Özel okullarda düşük maaş ve sosyal güvence sorunları ile çalışan öğretmenler önceki gün Milli Eğitim Bakanlığı’na yürümek istedikleri için sert polis müdahalesine maruz kaldı. Gözaltına alınan ve Soylu'nun hedef gösterdiği öğretmen Betül Koca, konuştu.
Özel sektör öğretmenlerinin, taban maaş uygulaması ile asgari ücretin altına düşen ücretlere karşı Ankara’da yapmak istedikleri basın açıklamasına önceki gün polis sert bir şekilde müdahale etti. Öğretmenlere biber gazıyla müdahale eden polis 9 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar içerisinde 7 öğretmenin yanı sıra 2 avukatın da bulunduğu öğrenildi. İki avukat gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra serbest kalırken, gözaltındaki 7 öğretmen ise akşam 18.00 sıralarında serbest bırakıldı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, polisin öğretmene sert müdahalesini paylaşarak, “Öğretmenlere gaz mı sıktınız, öyle mi? Öğretmenlere şiddet uyguladınız, öyle mi? Öğretmenlere… “Al bunu diyen” o kişi, beni beklesin. Öğretmene yapılan bu efeliği affetmeyeceğiz!” ifadeleriyle tepki gösterdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Kılıçdaroğlu’nun paylaşımını alıntılayarak bir öğretmeni hedef gösterdi. Soylu, öğretmene yönelik “Kılıçdaroğlu Ankara’da, defalarca Emniyet Terör Şube’nin gözaltına aldığı, kamuda öğretmenlik de yapmayan, profesyonel eylemci HDPKK’lı eliyle polisle öğretmeni karşı karşıya getirmeye utanmıyor musun?” dedi.
Soylu’nun hedef gösterdiği Betül Koca, TELE1’den Enver Aysever’in Gündeme Not programında konuştu .
“TERS KELEPÇELER İLE GÖZALTINA ALINDIK”
Betül Koca, yaşananları şöyle anlattı:
Öğretmen Sendikası olarak salon etkinliği yaptık. Sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bir yürüyüş gerçekleştirmek istedik. Burada bize izin verilmedi. Bunun karşılığında sert müdahaleye maruz kaldık. Çok yoğun biber gazına maruz bırakıldık. Ters kelepçeler ile gözaltına alındık. Telefonlarımızı hukuksuzca aldılar.
“SOYLU’NUN HUKUKU BU KADAR BİLMİYOR OLMASI ÇOK ÜZÜCÜ”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hukuku bu kadar bilmiyor olması çok üzücü. Suç örgütü olsak zaten şu anda öğretmenlik yapamayız. Bütün belgelerimizi MEB’e sunuyoruz. Bu sadece durumu manipüle etmektir.
Herhangi bir siyasi partinin gölgesi altında kalmamak ve bir arkadaşımızı yem etmemek için sendika olarak özen gösteriyoruz. HDP’ye de yakınlığımız yok AKP’ye de. Bu sendika bir meslek örgütü. Her siyasi görüşten arkadaşlarımız mevcut. Bu seçim öncesinde farklı bir yöne çekilmeye çalışılıyor. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Öğretmen olduğumuzu düzenli olarak vurgulamaya çalışıyoruz.
Bunları tartışmak yerine parlamentoda, Meclis’te taleplerimizi paylaşabiliriz. Bizim çok haklı taleplerimiz var. Yüksek sesle haykırdığımız “taban maaş hakkı” istiyoruz. 10 aylık sözleşmeler kalksın, 12 yıllık sözleşmeler olsun istiyoruz. Kıdem tazminatı hakkı istiyoruz. Bunları konuşmak siyasiler, öğretmenler ve öğrenciler açısından daha ön açıcı olacaktır.