SEÇİMİN KADERİNİ KÜRT SEÇMEN BELİRLEYECEK

SEÇİMİN KADERİNİ KÜRT SEÇMEN BELİRLEYECEK

Erken seçim kararını değerlendiren eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdüllatif Şener, “AK Parti ve MHP başta ekonomi olmak üzere Türkiye’nin şartlarının daha da kötüleşeceğini gördükleri için en az hasarla bu süreci atlamak iç

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir kez daha AKP iktidarı lehine seçim çağrısı yapması üzerine Erdoğan-Bahçeli zirvesinden seçimlerin 24 Haziran 2018 tarihinde yapılması kararı çıktı.

Mezopotamya Ajansı’ndan Kenan Kırkaya’ya konuşan ve kararı “baskın seçim” olarak nitelendiren AKP kurucularından, eski Başbakan Yardımcısı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdüllatif Şener, “Bu karar yine Bahçeli’nin kılavuzluğunda bir erken seçim kararı alındığını gösteriyor. 24 Haziran hazırlık açısından çok kısa bir süreyi ifade ediyor. Acele, baskın seçime giderek muhalefeti hazırlıksız yakalamayı amaçlıyorlar. Böyle bir ortamda avantaj sağlayacaklarını düşünüyorlar” dedi.

Şener, buna rağmen AKP'nin bu durumdan fayda sağlayamayacağını belirterek, “Ekonomi son derece kötü. Bütün gelir grupları, herkes çok zor durumda. İşsizliğin son 10 yılda en yüksek olduğu noktadayız. Enflasyonun en yüksek olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Ekonomi kötü ve bütün gelir grupları bundan etkilendi. İç ve dış siyasetten rahatsızlıklar var. Bu baskın seçimle AK Parti ve Erdoğan’ın sonuç alabileceğini düşünmüyorum. Bu durum aksine toplumun kısa sürede bu iktidardan ve kötü yönetimden kurtulmasının fırsatı olabilir. Muhalefet bunu değerlendirebilir. O yüzden belki de hayırlı olmuştur” diye konuştu.

Baskın seçim kararının, “Uzmanlar ekonomik krizin gittikçe derinleştiğini söylüyorlar. ‘Daha derinleşen bir krize yakalanmadan az hasarla atlatabilir miyiz’ diye düşünüyorlar. Bu da krizin kalıcı olacağını gördükleri anlamına geliyor” diyen Şener, muhalefet açısından da şunları dile getirdi:

“Muhalefet bu cepheye karşı bir büyük birlikteliği seçim sürecinde oluşturabilir. Maalesef muhalefetin en büyük sorunu Erdoğan’ın meşru gördüğünü meşru, gayri meşru gördüğünü gayri meşru olarak görmesidir. Erdoğan HDP’yi kriminalize ettiği için muhalefet de HDP’yi bu birliktelik formülün dışında tutmaya çalışmıştır. Muhalefet buna alet olmuştur. Bunun seçim süreci içinde çözümleneceğini umuyorum. İlk turda partiler adaylarını gösterebilirler. HDP’nin adayı olabilir. Herkes adayı ile ilk tur seçimlerden çıkar. İkinci turda bütün bu partilerin ve özellikle HDP seçmeninin oy verebileceği birinin kalmasını sağlamak lazım.

Kürt seçmenin bu seçim sonuçlarını belirleyeceğini düşünüyorum. Tayyip Erdoğan’ı desteklemiş olan Kürt seçmen son derece mutsuzdur. Bu mutsuz Kürt seçmeni AK Parti’de bırakmayacak bir formül sağlamak lazım. HDP faktörü sadece HDP’ye oy veren seçmeni ifade etmiyor. AK Parti’ye ve Erdoğan’a destek veren Kürt seçmeni oradan koparmak olmanın da tek aracıdır. Saadet Partisi ve CHP’nin bu gerçeği görerek buna göre yaklaşacaklarını umuyorum.”