bazı yerlerde 30-35-40 kilometrelik hattında da temizledi. Demek ki Türkiye'nin altyapısı bunu yapmaya müsait. Türkiye bunu ispatladı ve Türkiye başka bir şeyi daha ispatladı. Dünyada terörle en iyi mücadele eden ülke olmayı da ispatladı. Türk Silahlı Kuvvetleri, bugün çok büyük bir iş başarmıştır.

Şimdi, hem yeni dünya düzeninde nasıl rol alabileceğimiz konusunda hem de Türkiye Yüzyılı konusunda bir hazırlık yapmamız gerekiyor. Bu nedenle, Terörsüz Türkiye, önümüzdeki en stratejik adımdır. 1980 darbesinden itibaren geçen süre içinde, darbeyi yapanlar ve yaptıranlar, Türkiye’ye kırmızı fiyonklu iki hediye paketi verdiler. PKK ve FETÖ…"

Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyle ilgili beklentisini açıklayan Soylu, şunlara yer verdi:

"Devlet Bey’in ne söylediğini, muhalif muvafık herkes çok iyi anlıyor. Biz terörü Türkiye sınırları içinde mağlup ettik. Sınırımızın dışında da terörü etkisiz hale getirmeye çalışıyoruz. Şimdi bunun topyekun tasfiyesine ihtiyaç var. Atılan adımlar da bunun için...

Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuşmaya yönelik mutabakatı da açık. Şu anda bizim beklememiz gereken şey bu öneriye karşı terör örgütünün kendisini lağvetmesidir. Bu kadar basit. Ha içeride siyaset yapacaksınız, buyurun yapın. PKK’dan bağımsız bir siyaset yapın. Devlet Bey, çerçeveyi çizdi. Muhatap Kandil değil, Edirne değil, Batı da değil. Muhatap İmralı. Bu önemli bir şey. Bu süreç ne demektir biliyor musunuz? Küreselleşmenin sonuna geldiğimiz bu zaman diliminde Sayın Cumhurbaşkanımız ve Devlet Bahçeli'nin Türkiye'yi büyük bir koşuya hazırlaması demektir. Bakın tekrar söylüyorum, bunu yapmayabilirlerdi. Günlük siyasi meşgaleyle ülkeyi idare edebilirlerdi. Ama bunu kesip geleceğin Türkiye'sine yepyeni bir süreç üretiyorlar şu anda. Kim bunu engellerse bedelini öder. Onun için diyorum ki Cumhurbaşkanımızın ve Devlet Bahçeli Bey'in milliyetçiliğiyle, vatanseverliğiyle kimse yarışmaya kalkmasın. Bunlar beyhude çırpınışlardır. Türkiye önümüzdeki yarım asrı ve yarım asırdan sonraki gelecek tüm asırları bambaşka bir çizgiyle götürebilme fırsatındadır. Ha terör örgütü çağrıya uymadı. Türkiye'nin yolu, yöntemi bellidir zaten. Burada kimseye teslim olunmaz. Ama arzu edilen nedir? Türkiye'nin birlik içerisinde, beraberlik içerisinde bu Türkiye Yüzyılı yürüyüşünü gerçekleştirebilecek adımları atmaktır."

İşte sorular ve Soylu'nun yanıtları:
"Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının gizli tanığı, bazı emniyet mensuplarının sizin aleyhinizde ifade vermesi için baskı yaptığını iddia etti. Ayrıca sizin bakanlık yaptığınız dönemde A takımınızda yer aldığı belirtilen isimler, görevlerinden alındı. Siz de dokunulmazlığınızın kaldırılması için başvuru yaptınız ve zırhlı araçları iade ettiniz. Kulislere yansıyan bilgilere göre, Cumhurbaşkanı’yla yaptığınız görüşmede, bu konular gündeme geldi. Cumhurbaşkanı’nın tepkisi ne oldu?

Benim dokunulmazlığımın kaldırılması isteğimin sebebini dilekçemde çok açık izah ettim. Siyasette de devlette de görevler takdirdir. Kim kimle çalışmak istiyorsa onun takdirindedir. Benim ona söyleyebilecek bir sözüm yok. Ben de aynı takdirleri kullanmış bir kişiyim yani. Bunu sorgulamadım. Ancak benim çalıştığım arkadaşlar, 15 Temmuz sonrası FETÖ, PKK, PYD, DEAŞ, DHKP-C pandemi, tarihin en büyük göçü, seller, yangınlar, depremlerde görev yaptı. İçişleri Bakanlığına geldiğimde 25 bin üst düzey polisin 9 bini kalmıştı. İçişleri Bakanlığı’na geldiğimde 600 tane emniyet amiri vardı Türkiye'de. Orta derecede hiç kimse kalmamıştı. Yeniden bir polis teşkilatı oluşturuldu. Yeniden bir jandarma teşkilatı oluşturuldu. Yeniden bir sahil güvenlik teşkilatı oluşturuldu. Mülki İdare Teşkilatı'nda çok önemli temizlemeler yaptık. Bir taraftan terörle mücadele ediyorsunuz. Bir taraftan da tüm birimlerinizi yeniden organize ediyorsunuz.
Arkadaşlarımdan Allah razı olsun. Bu devlete görevlerinin gereğini yerine getirmişlerdir. Tarihimizin en zor dönemini vatansever, milli ve çok fedakarane bir anlayışla geçirmişlerdir. Ve burada özellikle onların ailelerine de minnettarlığımı ifade edeyim. Ben sabaha karşı saatlere kadar çalışan bir adamdım. Hepsini de yordum, hepsine minnettarım.

"15 TEMMUZ’DAN SONRA TEK BİR BATILI DİPLOMATI GÜNEYDOĞU’YA SOKMADIM"

Ötekilerin tamamı yargının konusudur. Hakkımda yazılanların hepsi yargıya götürülsün istiyorum. Yargı fezlekesini hazırlasın. Bu iftiralarla mücadele etmek bizim asli görevimizdir. Ve bunlar sistematik. Kim yapıyor? Bir bağlantı kurabilir miyim? Kim bir takım arkadaşların cezaevinden çıkması için seferber oluyorsa onlardır. Bu kadar basit. Ben bunu anlamıyor muyum yani? Niye ABD iki defa bize yasak koymuş oldu? OHAL döneminde Güneydoğu Anadolu'ya bir tek Batılı diplomatı sokmadım ben  15 Temmuz'dan sonra. Bunu ilk kez söylüyorum. Bir tek Batılı diplomatı sokmadım. Çünkü karıştırıcılık hedefliyorlardı. Sokmadım. Gidemediler.

"KIRGINLIK OLARAK GÖRMEMEK LAZIM"
Bunu fiilen mi yaptınız, seyahat etmeleri sizin izninize mi tabiiydi?
Fiilen yaptım. Gidemezsiniz dedim, bitti. Ve ne kadar başarılı olduğumuz da belli sonuç itibariyle. Keşke Türkiye'de bu işleri yapabilmek söylendiği, yazıldığı, çizildiği kadar kolay olabilse. Risk alacaksınız. Karşılığı var. Maalesef var. Biz mücadele ederiz. Çekinmeyiz.
Bakanlıktan ayrıldıktan sonra yaşadığınız süreçle ilgili bir kırgınlığınız var mı?
Ben ilk kez bir görevden ayrılıyor değilim ki. Ben ilçe başkanlığından ayrıldım, aynı şeyi yaşadım. İl başkanlığından ayrıldım, aynı şeyi yaşadım. Genel başkanlıktan ayrıldım, aynı şeyi yaşadım. Genel başkan yardımcılığından ayrıldım, aynı şeyi yaşadım. Siyasetin olağan halleridir bunlar. Öyle görmek lazım. Bir kırgınlık olarak görmemek lazım.

"TÜRKİYE'NİN YEDİDE BİRİYLE FOTOĞRAF ÇEKTİRMİŞİM"
Bazı suça bulaşmış kişilerin sizinle fotoğrafları çıktı. En son İstanbul’da bir kadın polis memuruna silahlı saldırı düzenleyen zanlıyla fotoğrafınız da sosyal medyada paylaşıldı. Sizinle ilgili fotoğraf konusu oldukça sık gündeme geliyor. Keşke bu kadar fotoğraf vermeseydim dediğiniz oldu mu?

O çocuk 13 yaşında çocukken benimle fotoğraf çekilmiş. Biz siyaset yapıyoruz, özellikle cep telefonları yaygınlaştıktan sonra fotoğraf çektirmek hayatın olağan akışının bir parçası oldu. Ben çok halkın içerisinde İçişleri Bakanlığı yaptım. Çünkü ben siyasetten geliyorum. Hatırlarsınız, Karlov suikastı oldu benim İçişleri Bakanlığı günlerimde. Ben Karlov suikastının yaşandığı olay yerine koşarak gittim. Bakanlıktan oraya koşarak gittim. Ve içeri girdim, daha çatışma sürüyordu. Ben bu işlerden çekinen bir adam değilim ki. Hiç çekinmedim hayatımda. Şimdi eğer bir hukuksuzluk içerisinde olursanız çekinirsiniz.

Ben sadece İçişleri Bakanlığı fotoğraf makinesiyle 2 milyon fotoğraf çektirmişim. Bizim arkadaşlarımızın tahminlerine göre Türkiye'nin yedide biriyle fotoğraf çektirmişim. Bu kadar fotoğraf içerisinde işimi de yapmışım. Yani bana şunu söyleyemezler. Süleyman Soylu fotoğraf çektirdi, iş yapmadı. Bunların içerisinden suça bulaşmış olanlar olabilir. Benimle fotoğraf çekilmeleri onların hukuki süreçlerini engellemiş mi? Başına gelecekleri engellemiş mi? Bunun üzerinden spekülasyon üretmek elbette ki özellikle siyasetçilerin kendi ayaklarına sıkması anlamına gelir. Benim öteki dünyama katkıda bulunuyorlar. Allah razı olsun demek lazım.

"BARONLARA VATANDAŞLIK VERİLDİĞİ BÜYÜK BİR İFTİRA"

Bakanlığınız döneminde artışa geçen yabancılara çeşitli yatırımlar karşılığında vatandaşlık verilmesi konusu var. Bazı uluslararası suç örgütü liderlerinin de bu yolu kullanarak Türk pasaportu aldığı ortaya çıktı. Burada bir zafiyet yok mu, yeterli araştırma yapılmıyor muydu?

Uyuşturucu baronlarına vatandaşlık verildiği iddiası büyük bir iftiradır. Sadece bana değil, Türkiye Cumhuriyeti devletine ve ilgili kurumların tamamına büyük bir iftiradır. Bu süreç, Türkiye'nin vatandaşlık vermeyi yatırım, istihdam, gayrimenkul ve menkul ve nakit değerler üzerinden değerlendirme kararı aldığı günden itibaren başladı. Suç ve suça bulaşmış hatta davası soruşturma ve kovuşturma aşamasında olan hiç kimse kanunumuza göre vatandaş olamaz. Bunların hepsi manipülasyon. Hatta bu suçlara vatandaşlık aldıktan sonra bulaşırsa da vatandaşlık elinden alınabilir. Hiçbir uluslararası suçlu vatandaş olamaz.

Bunun örnekleri var, yapılan operasyonlar var…
Kaç tane var sayacaksınız yukarıdan aşağıya. Hiçbir kırmızı bültenli vatandaş olamaz. Diyorsunuz ki örnekleri var. Hiçbir suçlu vatandaş olamaz. Hiçbir suça bulaşmış kimse vatandaş olamaz. Hiçbir kırmızı bültenli vatandaş olamaz. Türkiye içerisinde soruşturması ve kovuşturması bulunan hiç kimse vatandaş olamaz. Başvuranları Türkiye'deki tüm istihbarat teşkilatları yerel olarak araştırırlar. Peki ne olmuştur? Vatandaşlık için müracaat etmiştir.

"15 MİLYAR DOLAR GETİRİSİ OLDU, DOĞRU BİR POLİTİKA

Haberlerin bir çoğunda da, ikamet izni ile vatandaşlık birbirine bilerek karıştırılıyor. Müraacatı kabul edilmiştir daha sonra da kırmızı bülten çıkarılmıştır hakkında. Sisteminize düştüğü andan itibaren iptal edilir vatandaşlığı. Şunu da söyleyeyim. Kırmızı bülten kararı olanlar hakkında bizim sistemimize uyarı düşmüyordu. Bunu da biz entegre ettik sistemimize. Başka bir şey daha yaptık. Tüm uluslararası mafya gruplarının üyelerinin fotoğraflarını, havalimanlarına, sınır kapılarına yükledik. Sahte pasaportla girmeye çalışırlarsa tespit edilebilsinler diye…

Bu politikanın Türkiye’ye ne getirisi oldu?
Sanıyorum 40 bin civarında bir başvuru oldu. Bu da yaklaşık 15 milyar dolarlık bir yatırım demek. Artı bunun yanında bir de istihdam var. Bu uygulama dünyada birçok ülkede var. Türkiye de bununla ilgili bir adım attı. Bu bir devlet politikasıydı ve bu devlet politikasında uygulanması gerekiyordu. Ben de bu devlet politikasının doğru olduğunu düşünenlerdenim.

"MİLLETİM, DEVLETİM, PARTİM İÇİN GÖREVİMİ YAPTIM"

Şu anda TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı’sınız ve İstanbul Milletvekili’siniz. Siyasi hayatınızda yeni bir hedefiniz var mı? Gelecek planınız nedir?
Siyaset bir amaç değildir. Milletimize, ülkemize, değerlerimize, insanlığa bir hizmet yoludur. Siyaset böyle bir yoldur. Siyasetin esiri olmamak lazım. Ben 13 yıldır cumhurbaşkanımıza yakın çalıştım. Hakikaten çok riskli dönemlerin içerisinde çalıştık. Bir faninin yaşayabileceği bir çok şeyi üst üste yaşadım. Allah'a şükürler olsun, birçok onur da yaşadım. Ben ülkem için, milletim için, devletim için, partim için, bu ülke için görevimi yaptığımı düşünüyorum. Ve sadık bir şekilde de çok çalıştım. Ben her zaman söylerim. Allah bilir ve görür. Allah biliyor ve görüyor. Benim rehberim hep Allah'ın bilmesi ve görmesi oldu. Tayyip Erdoğan benim liderimdir. Siyasi hayatımı da bu gerçeklikle tamamlayacağım. Parti kurma gibi iddialar var. Bizde 3 dönem kuralı vardır. Ben 4 dönemdir milletvekiliyim. Milletvekilliğimi tamamladıktan sonra tecrübeme danışılırsa sadece danışılması kaydıyla şerefle memleketimize, davamıza, fikrimle ve tecrübelerimle katkıda bulunurum. Tayyip Erdoğan siyaseti bıraktığı gün aktif siyaseti ben de bırakacağım. Ondan sonra da danışma olur, tecrübelerden istifade olur, fikir olur. Bunların hepsi bizim için ayrı bir onur vesilesidir. 28. dönem milletvekilliğinden sonraki tavrım ancak partim bana bir şey danışırsa kendi görevimi yerine getiririm."

"AHMAK DAVASININ TARAFI DEĞİLİM"

Sizin de dolaylı olarak içinde olduğunuz bir dava var. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesiyle sonuçlanabilecek bir dava. Siyasi yasak konusuna nasıl bakıyorsunuz?
Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştur. Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş diye Cumhurbaşkanı olmuş değildir. Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda milletin ona verdiği emanete doğru davrandığı ve doğru işler yaptığı için millet onu takdir etmiştir. Aynı zamanda Tayyip Erdoğan'ın bir fikri vardır. millete ait, ülkeye ait, devlete ait, dünyaya ait bir fikri vardır. Aynı zamanda bir hizmeti vardır. Onun için cumhurbaşkanı olmuştur.

ERDOĞAN HAKKINDA SİYASİ YASAK SÜRECİ
O da bir spekülasyondu. 28 Şubat süreci sonrası oluşturulan siyasetin doğasının dışında geliştirilen bir spekülasyondu. Yemedi demek ki. Olmadı. Gerçek olsaydı söyledikleri olurdu. Ama gerçek değil demek ki. Neden? Tayyip Erdoğan'ın bir fikri var, bir dünya görüşü var ve bir hizmet anlayışı var. Ve bu toplumda karşılık buldu. Şimdi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi çok önemli bir postu, millet size hak görüyor. İstanbul'da yapılacak çok hizmet var.

Ama ahmak davasına gelince... Ben Türkiye'nin Avrupa'ya şikayet edilmesinin doğru olmadığını söyledim. Bunu bugün de söylüyorum. Tarih 4 Kasım 2019. Bana bir yanıt veriliyor. Seçimlerin iptali ile ilgili konuşuluyor. Ki, o kararı ben vermedim, YSK verdi. Aslında anlıyorum ki benim söylediğim söz zihninde oturmuş başka bir tarafa döndürülmüş. Bunun üzerine YSK bir suç duyurusunda bulunuyor. Bakın size bir belge, 2020 yılının haziran ayında, Ekrem İmamoğlu, avukatı aracılığıyla mahkemeye bir dilekçe gönderiyor. Diyor ki, Yüksek Seçim Kurulu ve üyeleri yahut başka bir somut kişi hedeflenmemiştir. Hakaret kastı bulunmayan ve somut olarak bir kimseye yöneltilmemiş siyasi bir söylem herhangi bir suçun unsurlarını barındırmamaktadır. Daha sonra da 30 ay sonra yargılandığı davanın duruşmasında yaptığı ilk savunmasında ben bunu Süleyman Soylu'ya söyledim diyor. Benim söyleyeceğim bu kadar. Ben olayın bir tarafı değilim. Ben sadece Türkiye'nin şikayet edilmesine bir itirazımı dile getirdim.

"ÖZGÜR ÖZEL CHP SİYASETİNDE KÜÇÜK BİR PARANTEZ"

2004 yılında Avrupa Birliği müzakerelerinin tıkandığı bir noktada Tayyip Erdoğan, ‘Uçağı hazırlayın dönüyoruz’ dedi. Deniz Baykal da o dönem çıktı ve ‘Biz sayın Başbakan’ın sonuna kadar yanındayız. Bu durumu siyasi polemik konusu yapmayacağız’ dedi. Bu milli bir duruştur.

Özgür Özel'in de ‘İçeride başka, dışarıda başka’ diye adlandırılabilecek bir tutumu olduğu söyleniyor. Bir benzerlik kuruyor musunuz Deniz Baykal'la?
Ben Özgür Özel'i CHP siyasetinde bir parantez olarak görüyorum. Küçük bir parantez.

Anahtar Kelimeler: SÜLEYMAN SOYLU' SÜREÇ AÇIKLAMASI
  • BIST 100

    9486,56%0,12
  • DOLAR

    39,20% -0,16
  • EURO

    44,66% -0,58
  • GRAM ALTIN

    4180,27% -1,32
  • Ç. ALTIN

    6833,74% 0,00

AKP KURUCULARINDAN HÜSEYİN ÇELİK: "CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ TÜRKİYE’YE YARAMADI"

CHP LİDERİ ÖZEL'DEN 'SORUŞTURMA' AÇIKLAMASI: "YAŞATANA BİN PİŞMAN EDERİM"

ERDOĞAN MUHALEFETİ HEDEF ALDI, "KUTUPLAŞMADAN BESLENENLERE PRİM VERMEYECEĞİZ" DEDİ

EKREM İMAMOĞLU'NDAN BAYRAM MESAJI…

6 ŞUBAT DEPREM DAVALARI: TEPKİ ÇEKEN KARAR VE SAVUNMALAR

BAKAN TEKİN'DEN TARTIŞMA YARATACAK 'BAŞÖRTÜSÜ' SÖZLERİ: BİR KEZ DAHA CHP'Yİ HEDEF ALDI

BÜLENT ARINÇ'TAN NUMAN KURTULMUŞ'A AÇIK MEKTUP

13 KATLI BİNADA YANGIN: ÖLÜ VE YARALILAR VAR

ÖZGÜR ÖZEL MEYDAN OKUDU: AKLINIZI BAŞINIZA TAKININ...

İDDİANAME KABUL EDİLDİ: İMAMOĞLU DAHİL 12 KİŞİYE HAPİS İSTEMİ

MUĞLA'DA 5.8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM…

İMAMOĞLU PAYLAŞTI! İŞTE TURP VE AHTAPOTUN BEDELİ

CHP'Lİ BORÇKA BELEDİYESİ BAŞKANI ERCAN ORHAN: "İŞÇİMİZİN MAAŞINI ÖDEYEBİLMEK İÇİN EVİMİ SATIŞA ÇIKARDIM”

MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMİ YARIN

SUUDİ ARABİSTAN, HACCA GİDEN 75 BİN KİŞİYİ GERİ YOLLADI

DEVA PARTİSİ KURUCUSUNA 16 YIL HAPİS CEZASI!

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TUGAY TOPLANMAYAN ÇÖPLER İÇİN KORDON'A İNDİ

ÖZGÜR ÖZEL:DARBE BU KEZ POSTALLA DEĞİL, CÜBBEYLE GELDİ!

İMAMOĞLU, İŞ DÜNYASINA SESLENDİ …

ÇALICA KÖYÜ’NÜN YENİ MUHTARI SİBEL GÖKBULUT, MAKAMINDA…

GEZİ ANMASINDA GÖZALTINA ALINAN 12 KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLECEK

10. YARGI PAKETİ, TBMM ADALET KOMİSYONU’NDA KABUL EDİLDİ

SANSÜRÜ ELEŞTİREN YÖNETMENE SALDIRI

ÇAYKUR RİZESPOR, HATAYSPOR'U 5-2'LİK SKORLA MAĞLUP ETTİ

HATAY VALİSİ MASATLI, KENTTEKİ YOL YAPIM ÇALIŞMALARINI İNCELEDİ

İMAMOĞLU: "SANIYORLAR Kİ VAZGEÇERİZ, BU MİLLET ASLA SUSMAYACAK"

ERDOĞAN: CHP BU ÜLKENİN TARİHİNİ 100 YILLA SINIRLANDIRDI

ÖZGÜR ÖZEL DÜZCE’DEN SESLENDİ…

İZMİR'DE GREV KRİZİ:DİSK GENEL-İŞ'İ MASAYA DAVET ETTİ

CHP ESKİ MİLLETVEKİLİ AYKUT ERDOĞDU DA GÖZALTINDA

Yükleniyor


CHP LİDERİ ÖZEL'DEN 'SORUŞTURMA' AÇIKLAMASI: "YAŞATANA BİN PİŞMAN EDERİM"

ERDOĞAN MUHALEFETİ HEDEF ALDI, "KUTUPLAŞMADAN BESLENENLERE PRİM VERMEYECEĞİZ" DEDİ

EKREM İMAMOĞLU'NDAN BAYRAM MESAJI…

6 ŞUBAT DEPREM DAVALARI: TEPKİ ÇEKEN KARAR VE SAVUNMALAR

BAKAN TEKİN'DEN TARTIŞMA YARATACAK 'BAŞÖRTÜSÜ' SÖZLERİ: BİR KEZ DAHA CHP'Yİ HEDEF ALDI

BÜLENT ARINÇ'TAN NUMAN KURTULMUŞ'A AÇIK MEKTUP

  • Cumartesi 34.5 ° / 18 ° Güneşli
  • Pazar 33.8 ° / 18 ° Güneşli
  • Pazartesi 35.3 ° / 18.1 ° Güneşli

Süper Lig LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2