Prostat kanserinin belirtileri hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Mehmet İnci, “Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Günümüzde prostat kanseri belirteçlerinin (PSA gibi) keşfi ve gelişmiş görüntüleme yöntemleri sayesinde, erken dönemde tanı konulabilmektedir. Tanıyı koymak için rektal muayene şarttır. Rektal muayenede, prostatta şüpheli herhangi bir sertlik ya da düzensizlik olup olmadığına bakılır. Bu hastalık, hiçbir belirti vermeyeceği gibi, hastalar; idrar yapma ile ilgili problemlerle, meniden veya idrardan kan gelmesi, ilerlemiş dönemlerde ise sırt, bel, kalça ve uyluk ağrıları ile polikliniğimize başvurabilmektedir” açıklamasında bulundu.
“En önemli risk faktörleri: YAŞ, AİLE ÖYKÜSÜ ve IRK”
Prostat kanserinin risk faktörlerinden söz eden Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İnci, “Prostat kanserinde yaş, kuvvetli risk faktörüdür. Yaş ilerledikçe, prostat kanserinin görülme sıklığı artmaktadır. Özellikle 60 yaşından sonra, bu risk daha da artmaktadır. Prostat kanserinde aile öyküsü de çok önemlidir. Örneğin, babası prostat kanseri olan bir kişinin prostat kanserine yakalanma riski; normalin iki katına, kardeşi prostat kanseri olan kişinin ise normalin 3 katına çıkmaktadır. Bu nedenle ailede prostat kanseri öyküsü olan erkekler 40 yaşından, olmayanlar ise 50 yaşından itibaren mutlaka kontrol yaptırmalıdır” dedi.
Prostat kanserinin teşhis ve tedavisi hakkında açıklamada bulunan Doç. Dr. Mehmet İnci, “Prostat kanserinin teşhisi, biyopsi ile yapılmaktadır. Tedavi, hastanın patoloji sonucuna göre farklılık göstermektedir. Erken dönemde prostat kanseri olduğu teşhis edilen hastalar, radyoterapi (ışın tedavisi) ile tedavi edilebilirken, ilerlemiş vakalarda cerrahi tedaviler uygulanmaktadır. Hem radyoterapi, hem de cerrahi tedaviler, hastanemizde başarılı bir şekilde yapılmaktadır” şeklinde konuştu.
