Hastanenin konferans salonunda gerçekleşen seminerde; diyabetin yalnızca kan şekeri yüksekliğiyle değil, düşüklüğü ile de karşımıza çıkabileceğini ifade eden Helvacı, ani kan şekeri düşüklüğünün ölüme neden olabilecek kadar ciddi bir durum olduğunu açıkladı.
Diyabetin, dünyada görülme sıklığının arttığını ifade eden Helvacı, “Diyabet; tüketilen besinlerdeki şeker miktarı, ailede şeker hastasının olması, fazla kilolu olmak, kalp-damar hastası olmak, polikistik over sendromu, kan yağlarının yüksek olması, tansiyon yüksekliğinin yaşanması, stres gibi faktörler, diyabetin gelişimini tetiklemektedir. Kan şekeri yüksekliğinde açlık kan şekeri 126, tokluk kan şekeri ise 200 mg/dl üzerine çıkmaktadır. Ve halsizlik, yorgunluk, ellerde-ayaklarda uyuşukluk, sürekli su içme isteği, iştah artışı, bulanık görme, sık idrara gitme gibi bulgularla da kendini gösterebilmektedir. Daha sonra tedavi edilmez ise vücutta görme kayıpları, ayak ve parmak gibi uzuv kayıpları, midede, böbrekte ciddi hastalıklar yaşanabilmektedir” açıklamasında bulundu.
“Diyabet hastaları öğüne dikkat etmelidir”
Diyabet hastalarının nasıl beslenmeleri gerektiği hakkında bilgi veren Çağla Helvacı, “Diyabet hastaları aç kalmamalı, mutlaka 3 ana ve 3 ara öğün beslenilmelidir. Öğünler atlanmamalı, bol su tüketilmeli, dengeli ve çeşitli beslenilmeli, kızartma, kavurma gibi pişirme yöntemleri tercih edilmemeli, günde 5-6 porsiyon sebze-meyve tüketilmeli ve haftada 3-4 gün 30 dakika orta tempoda yürüyüş yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki; diyabetli kişinin beslenmesi kişiye özeldir ve diyetisyen tarafından düzenlenmelidir” dedi.