Dava açılan Uçar’ın bir ses kaydında müridine “yanıma çırılçıplak geleceksin, elbise olursa beni anlayamazsın. Çıplak olmazsan sevişemeyiz” dediği öne sürüldü.
Ahmet Şahin Uçar, polislikten ayrılarak, Ticanilik tarikatını kurdu. Halk TV’den gazeteci İsmail Saymaz’ın haberine göre üç kadın müridi taciz iddiasıyla şikayet etti ve bunun üzerine Uçar’a dava açıldı. Ses kayıtlarına da yer verilen haberde Uçar’ın müridine “Şeffaf olman lazım. Yanıma çırılçıplak geleceksin. Elbise olursa beni anlayamazsın. Çıplak olmazsan sevişemeyiz” dediği iddia ediliyor.
Saymaz’ın haberi şu şekilde:
“Adı, Ahmet Şahin Uçar.
Eski bir polis.
Memur şartlarına göre bu ‘sektör’ daha cazip gelmiş olmalı ki, polislikten istifa ederek, tarikat kuruyor. Bursa’da açtığı Arifane İlim Derneği’nde faaliyet gösteriyor.
Ahmed Muhammed Ticani’nin yolunu ve İbni Arabi’nin ekolünü takip ettiklerini söylüyor.
TİCANİLİĞİ YENİDEN KURMUŞ
Uçar, Ticaniliğin Türkiye’deki ikinci kurucusu diye görülebilir.
Cezayir kökenli bu tarikatı ülkemize taşıyan Kemal Pilavoğlu’ydu.
1930’larda Türkçe ezanı protesto için Arapça aslını okumakla, 1940’larda Atatürk heykellerine saldırmakla biliniyorlar. Atatürk’ü Koruma Kanunu 1951’de bir Ticani’nin Atatürk heykeline saldırması sonrasında kabul edildi.
Ticanilik yasaklandı.
Pilavoğlu, yedi yıl tutuklu kaldı.
Tahliye edildikten sonra Bozcaada’ya sürüldü.
Ömrünün son iki yılında adı çocuk istismarına karıştı.
Pilavoğlu, 1977’de ölünce şeyhlerini kaybeden Ticaniler tarihe karışmıştı.
Bugünlerde Ahmet Şahin Uçar’la yeniden diriliyorlar.
YOUTUBE SOHBETLERİ
Uçar, dergahında salı günleri halk açık vaaz veriyor. Bu sohbet derneğin Youtube sayfasında yayınlanıyor. Cumartesi günleri ‘Hakikat Sohbeti’ adı altında müritlerle özel sohbet yapılıyor. Tarikatın kadın ayağına ‘Baciyanlar’ adı veriliyor. Uçar’ın eşi bu grubun yöneticisi. Ancak bir süredir tarikat Uçar’ın kadın müritlerine sözlü cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla çalkalanıyor.
TACİZ DAVASI AÇILDI
H.S.Y. adlı kadın geçen 19 Şubat’ta şikayetçi oldu. İfadesinde, Bursa’da dergaha gittiğini, üç katlı binada eğitim verildiğini görünce maddi yardımda bulunduğunu ileri sürüyor. Uçar’ın telefon ve Telegram’dan kendisine ulaştığını iddia ederek, şöyle devam ediyor:
“Bana ‘Hızlıca ilerlemek ister misin? Bunun için bana aşık olacaksın ve her yerde beni hayal edeceksin. Namazda, zikirde ve yatakta bile… Burada misafirhanede seni kollarıma alacağım. Sana hakikate dair sırlar öğreteceğim.”
H.S.Y, bu teklifi kabul etmediğini, topluluktan ayrıldığını ifade etti. Üç kadının daha tacize uğradığını ileri sürdü. H.S.Y.’nin şikayeti üzerine Uçar’a cinsel taciz suçundan iki yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
‘BANA SEVGİLİM DEMELİSİN’
Üç mağdurdan biri olan G. de şikayetçi oldu. G., Uçar’la telefonda görüştüğünü belirterek, şu iddialarda bulundu:
“Hipnoz teknikleri kullanarak, irşad ediyorum görüntüsü altında cinsellik içerikli konuşmalarda bulundu. ‘Aşk dediğin şey önce mürşidine olacak. Sonra resule, daha sonra Allaha’ diyerek kandırdı. ‘Samimi isen rehberine teslim olursun’ dedi. Bir aşamadan sonra açık seçik resimler istedi. ‘Yapmazsan mertebe düşeceksin’ dedi. ‘Video at’ dedi. ‘Bana sevgilim, Ahmedim demelisin’ dedi. Kabul etmeyeceğimi söyledim. Çok kızdı. ‘Toparlan, demlen, sonra konuşuruz’ dedi. Şüphe duydum.”
‘BANA SOYUN GEL’
G., şeyh Uçar’la yaptığını iddia ettiği kimi görüşmelerin ses kayıtlarını savcılığa sundu. Bir kayıtta, aralarında şu konuşma geçiyor:
Uçar: Belki utanıyorsun, sıkılıyorsun. Belki ahlaki yapın… Ben de diyorum ki, burası değişim yeri. Bana tamamen şeffaf, açık olman lazım ki, teşbihen yaptığım sözleri iyi anla, yanıma geldiğinde çırılçıplak geleceksin. Soyun. Bana üstünde elbiseyle gelme. Üstünde elbise olursa beni anlayamazsın. Çırılçıplak olmazsan sevişemeyiz. Sevişme nasıl yapılır? İki kişi de çırılçıplak olarak yapılır değil mi? Anlıyor musun beni?
G.: Anlıyorum. Teşbih yapıyorsun.
Uçar: Beni iyi anla. O zaman “Senin istediğin gibi geldim, çırılçıplak…” (de.) Soyun. Soyunduğunu göreyim. Bana ispat et. ‘Bak, elbiselerim yok’ de. ‘Soyundum işte’ de. Gönlündekini ortaya koyduğun zaman soyunduğunu anlarım.
G.: Bunları hangi dille söyleyeceğim peki?
Uçar: Normal, zahir dille söyle, açık açık.
Uçar, ikinci kayıtta ise G.’ye şunları söylüyor:
“Düşün ki birlikteyiz. Yalnız başımıza ortamdayız. Sen benimle bu birlikteliği yaşamak ister misin? Yoksa ‘Böyle şeyler yaşamam’ deyip…”
Uçar: Aslı olmayan şeyler, gereği yapılacak
SORULARA YANIT VERMEDİ
Bu şikayet dilekçeleri ve ses kayıtları üzerine soru sormak için Uçar’ı aradım. Uçar, yanıt vermek istemedi.
Aramızdaki diyalog şöyle:
Eski polissiniz. Arifiye İlim Derneği’nin başındasınız, cemaat faaliyeti yürütüyorsunuz değil mi?
Arifane İlim Derneği’ni başkanıyım. Tasavvufi sohbetler yapıyoruz.
Sizinle ilgili bana iki şikayet ulaştı. Birinde, “Bana aşık olacaksın, her yerde ben hayal edeceksin” dediğiniz…
İsmail Bey, o şikayetlerden bilgim var. Böyle bir şey söz konusu değil. Hukuki işlem başlattık. Avukatım ilgileniyor. Aslı olmayan şeyler. Gereği yapılacak.
Bir ses kaydında sizinle görüşen hanımefendiye, “Bana geleceksen…”
İsmail Bey, bunları ifade etmenizin bir anlamı yok, bilgi almak istiyorsanız avukatımla görüşebilirsiniz. Mahkemeye intikal etmiş bir durum.
Böyle bir görüşme yaptınız mı?
İsmail Bey, avukatımı arayın, konuşun.
Dini bir eğitiminiz var mı?
Bu sizi alakadar eden bir konu değil. Sorunuza cevap vermekle yükümlü değilim. Hakim değilsiniz, savcı değilsiniz.
Bir soru daha sorabilir miyim?
Soramazsın.
AVUKATI: ‘UÇAR, ARAMADI’
Uçar’ın avukatı, H.S.Y.’nin şikayeti üzerine bir dava açıldığını, G.’nin şikayetine ilişkin ise soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Avukatı, “H.S.Y., müvekkilimiz tarafından aranmadı. Bir kere toplum içerisinde telefonla görüşmüşler. Yüz yüze temas yok” diyor. Uçar’ın avukatı, iki şikayetçi kadının birlikte hareket ettiğini ileri sürüyor.”
Kaynak: Halk TV