CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'nin dün Meclis'te 4 siyasi partinin imzaladığı bildiriye imza atmayarak kendi bildirisini yayınlamasına ilişkin, "Bundan sonra CHP'den ezbere bir muhalefet bekleyenler, iktidar ne zaman isterse iktidara destek bekleyenler hiç beklemesinler. Biz bu ülkede haklıyı, mazlumu, mağduru, şehit ailesiyse şehit ailesinin hakkını savunmaya devam edeceğiz. Ezbere bir siyasetle iktidarlarını sürdürenler bundan sonra otursunlar kendi durumlarını düşünsünler. Cumhuriyet Halk Partisi'nin tavrı nettir, durumu nettir" dedi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in CHP'nin bildiriye imza atmamasına ilişkin eleştirilerine de yanıt veren Özel, "Ömer Çelik çok kolay bir siyasete alışmış. Bugün ezberi bozulduğu için ne diyeceğini şaşırmış. CHP'nin terörle mücadele konusunda en ufak bir sıkıntısı, en ufak bir tavizi, en ufak bir eksikliği olmaz. Ama terörle mücadele ederken silahlı kuvvetlere destek vermek başka bir şeydir, hataları yapan iktidarı tartışmamak başka bir şeydir. Bundan sonra öyle yağma yok" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Pençe Kilit Operasyon Bölgesinde şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Enis Budak'ın Manisa'daki cenaze töreni öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ortak bildiriye imza atılmamasına ilişkin soruya Özel, şu yanıtı verdi:
"BİZ BİLDİRİYE İMZA ATIYORUZ, ONLAR BAYRAĞI ASIYORLAR, ERDOĞAN PROPAGANDA YAPIYOR, BİR DAHAKİ ŞEHİTE KADAR HERKES UNUTUYOR"
"20 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu ülkeye yaşattığı bir şey var. Geldiklerinde yılda 3 şehit vardı, şimdi bir gecede 6 şehit ertesi gece 6 şehit daha... Şehit veriyoruz, yoksul evlere badanasız, boyasız evlere, briket evlere bazen camı olmayan evlere koca koca bayraklar asıyoruz sonra Meclis'te bildiri yayınlıyoruz sonra Cumhurbaşkanı şehidimizin tabutuna elini koyup öbür elinde mikrofonla siyaset yapıyor ve mesele bir dahaki şehite kadar kapanıyor. Ben artık burada yokum, biz artık burada yokuz.
“BİLDİRİ İMZALAMAKLA ŞEHİT GELMİYOR OLSA BEN GÜNDE 5 BİN TANE BİLDİRİYE İMZA ATAYIM”
Şehit haberleri peşi sıra gelince şunu söyledik; 'Milli Savunma Bakanı gelsin Meclis'i bilgilendirsin. Sonra bildiri mi imzalayacağız, ortak tavır mı takınacağız, yanlışı hatayı gidereceğiz bir daha şehit gelmesin diye inisiyatif mi alacağız bunu hep beraber konuşalım.' Yanıt; 'siz bildiriye imza atın.' Öyle yağma yok. Bildiri imzalamakla şehit gelmiyor olsa ben günde 5 bin tane bildiriye imza atayım. Biz bildiriye imza atıyoruz, onlar bayrağı asıyorlar, Erdoğan propaganda yapıyor, biz sonraki şehite kadar herkes unutuyor. Unutmamak için itiraz ediyoruz.
"SORULARI YANITLAMAYAN BİR İKTİDARLA AYNI A4 KAĞIDININ ÜZERİNDE BULUŞUP ONA MEŞRUİYET KAZANDIRMAYACAĞIZ"
Bugün saat 11'de bekledik Meclis açıldı. Meclis'te Bakan Mehmet Şimşek vardı. Soruldu, 'Hükümet bilgilendirecek mi?' diye, 'Hayır' dedi. Şimdi bambaşka şeyler konuşuluyor. Sormak istiyoruz; 20 aydır Pençe-Kilit Operasyonu sürüyor. Hedefleri neydi? Hedefe ulaşıldı mı? Ulaşıldıysa niye oradayız? Ulaşılmadıysa hedeflerine ulaşmama sebebi nedir? Soruyoruz; Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde kaç Mehmetçiğimiz var? Soruyoruz; Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde ilan edilen şehitlerin dışında şehidimiz var mı? Ya da bazı şehitlerimiz terör örgütünün elinde mi? Ya da canlı olup olmadığını bilmediğimiz bir grup askerimiz acaba terör örgütünün elinde mi? Bu soruları yanıtlamasını bekliyoruz.
Bundan sonrası için yeni şehitlerin gelmemesi için askeri alanda yapılan tartışmaları sormak istiyoruz. Lojistik dezavantajlar olduğu söyleniyor. Askerlere zaman zaman yiyecek bile ulaştıramadığımız söyleniyor. Bölgeden bazen şehitlerimizi geri getirmek istediğimizde bile diğer silah arkadaşlarının hayatlarının tehlikeye atıldığı söyleniyor. Bu sorulara cevap verilmesini istemek suç değil, hata değil, hakkımızdır, görevimizdir. Hataları yapan, soruları yanıtlamayan bir iktidarla aynı A4 kağıdının üzerinde buluşup ona meşruiyet kazandırmayacağız.
"SORULARA CEVAP VERSİNLER BİZİM ÜZERİMİZE NE DÜŞÜYORSA YAPALIM"
Sorulara cevap versinler bizim üzerimize ne düşüyorsa yapalım. Ancak bir ezbere anlayışla, 'Ana muhalefet partisi biz ne yaparsak yapalım bizimle birlikte imza atar.' Atmayız, o metne imza atmadık. O metinde terörü kınıyorlar. Bizim yayınladığımız metinde açıkça lanetliyoruz. Bir başka siyasi partiden bir sözcü demiş ki, 'Bu metinde ne vardı imza atmadınız.' Ne vardı siz imza attınız? Bir öncekinden ne farkı varda imza attınız? Bir önceki şehitle bugünkü şehit arasında bir fark var mı? O günden bugüne ne değişti de imza attınız? O bildiriye imza atmak yerine bizlerle birlikte çok daha etkili bir muhalefeti yapmak yerine neden iktidarın arkasında hizalanıyorsunuz? Neden iktidara güç veriyorsunuz, nefes oluyorsunuz? Onlar bu ülkeye güç mü veriyorlar, onlar bu sorunları çözüyorlar mı?
“CHP'DEN EZBERE BİR MUHALEFET BEKLEYENLER, İKTİDAR NE ZAMAN İSTERSE İKTİDARA DESTEK BEKLEYENLER HİÇ BEKLEMESİNLER”
Bundan sonra CHP'den ezbere bir muhalefet bekleyenler, iktidar ne zaman isterse iktidara destek bekleyenler hiç beklemesinler. Biz bu ülkede haklıyı, mazlumu, mağduru, şehit ailesiyse şehit ailesinin hakkını savunmaya devam edeceğiz. Ezbere bir siyasetle iktidarlarını sürdürenler bundan sonra otursunlar kendi durumlarını düşünsünler. Cumhuriyet Halk Partisi'nin tavrı nettir, durumu nettir."
"ÖMER ÇELİK ÇOK KOLAY BİR SİYASETE ALIŞMIŞ, BUGÜN EZBERİ BOZULDUĞU İÇİN NE DİYECEĞİNİ ŞAŞIRMIŞ"
AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in CHP'ye yönelik eleştirilerinin sorulması üzerine ise Özel, şu yanıtı verdi:
"Ömer Çelik çok kolay bir siyasete alışmış. Bugün ezberi bozulduğu için ne diyeceğini şaşırmış. Ömer Bey bir bizim imzaladığımız bildiriye bak, bir senin grubunun bildiriye bak. Eğer terörün karşısında dimdik durmaksa bizim bildirimizde var. Senin şaşırdığın ana muhalefet olarak kolayca arkana dizilmemiş olmamız. Senin şaşırdığın bizim sorumluluğunuzu hatırlatmış olmamız. Senin şaşırdığın bizim bugün Milli Savunma Bakanı'ndan bilgi istiyor olmamız. O bilgilendirmeyi yapamayacak bir acziyetteyseniz benim Ömer Çelik'e söyleyecek sözüm yok. Ömer Çelik bundan sonrasını kendisi düşünsün. Cumhuriyet Halk Partisi'nin terörle mücadele konusunda en ufak bir sıkıntısı, en ufak bir tavizi, en ufak bir eksikliği olmaz. Ama terörle mücadele ederken silahlı kuvvetlere destek vermek başka bir şeydir, hataları yapan iktidarı tartışmamak başka bir şeydir. Bundan sonra öyle yağma yok."