Barış Pınarı Harekât Bölgesinde yol kontrolü sırasında meydana gelen bombalı araç saldırısı sonucunda şehit olan 4 askere Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan İlçe Başkanı Mansuroğlu, Libya'nın Trablus kentinde kurulu Ulusal Mutabakat Hükümetini (UMH) Tobruk merkezli General Halife Hafter güçlerine karşı koruma amacıyla Türk askerinin bir yıl süreyle Libya'ya gönderilmesine izin veren tezkere hakkında açıklamalarda bulundu. Mansuroğlu konu ile ilgili açıklamasında: “Bizim ülkemiz dışında hiçbir ülkeye doğrudan müdahale veya iç işlerine karışma gibi bir düşünceye asla sahip değiliz. Bunu komşularımıza karşı ve dünya barışını etkileyerek yeni bir karışlık ve savaşlar çıkartacağı için karşıyız. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı bir siyasi partiyiz. Ben hiçbir Mehmetçiğin kanının ülke sınırları dışarısında akmasına asla razı değilim. Libya için çıkartılan bu tezkerenin sonucuna oraya gönderilen hiçbir Mehmetçiğin burnunun kanaması taraftarı değilim. Çünkü bizler yıllar boyunca terör yüzünden yüzlerce, binlerce kayıplar verdik. Ben siyasi tercihinden, düşüncelerinden ötürü ülkesindeki hapishaneleri tıka basa dolduran bir zihniyetin kendi ülkesindeki iç barışı ve güveni sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Ne hiçbir askerimizin burnunun kanamasına, ne de iç siyasilerimizin bu düşüncelerinden ötürü tutuklu olmalarına gönlümüz razı değil.”
ABD'nin, İranlı general Kasım Süleymani'yi öldürmesine İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun ABD'nin Irak'taki Ayn el-Esad hava üssünü füzeyle vurmasıyla gerilimin tırmandığı son günlerde Trump’ın açıklamalarına kadar dövizdeki ve altındaki dalgalanmalara şahit olunduğunu belirten Mansuroğlu, “Ben bunların suni olarak yaratıldığına inanıyorum.” dedi. Mansuroğlu: “Yıllardır emparyalist güçlerin Ortadoğu ülkelerinde geleceğe yönelik hesapları var. İleriki zamanlarda kendi çıkarları doğrultusunda bölgenin jandarması gibi, tüm zenginlikleri sömürme ve bölgedeki insanları yoksullaştırıp birbirine düşürme konusunda bugüne kadarki yaptıklarını takip ediyoruz. Biz hiçbir komşumuzun ve diğer ülkelerin karışması taraftarı değiliz. Çünkü bu karışıklıkta ezilen masum halk oluyor. Ben bu halkların kendi ülkelerine ve sorunlarına bir gün sahip çıkacağına inanıyorum.” dedi.
“GENLERİMİZLE OYNANDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Yanlış dış politika yüzünden en fazla etkilenen ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğinin altını çizen Mansuroğlu, sığınmacılar ile ilgili olarak ‘Biz onları bağrımıza bastık ama bizim de gelenek görenek, örf ve adetlerimize uyum sağlamalarında sorunlar yaşandı.” dedi. Mansuroğlu açıklamasında: “İktidarın yanlış dış politikaları yüzünden de ülkemiz milyonlarca göçmen kabul etmiş durumda, yeni bir göç dalgası da bekleniyor. Kendi ülkesinden mağdur olan, hayatını kurtarmak için ülkemize müracaat etmiş insanlara karşı değiliz. Asla bu insanların yaşama hakkına tecavüz edilmesine, öldürülmesine taraftar değiliz. Ama misafirliğine en makul olanının da en kısa olduğuna inanıyoruz.
Ülkemiz ve bölgemiz için çok kritik bir bölgede yaşıyoruz. Buradaki ekonomik dengelerin bozulmasından çok sıkıntı çekiyoruz, bunun acısını diğer illerden fazla yaşıyoruz. Ekonomisi bozuk olan bir ülkenin huzura, güvene ve rahata kavuşması mümkün değil. Kendi ülkesinde yaşayan vatandaşların ekonomik özgürlüğünü sağlayamayan bir siyasal iktidar milyonlarca göçmeni barındırmak gibi bir sorumluluk almış. Hatay ve İskenderun barış ve kardeşlik kenti. Bizler o insanları bağrımıza bastık ama bizim de gelenek görenek, örf ve adetlerimize uyum sağlamalarında sorunlar yaşandı. Bu durumun bizim genlerimizle de oynandığını düşünüyorum. Örneğin bu kişilerin çoklu eşlilik gibi bizim toplumumuzun ahlaki dengesini bozan gelenekleri var. Bu konuda yaşadığımız erozyonun da bir an önce engellenmesi için, bu insanların tekrar geri dönüşlerini sağlanabilmesi konusunda çaba gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Onların da en mutlu olacakları yer de kendi ülkeleri, kendi vatanlarıdır.” şeklinde konuştu.