Doç. Dr. Tülin Durgun Yetim; gazetecilere yaptığı açıklamada, sigara ve akolün bağımlılığa neden olan, hem kullanan kişiye hem de çevresindekilere zarar veren alışkanlıklar olduğunu söyledi.
Sigara ve alkolün birlikte kullanılması birbirlerinin keyif verici özelliklerini artırmalarına ya da birbirlerinin istenmeyen etkilerini hafifletmelerine sebep olabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Tülin Durgun Yetim, “Küçük doz alkol bile, nikotinin keyif verici etkisini güçlendirir. Bu nedenle sigara içen kişiler, alkol aldıklarında daha da çok sigara içme eğilimindedir. Alkol dozu arttıkça, sigara içme isteği de artar” dedi.
Sigara ve alkolün zararlarını sıralayan Doç. Dr. Tülin Durgun Yetim, şöyle devam etti:
“Sigara en çok akciğerlere zarar verir. Sigara, kan dolaşımımızı yavaşlatır, kalp krizi riskini artırır. Kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır. Dudak, yanak ve gırtlak kanserine neden olur. Hatta sigarayı yakmadan dudağında taşıyan yada tütün çiğneyenlerde de ağız için kanserleri görülür.
Ağız kokusu yapar, diş ve diş eti hastalıklarına yol açar. Sigara ve alkol aynı zamanda önce kişinin kendi bütçesine sonra da ülkenin bütçesine zarar verir.
KANSER RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Alkol, vücudumuza kalıcı olan ya da kalıcı olmayan etkiler bırakır. Alkol, beyin fonksiyonlarını olumsuz yönde etkiler ve bilinci devre dışı bırakır. İnsanlar alkol kullandıktan sonra duygularını da kontrol edemez. Görme, konuşma gibi yetileri yavaşlar ve durma noktasına gelir.
Aşırı alkol geçici hafıza kaybına neden olur. Alkol en çok karaciğer, beyin ve sinirlere zarar verir. Alkol midenin iç yüzeyini kaplayan tabakayı tahriş eder ve buna bağlı olarak gastrit'e yol açar. Mide zarında yırtıklar oluşur. Mide ve yemek borusunda iç kanamalar meydana gelir.
Alkol yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserlerine neden olur. Kanser riskini büyük oranda artırır. Alkol kullanımından bir gün sonra baş ağrısı ve ağız kuruluğu çok sık görülür.”
Doç. Dr. Tülin Durgun Yetim, sigara ve alkollü içecek kullanımının vücudumuza verdiği zararların bunlarla sınırlı olmadığını belirterek; “Her iki zararlı alışkanlığın henüz tespit edilmemiş birçok zarar verici özelliğinin olacağı kesindir.
Bu nedenle sigara ve alkol bağımlılığına karşı toplumsal bir duyarlılık geliştirmek gereklidir. Yasal yaptırımlar tek başına çözüm olamaz. Eğitim ve sosyal çabalar çok daha önemlidir” diye sözlerini tamamladı.