MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ

MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ

Meme kanserinin risk faktörleri nelerdir? Önlemek için neler yapılabilir? Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Muhammed Zübeyr Üçüncü, meme kanseri hakkında önemli bilgiler verdi.

Dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanser türü olan meme kanseridir. Peki, meme kanserinin risk faktörleri nelerdir? Önlemek için neler yapılabilir? Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Muhammed Zübeyr Üçüncü, meme kanseri hakkında önemli bilgiler verdi.
Kadınlarda meme kanseri erkeklere oranla 100 kat daha sık görülmektedir. Kadın olmak en önemli risk faktörüdür. Kadınlarda meme kanseri oluşumunda risk faktörü sayılan erken adet görme de önemsenmelidir. Meme kanserinde asıl etken meme dokusunun östrojen hormonuna maruz kalmasıdır. Bundan dolayı erken adet görenler (özellikle 11 yaşından önce) ve geç menopoza girenler meme kanserine yakalanma konusunda daha riskli durumda kabul edilirler. Emzirmemek ya da ilk hamileliğini 30 yaşından sonra yaşamak, aşırı alkol tüketmek ve fazla kilolu olmak da meme kanseri risk faktörleri arasındadır. Ayrıca, özellikle menopoza girdikten sonra menopozun etkilerini azaltmak için kullanılan östrojen hormonu da meme kanseri riskini 1,5 kat artırmaktadır.
Meme kanseri risk faktörlerinin en önemlileri, değiştiremeyeceğimiz risk faktörleridir. Özellikle ailesinde meme kanserinin hikayesi olması meme kanseri risk faktörlerinin başında gelmektedir. Birinci derece bir akrabada 50 yaşından önce görülen meme kanseri, kişinin meme kanserine yakalanma ihtimalini 3 kat artırmaktadır. Ailede ne kadar fazla kişi meme kanserine yakalanmış ve ne kadar erken yaşta yakalanmışlar ise risk o kadar artar. Meme kanserinde bir diğer önemli risk faktörü ise meme dokusunun yoğun olmasıdır. Meme dokusu içerisinde yağ oranı daha az olan kişilerde meme kanseri riski daha çok artar. 
Diğer meme kanseri risk faktörleri; Meme kanserinde kadın olmak birinci derece risk faktörüdür. Ailede meme kanseri öyküsü bulunan kişinin meme kanserine yakalanma riski diğer insanlara göre daha fazladır. Yaş ilerledikçe meme kanseri görülme riski artar. Beyaz tenli kadınlar, esmer tenli kadınlara göre %20 daha fazla risk altındadır. Meme kanseri vakalarının %5-10’u genetiktir. Aileden geçen bozuk genler (mutasyon) sonucu oluşmaktadır. Genetik meme kanserinin en sık rastlanan nedeni, BRCA1 ve BRCA2 genlerinde genetik mutasyondur. BRCA mutasyonuna sahip aile üyeleri için risk %80 oranındadır.  15 yaşından önce radyoterapi tedavisi görmek, 40 yaşından sonra meme kanseri olma riskini %35’e çıkarmaktadır. Uzun süreli fazla sigara tüketiminin meme kanseri riskini arttırdığı tespit edilmiştir. Fiziksel aktivite ve düzenli spordan uzak, hareketsiz bir yaşam meme kanseri oluşum riskini artırmaktadır. Şişmanlık, doğurganlık çağındaki kadınlarda meme kanseri riskini 2 katına çıkarır. Ailesinde meme kanseri olanlarda doğum kontrol hapı kullanımı, kanser riskini 3 kat artırmaktadır. 


Önlemek için neler yapılabilir?
Egzersiz şeklinde yapılan fiziksel aktivitenin, meme kanseri riskini azalttığına ilişkin kanıtlar artmaktadır. Haftada en az 1,5 – 2,5 saatlik hızlı yürüyüşler, kadındaki meme kanseri riskini %18 oranında azaltmaktadır. Eğer bu yürüyüş, haftada 10 saat olursa, risk oranı biraz daha azalmaktadır.
Bazı araştırmalar, uzun süreli emzirmenin meme kanserini az da olsa azalttığını öne sürmüştür. Araştırmalar, doğum kontrol hapı kullanan kadınların, kullanmayan kadınlara nazaran az da olsa meme kanseri riski taşıdığını göstermektedir. Hapların kullanımına son verildiğinde, risk oranı normale dönmektedir.
Çok fazla hamilelik geçiren ve genç yaşta hamile kalan kadınlarda, meme kanseri olma riski azalır. Bunun nedeni ise hamilelik döneminde duran adet döngüsüdür.
Günümüzde meme kanserine karşı verilen mücadelede en önemli noktaların başında erken tanı gelir. Erken tanıda amaç, meme kanserinin biyolojik gelişimi sırasında, tümörü klinik olarak semptom vermeden önce tespit etmektir. Bunun için de tarama yöntemlerinin bilinmesi gerekmektedir. 
Meme kanseri insandan insana bulaşabilen bir hastalık değildir.