ÖZGÜR ÖZEL YENİDEN GENEL BAŞKAN SEÇİLDİ

ÖZGÜR ÖZEL YENİDEN GENEL BAŞKAN SEÇİLDİ

CHP'nin kayyum ihtimaline karşı düzenleme kararı aldığı olağanüstü kurultay bugün gerçekleşiyor.

Özgür Özel kurultayda tek aday oldu. Ümit Uysal, adaylıktan çekildi, Berhan Şimşek ise adaylık için gerekli şartları sağlayamadı. Şimşek yaptığı açıklamada 97 delege imzasına sahip olduğunu, 5 dakika geç kalındığı için divanın kabul etmediğini söyledi. Ekrem İmamoğlu kurultaya ilişkin mesajında "Partimiz, millî görevini tamamlama gereğini her görüşün üstünde tutacak, Cumhuriyetimizin temel ilkeleri doğrultusunda özveriyle, kararlılıkla yürüyecek ve muhakkak başaracaktır" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı konuşmada, "Türkiye'yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetmektedir. Zaman demokratik yollarla o cuntayı dağıtmanın zamanıdır" ifadelerini kullandı. Özgür Özel bin 171 delegenin oyunu alarak yeniden genel başkan seçildi.

"İrade Milletindir'' temasıyla toplanacak Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 21. Olağanüstü Kurultayı Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde düzenleniyor.
CHP'nin Olağanüstü Kurultayı, Genel Başkan Özgür Özel'in açılış konuşması ile çalışmalarına başladı.Özel, saat 10.00'da CHP'nin 21. Olağanüstü Kurultayı'nın düzenlendiği Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ne geldi.Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Özel, açılış konuşmasını yaparak kurultayı açtı.

DİVAN BAŞKANI ÇAVUŞOĞLU OLDU
Kurultayı açmak için gerekli çoğunluğun sağlandığını belirten Özel, Divan Başkanlığı için Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu'nun delegeler tarafından önerildiğini söyledi ve oylamaya sundu.Öneri kabul edilerek CHP'nin 21. Olağanüstü Kurultayı'nın Divan Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu oldu.

ESKİ GENEL BAŞKANLAR KURULTAYDA
Kurultaya, önceki genel başkanlar Altan Öymen, Hikmet Çetin, Kemal Kılıçdaroğlu ile eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, belediye başkanları, onur üyeleri ve delegeler katıldı.

ÖZGÜR ÖZEL'İN AÇIKLAMALARI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin olağanüstü kurultayında açıklamalarda bulundu.Özgür Özel gelecek hafta Samsun'da, 19 Mayıs'ta ise İzmir'de miting düzenleneceğini açıkladı.Özel ayrıca her çarşamba akşamı İstanbul'da bir ilçede 'gece mitingi' düzenleneceğini duyurdu.

Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Olağanüstü bir gündemde, olağanüstü bir günde bu kurultay yapılamasın diye bir Cuma akşam üstü 16.59’da kayyım tebliğ etmek üzere kurulan kumpası boşa çıkarıp bu kurultay yapılamasın diye Arena Salonu’na cevap süresini bekletip kurultay ilanını boşa çıkarmaya çalışıp bu kurultay yapılamasın diye yıllar önce kendi onayladıkları tüzüğe rağmen ‘Sabah tam 10.00’da hazirun olmazsa kurultayı yaptırmayız, iptal ederiz’ hesaplarını boşa çıkarıp, 81 ilden, 973 ilçeden bir pazar sabahı buraya gelip tertemiz iradelerini lekelemeye çalışan kumpasçılara karşı Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihini, bugününü, yarınını, iradesini ve geleceğe yönelik olarak bu ülkenin teminatı olduğunun gerçekliğini tüm Türkiye’ye gösteren canım arkadaşlarım, sevgili yoldaşlarım hepiniz hoş geldiniz.

19 Mart darbesine direnmek için sokaklara, meydanlara inen 10 milyonlara, hukuksuzca hapiste tutulan Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer’e, Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’a, Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler’e, Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan’a, Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık’a, Silivri zindanlarında tutulan belediye meclis üyelerimize, Gezi davasında bugünlerde tekrar hak arayacaklar olursa onlara gözdağı olsun diye üç sefer beraat etmelerine rağmen Gezi davasından hepimiz adına orada tutulan Bakırköy Kadın Cezaevi’ndeki Çiğdem Mater’e, Mine Özerden’e, Silivri Cezaevi’nde Osman Kavala’ya, Can Atalay’a, canım kardeşim Tayfun Kahraman’a, diğer siyasi partilerden tutsak olan tüm siyasilere, genel başkanlara, eş genel başkanlara ve Silivri Cezaevi’nde yatan yiğidime, aslanıma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçilmiş Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir sonraki Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na merhaba. ‘Ekrem Başkan, İstanbul’un iradesidir, benim irademdir’ diyen, yasak tanımayan, barikat tanımayan, engel tanımayan, kendi geleceklerine, Türkiye’ye umut olan canım genç kardeşlerime, Silivri’de ve diğer hapishanelerde tutulan genç kardeşlerimin her birine, onlardan ayrı analarının, babalarının, kardeşlerinin her birine yürekten merhaba.
Niye buradayız? Atatürk’ün partisine, Türkiye’nin bir sonraki Cumhurbaşkanı’na yönelik sivil darbe girişimine karşı direndiğimiz bir dönemde partimizin 21’inci Olağanüstü Kurultayı’nı yapıyoruz. Bugün 19 Mart başarısız darbe girişiminin bir ayağı olan partimize kayyım atama planını bertaraf etmek, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ne demek olduğunu cümle aleme göstermek için buradayız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin onurlu delegelerinin sayısı tarihte görülmemiş teveccühü ile bir yılda yüzde 35 artan, 1 milyon 900 bine ulaşan üyelerinin, yüreği bu salonda çarpan, umudunu bize bağlayan milyonlarca vatandaşımızın gelecek hayallerini savunmak için buradayız. Cumhuriyet Halk Partisi kurucu iradedir, parti olma vasfının yanında tebaa olmaktan çıkarıp eşit yurttaş yaptığı milyonların partisidir.

"İKTİDAR KAYBETMENİN SINAVINDAN GEÇEMEDİ"

Millet siyasete ‘Kavgayı bırakın, benim derdimi çözün’ dediği için anormal siyasetle mücadeleye giriştik. Karşımızdaki partileri, seçmenlerine duyduğumuz saygı, seçmenlerinin bizimle ilişki kurma noktasında gösterdikleri yakınlaşmayı gözeterek, zaman zaman diplomatik ilişkilere, zaman zaman liderlerini aşıp onların seçmenleri ile konuşan bir dili geliştirdik; arkasında durduk. Bu çalışmaların sonucunda partimizi, tüm aşamalarda, tüm araştırmalarda birinci parti tutmaya devam ettik. Geçen yıl Temmuz ayı itibariyle altı büyük firmanın ortalamasında yerel seçimde aldığımız oy oranına, ‘Bugün genel seçim olsa tercih edeceğim parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir’ cevabıyla ulaştık. Peki karşımızdaki muhataplarımız, bugün ülkeyi yönetme yetkisini elinde bulunduranlar ne yaptı? Demokrasi sınavı biraz önce dediğim gibi kazandığında değil, kaybettiğinde verilir. İktidar partisi, ilk kez kaybettiği seçimlerden sonra yaptıklarıyla kaybetmenin sınavından geçemediğini bütün dünyaya göstermiştir.

"CHP, TÜRKİYE'NİN BİRİNCİ PARTİSİ"

Bizim 47 yıldır demokrasiye duyduğumuz saygıyı, bırakın normal zamanında yapılsa seçim takviminin başlayacağı 47 ayı 47 gün bile gösterememiştir. Bizimle hizmette yarışacak cesaretleri yoktu. Bizimle hizmette yarışma imkanları yoktu. Onun yerine kamu gücünü rakiplerine karşı kullanarak, hem belediyelerimizi hem de muhalefeti sindirme gayretine giriştiler. Milleti yeniden kutuplaştırarak, yeni kavgalar yaratarak, koltukta kalabileceklerini hesap ettiler. Ancak bu amaçla attıkları her adımda daha da zayıfladılar. Asgari ücretlilere, emeklilere haklarını vermek yerine, ülkemizdeki yoksulluğu, gelir adaletsizliğini daha da derinleştirdiler. Yasakları, yoksulluğu, yolsuzluğu çok daha ileri boyutlara götürdüler. Demokrasiyi işine geldiğinde binilecek bir tren gibi görenler, yenildikleri seçimden sonra hızla o trenden inmeyi tercih ettiler. Artık arkasında milletin desteği bulunmayan, ellerindeki iktidar yetkisini kötüye kullanan despot bir rejimi kurmak için adımları planlı ve sistematik bir şekilde atmaya başladılar. Tüm bunlara şahit olan millet, tüm anketlerde Cumhuriyet Halk Partisi’ni birinci yapmaya devam etti. Gururla söylüyorum ki yaşadığımız Saraçhane sürecinden önce yapılmış tüm anketlerin, dün açıklanan Mart ayı ortalamasında Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin birinci Partisi

2019’da Ramazan ayında İstanbul seçimini iptal ettikleri gibi altı sene sonra yine bir Ramazan ayında, yine bir iftar sofrasında 31 yıl önce alınmış bir diplomayı iptal etmeye, ertesi sabah diploma iptalinden saatler sonra 19 Mart’ta sahur vaktinde Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına operasyon yaparak, planladıkları darbeyi başlattılar. Dört günlük gözaltı süresini ön seçim tarihine denk getirdiler. Ön seçim günü, milletin önüne sandığı koyduğumuzda Ekrem İmamoğlu’nu hakimin önüne çıkardılar.
Adeta bütün süreci, İtalyan mafyasının mesaj dolu eylemleri gibi Ekrem Başkan’ın ön seçim evraklarını partiye teslim ettiği gün diploma iptali için üniversiteye başvurarak, Çarşamba günü yapılacak toplantıda mezun olduğu fakültenin diploma iptal etmeyeceğini istihbarat ettikleri gün iftar vaktinde kendi egemenlik alanlarında olan üniversite yönetim kurulundan alakasız bir kuruldan diploma iptal ettirerek, adayı üyelerimizle belirleyeceğimiz günden dört gün önce, tam oy kullanma saatinden dört gün önce sabah adayı gözaltına alarak, sandığın geleceği gün adayı hakim karşısına çıkararak adeta ‘Gizlimiz, saklımız yok. Hedefimiz belli. Sonuç almak için gözümüzün ne denli döndüğü, gözü nasıl kararttığımız belli’ mesajını verdiler.

Elbette o ön seçim motivasyonu; 19 Mart darbe girişiminin olduğu gün. Darbenin hedefi şüphesiz İstanbul’un seçilmişi; bir sonraki Cumhurbaşkanı adayımız. Bir hedef mekanı; İstanbul’un emaneti Saraçhane ve oraya kayyım atamak olduğunu sabah sözde terörle ilişkilendirilen dosyadan gördük. O an İstanbul’da sokağa çıkmak neredeyse yasaklandı. Üç kişinin bir araya gelmesi, basın açıklaması yapması, toplanması, yürümesi, miting yapması beş günlüğüne yasaklandı. O yasağı duyduğumuzda yaptığımız, verdiğimiz karar; Saraçhane’ye gitmek, İstanbul’un emanetini Ekrem İmamoğlu olmadığı sürece emanet kabul etmek, gece - gündüz sahip çıkmak ve bu sahip çıkmaya İstanbulluları davet etmek oldu. Tarihi yarımadadaydık. Köprülerle geçilen yarımadadaki bütün köprüleri kaldırdılar. Bütün yolları kapattılar. TOMA’ları, barikatları koydular. Milletimizin bağrından kopmuş canım polislerimize, milletin evlatlarını üniversiteden adım attırmamaya, tarihi yarımadaya ayak bastırmamaya talimat verdiler. ‘Bin kişi toplanırsa tayin. Gidecek yeri kendiniz belirleyin’ diye emniyetteki amirleri, müdürleri tehdit ettiler. O gün akşam çağrı saatimiz geldiğinde Saraçhane’de, Saraçhane tarihinin en büyük kalabalığı ile önce 155 bin kişi, sonra 220 bin kişi, sonra 550 bin kişi ve Pazar akşamı görevini yaptıktan sonra Saraçhane’ye koşan 1 milyon 200 bin kişiyle darbe girişimini hep birlikte geri püskürttük.

Bu arada millet, bu darbeyi püskürttü ama elimizde karşımızda bir cunta kaldı. Türkiye’de bir yanda kutuplaştırmak isteyen, bir yanda milletle kucaklaşmak isteyen, bir yanda karşısında şeytanlaştıran, bir yanda her şeye rağmen o iktidara oy vermiş de olsa millete, iradesine saygı duyan ve bu ülkenin kuruluş kodlarına, kardeşliğine, birliğine, beraberliğine inananlar karşı karşıya geldiler. Bugün Türkiye’de yine milletin çözeceği bir denge durumu mevcuttur. Cuntacılar, yani darbeyi planlayanlar, bir önceki seçimin sonuçlarından dolayı sarayda, bakanlıklarda, devlet dairelerindeki makam odalarına hapsedilmiş bir cunta olarak durmaktadırlar. Ama sokaklar, meydanlar, irade halkındır, milletindir, bizimle birliktedir. O cunta bugün Ekrem Başkanımız başta, arkadaşlarımızı çeşitli cezaevlerinde esir tutmaktadır. Bugün Türkiye’yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetmektedir. Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir cumhurbaşkanı değil, halkın desteğini alanları, kendine rakip olabilecekleri hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür. Çünkü artık meşrutiyeti yoktur. Seçimden, sandıktan, sokaktan ve milletten korkmaktadır. Zaman, demokratik yollarla o cuntayı dağıtmanın zamanıdır. Bugün bu salondaki irade, o cuntayı dağıtacak olan iradedir. Türkiye’yi bir avuç cuntacıdan kurtaracak olan iradedir. Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür. Devleti var eden millettir. Millet bu ülkenin gerçek sahibidir. Gelecektir sandığa, bitirecektir, yollayacaktır cuntayı. Çünkü irade milletindir, milletin iradesini kimse yenemez.

Adına Kent Uzlaşısı da deseler, bizim Türkiye İttifakı dediğimiz bu süreçte belediye başkanlarımız ne ile suçlanıyorsa onu partinin genel başkanı olarak kendi talimat olarak ilettiğimi ve sorumlunun ben olduğumu açıkça ifade ediyorum.

Yargıdaki bir avuç çetenin eninde sonunda yargılandıkları günleri göreceğiz, yargılandıkları günleri. Silivri’de kadın mahkumları SEGBİS’le çağırıp ‘1.5 yaşında 3.5 yaşında kızın varmış. Bak son kez buradayım. Ekrandan giderim, 10 yıl ne beni ne evladını görürsün’ ifadelerini kullananların SEGBİS görüşmesinin kaydını sildirmek üzere, bu ifade bize ulaştıktan sonra çabaladıklarını, uğraştıklarını ve orada o görüşmenin kaydını sildirmeye çalıştıklarını biliyorum. O görüşmelerin en yakın zamanda televizyon ekranlarında yer alması için gayret ediyorum. Eninde sonunda bunları Türkiye’ye de dünyaya da rezil edeceğim. Size söz veriyorum.”

Ve buradan bir meydan okuma, bir özgüven ifadesini tekrar etmek boynumun borcudur. Tayyip Erdoğan, hani bir zamanlar ‘Onlar bu davanın avukatı’ deyip rahmetli Baykal’a, Allah gani gani rahmet eylesin, ‘Ben de savcısıyım’ diyorlardı ya. Hani Zekeriya Öz’ün yerine geçiyorlardı ya. Şimdi Erdoğan’a diyorum ki: Ben Ekrem İmamoğlu’nun, bu davanın, bu davaların avukatıyım. Sen de bu Akın Gürlek yerine savcısıysan, ve cesaretin varsa getir düzenlemeyi, hızla geçirelim. Bu hafta yapalım. Talep eden sanıklar açısından, her dava olacak diye bir şey yok, ama talep edildiğinde canlı yayına açalım. Ve sizin iftiralarınızı, Akın’ın iftiralarını ve bizim bunların her birini teker teker çürüttüğümüz kanıtları TRT ekranlarından canlı yayınlasın. Görelim bakalım bu millet iftiraya mı prim veriyor, yoksa tertemiz vatan evladına, cumhurbaşkanı adayına mı sahip çıkıyor. Hodri meydan!

Şimdi bir ezbere teslim olmamızı bekleyerek, bizi geriletecekler ya… ‘Türkiye’yi yurtdışına mı şikayet ediyorsun?’ Türban meselesinde 28 Şubat’ta yapılanları dünyaya anlatırken ya da parti kapatmakta heyet kurup bütün Avrupa’yı gezip parti kapatma davasına karşı konuşulurken ya da 15 Temmuz’un ertesi sabahı kapımızı çalıp ‘Cumhuriyet Halk Partisi, sizin yurtdışı ilişkileriniz iyi. Bu darbeyi, bu FETÖ’cüleri birlikte anlatalım’ derken Türkiye’yi yurtdışına şikayet etmeyenler, uluslararası alanda bir ülkede hak ihlalleri ve demokrasi meselesinin o ülkenin iç işi sayılmayacağı gerçeğini unutturmaya çalışıp, bizi sözde geriletmeye çalışıyorlar. Ne sokakta, ne Meclis’te, ne de dünyanın herhangi bir yerinde bu cunta iktidarının yaptığı hukuksuz darbeyi anlatmakta bir adım geri durursam namerdim, şerefsizim.

Bir de utanmadan ‘Şikayet edenler CHP’li’ diyorlar. ‘Bizim bir suçumuz yok, CHP’liler kendileri suçluyorlar, kendileri konuşuyor’ diyorlar. Buradan söylüyorum, Erdoğan’a sesleniyorum. Bu partide öyle CHP’liler yok. Onlar CHP’li falan değil. Onlar yüzünü maskeleyen saray yandaşları, onları CHP’li diye kimse yutturamazsınız, onlar CHP’li değil. Menfaat çukuruna düşen işbirlikçiden CHP’li olmaz. Bir partinin Genel Başkanına ‘1 Nisan’da gidecek’ diyenden, 31 Mart seçimlerinde zafer değil hezimet bekleyenlerin yaptığı işleri kimse Cumhuriyet Halk Partisi’ne mal etmeye çalışmasın. Bunu yaparsan o salon ayağa kalkar, haddini bildirir sana. İşte Cumhuriyet Halk Partisi budur, budur. Bunlar 31 Mart zaferinin sahipleridir. Bunlar bu partinin onurlu, vicdanlı, cesur, kararlı evlatlarıdır. Bu evlatları kimseye karalatmam, kimsenin kendi çıkarına, ihtirasına, bu evlatları yedirmem, yedirmeyeceğim. Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı 1919 Sivas Kongresi’dir. Mandayı, himayeyi reddetmiş, kurtuluşu örgütleme, bağımsızlığı ilan etme görevini millete veren kongredir.

Ekrem İmamoğlu’nu önce özgürlüğüne kavuşturmak sonra seçim sandığını getirmek üzere bir büyük mücadeleyi hep beraber sürdürürken, bir yandan da Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizi oluşturacağız. Bugüne kadar Cumhuriyet Halk Partisi’nin Gölge Kabinesi ile bu iktidarın yaptıklarını takip eden, eleştiren, nasıl çözeceğini ifade eden mekanizması, Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi ile birlikte milletin adayı İmamoğlu’nu, Türkiye’nin ihtiyaçları, adaylık vizyonu çerçevesinde temaslarda bulunacak, oluşan toplumsal desteğin sürekliliğini sağlayacak. Milletimizin her bir ferdinin Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu ile duygu, düşünce, beklenti, arzularını paylaşacağı mekanizmaları oluşturacak, iş ve emek dünyası, meslek odaları, STK’lar, akademi dünyasıyla toplumsal muhalefeti bir araya getirecek kapsayıcı bir sistemle, herkesin sözünün ve emeğinin karşılık bulmasını sağlayacak, ekonomiden dış politikaya, adaletten eğitime, tarımdan sanayiye, kadından gençliğe, sosyal politikalardan milli güvenlik politikalarına kadar, afet ve kalkınmaya her alanda yeni hükümet programımızın ana temalarını siyasete ve millete ulaştıracağız. Burada adayımızla birlikte süreci etkin bir şekilde partimiz, MYK’mız, Gölge Bakanlarımız ve diğer siyasi partilerle kurulacak mekanizmalar üzerinden Türkiye’ye ulaştıracak, Türkiye ile tartışacağız. Her ne kadar aday Cumhuriyet Halk Partili, evladımız, canımız kanımız olsa da diğer siyasi partilerle, diğer siyasi görüşlerle de etkileşim halinde ve esas hedefin demokrasi olduğunun, farklı görüşlerin yarışmasının, birbirimizle tartışmaların kıymetinin demokraside olduğunu, demokrasiyi ortadan kaldıran bu anlayışa karşı mücadelenin esas olduğunu bilerek hep birlikte çalışacağız.

Birazdan bu salonda hepimiz, 1,5 yıl önce hepimizin bildiği ve bütün iftiraların boşa çıkarılacağı o tertemiz kurultaydaki irademizi bir kez daha ortaya koyacağız. Bugün buraya gelmekle, bu salonu doldurmakla, saat 09.30’da hazirunu tamamlayıp, 10.00’a 10 kala yerini almakla aslında nasıl disiplinli, nasıl kararlı, nasıl birlikte başarmaya inanmış bir örgütün doğru temsilcileri olduğunuzu ifade ettiniz. Şimdi hep birlikte hem Genel Başkan seçimini, ardından da Parti Meclisi seçimini yenileyeceğiz. Parti Meclisi’nde zaman zaman ‘Efendim blok liste yapacaklar. Vurup geçecekler’ gibi anlamsız, tuhaf, tüyler ürperten, bu salonun duygusunu hiç kavrayamamış tuhaf tuhaf yorumlar yapıldı. Türkiye’de yapılan ön seçimlerde sevgili Adnan Keskin çok kızmıştı önceki rekor ona aitken Manisa’da kendisine kontenjan teklif edilmişken ‘Gideceğim, ön seçime gireceğim’ deyip yüzde 86 oyla seçilmiş, ön seçimden sonra gelmiş ve Grup Başkanvekili olmuş, yönetmeye çağırıldığı kongrelerde ‘Çarşaf liste yoksa beni çağırmayın’ demiş birinin blok listeyle kimi vuruyorsun, nereye geçiyorsun? Biz elbette çarşaf listeden asla taviz vermeyeceğiz. Ayrıca kayyımı kesmek için toplandığımız burada birbirimizi kesip biçeceğimize kim inanabilir? Böyle bir duyguyu kim taşıyabilir? Biz hep birlikte bugün bazı zorunlu değişiklikler dışında sizin kurultayda sandıktan çıkan iradenizi aynen koruyarak yol yürüyoruz. Nedir o zorunlu değişiklikler? Bugün yapıldığı için altı arkadaşımızı; üç arkadaşımızın yaşları büyüdüğünden kota dışında kalmaları yüzünden, o arkadaşlarımızı korumak gerektiği yerde başka fedakarlıkların önü açıldığı için, bir arkadaşımızın İBB’de çok önemli bir görev üstleneceğinden, Gençlik Kolları Genel Başkanımızın PM üyesiyken, PM’nin doğal üyesi seçildiği, 61 yerine 62 kişiyle çalışmak için PM’de görev almadığı ama ondan boşalan yeri de bu müjdeyi buradan Divan Başkanımın, Genel Başkanlarımın huzurunda söyleyeyim.

Anahtar listede göreceğiniz bir isim Cem Aydın’ın yerine gelmiştir. Cem’den boşalan yeri şu anda kendi haberi yok, Silivri’de bu programı takip eden Berkay, ‘Her şey çok güzel olacak Berkay’, her şey çok güzel olacak. Listelerde aslında çok telkin ettiğiniz gibi ‘Fedakarlık yapalım, güçlü liste olsun, başka isimlerle güçlendirilsin.’ Gün, o gün değildir, gün, o günkü iradeye sahip çıkma günüdür. Gün, buradaki delegasyonun bize emanetine sahip çıkma günüdür. Listelerde birkaç zorunlu değişiklik ve birkaç hayatın doğal akışından kaynaklı değişiklik dışında hiçbir şey görmeyeceksiniz. Ancak o listeyi, üzerine de ‘Benim haberim yok arkadaşlar yapmış, benim haberim yok İl Başkanları yapar…’ Değil arkadaşlar, her şeyden haberim var. O liste de size emanet edilen liste, geçen yapılan anahtar listede olduğu gibi üzerinde ‘Özgür Özel’in anahtar listesi’ yazacak. 52 kişiden oluşan bu anahtarımızı ve kendimi siz değerli delegelerimize emanet ediyorum.

ERDOĞAN'A SESLENDİ: ÇIK KARŞIMIZA
Cesaretin varsa, geleceksin. Eğer istiyorsan Haziranın ilk haftasında, en kısa takvimle. ‘Yok yetişemem’, o zaman görev sürenin yarısında, en son Kasım ayında, çıkacaksın ve adayımızla yarışacaksın. Bizler attığımız imzalarla sana dünya siyasi tarihinin en büyük güvensizlik oyunu ve tüm güvensizlik oylarının doğuracağı gibi tekrar milletin iradesine başvurmaya davet ediyorum. Sana meydan okuyoruz. Adayımızı yanımızda, sandığımızı önümüzde istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi korkuyu asla yanına almayanların, korkuyu 100 yıl önce bırakanların, korkuyu Kerbela’da bırakanların, Cumhuriyet Halk Partisi korkunun yerine cesareti Çanakkale’de gösterenlerin, Cumhuriyet Halk Partisi direnenlerin, teslim olmayanların, rantı paylaşmak yerine yoksulluğu paylaşarak azaltmaya çalışanların partisidir. 

Cumhuriyet Halk Partisi dostların, Cumhuriyet Halk Partisi canların, Cumhuriyet Halk Partisi yoldaşların, Cumhuriyet Halk Partisi hangi görüşten olursa olsun vatanına, milletine, bayrağına bağlı bütün vatandaşların partisidir. İşte bu parti milletin adayını belirlemiş ve sana meydan okumaktadır. Eğer korkmuyorsan, yiğitsen, mertsen, cesaretin varsa çık karşımıza. Millete niye güvenmiyorsun? Biz hırsızsak biz teröristsek, rüşvetçiysek, şaibeliysek millet bize niye oy versin? Milleti inandıracağını düşünüyorsan, bizi yenebileceğini düşünüyorsan biz milletten korkmuyoruz. Milletimizin önüne çıkıyoruz. Gurur duyduğumuz adayımızla, kadrolarımızla, cesaretimizle birlikte Türkiye’yi senden kurtarmaya hazırız. Salon adamı Erdoğan. Sana, bizim zorla mahkum edildiğimiz salona sıkışarak, birazdan yüz binlerle kucaklaşacağımız gerçek kurultay konuşmasını yapmadan hemen önce, bu salondan salon adamına sesleniyorum: Korkma, cesaretin varsa çık karşımıza. Seninle de cuntanla da hesaplaşacağız. Türkiye’yi bir kez daha kurtaracağız.

Her birinin ilçesine gitmiş, her birini seven, sayan, geçmişteki tutumu, tavrı, sözü ne olursa olsun şu 250’ye yakın il, ilçe ziyaretinde kucaklaştığımız canım delegelerim iyi ki koştunuz, iyi ki buraya geldiniz, iyi ki partinize sahip çıktınız. Kendimi, listemizi size emanet ediyorum. Burada ortaya çıkacak birlik ve beraberlik görüntüsü, yarın akşam yandaş kanalların tasası olacak. Bizi gündemde tutup Ekrem Başkan’a yapılan haksızlıkları, adaletsizlikleri gizlemeye çalışanlara bu ülkenin gündemini, yokluğu, yoksulluğu, işsizliği, onların çaresi seçim sandığını ve adayımızı hatırlatmanın zamanı geldi. Hepinizi seviyorum, hepinize bir şey söyleyerek sözlerimi sonlandıracağım. Bu salonda geçmişte birbirini kıranlar, kırılanlar vardır. Üzülenler, üzenler vardır. Her kavganın bir haklısı, bir haksızı vardır. Bu salondaki bütün haklılardan, bütün haksızlar adına partinin Genel Başkanı olarak ben özür diliyorum. Helalleşin arkadaşlar, kucaklaşın. Kalkın, kucaklaşın. Bu partiyi yarınlara taşıyacak olan sizin bu birlikteliğiniz. Hepinizi seviyorum. Bu parti birdir, bütündür ve size emanettir. İyi ki varsınız. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın onun kurucusu Cumhuriyet Halk Partisi, var olsun Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi. Eninde sonunda biz başaracağız, siz başaracaksınız. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.
ÖZGÜR ÖZEL TEK ADAY
CHP'nin olağanüstü kurultayında CHP Genel Başkanı Özgür Özel tek aday oldu.
Divan Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, "Saat 10.20 itibarıyla başlatmış olduğumuz adaylık müracatlarımız saat 10.50 itibarıyla sona ermiştir. Müracat süresi içerisinde divanımıza resmi olarak şartlara uygun yapılan tek bir müracat vardır. Müracat sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'e aittir" açıklamasını yaptı.

Adaylığını açıklayan eski milletvekili Berhan Şimşek, adaylık için gerekli şartları sağlayamadı Muratpaşa Belediye Başkan Ümit Uysal ise adaylıktan çekildiğini açıkladı.
Berhan Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Cumhuriyet Halk Partisi 21. olağan kurultayda imzalarımız ve müracaatımızı 5 dakika geç kaldığımız için divan kabul etmedi. Sayın Özgür Özel’e, sayın Murat Emir’le, ayın Ali Mahir Başarır konuşmama rağmen 'hayır vakit geçmiştir' dediler ama geçen kurultayda listeler 4 saat sonra verilebildi. Kamuoyunun ve parti kamuoyunun vicdanına teslim ediyorum, saygılar" ifadelerini kullandı.

Şimşek, "Bazı basın organlarında imzayı bulamadığımızı söyleniyor, görmek isteyenler beni telefonumdan arayabilir. 97 imzayı kendilerine takdim ederim" dedi.
Aday olamayan Berhan Şimşek, kurultay salonunda Özgür Özel ile tartıştı. Gazeteci Hilal Köylü'nün paylaştığı videoda tartışma şöyle görüntülendi:

ÖZGÜR ÖZEL OYUNU KULLANDI
Olağanüstü kurultayda tek aday olan Özgür Özel, oyunu kullandı.
Oy kullandıktan sonra açıklama yapan Özel, "Tarihi bir gündeyiz. Çünkü bu partiye çok büyük haksızlıklar yapıldı, büyük kumpaslar kuruldu. Bugün ayağa kalkan delegelerimizle ilgili her biri bomboş iftiralar atıldı. 47 yıl 2'nci parti olmuşuz, hazmetmişiz, bir kere ikinci parti oldular yapmadıklarını bırakmadıklar. Millet, halkımız bunu görüyor. Bundan 1,5 yıl önce ilk turda 600 küsur oy almıştım ve ikinci tura kalmıştı. Ankara'ya gelen bin 300 delege, iradelerini tazeliyorlar. Bundan sonra bu iftiraları atanlar, Cumhuriyet Halk Partisi'ni karalamaya çalışanlar, bakalım milletin yüzüne nasıl bakacaklar? Biz partimize, delegelerimize güveniyoruz" dedi.

Özel, şunları söyledi: "Bu aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi'nin erken seçim kampanyasının başlangıcıdır. Bundan sonra adayımızı serbest bırakana, milletin önüne sandığı getirene, bu iktidarı değiştirene kadar durmadan, yorulmadan çalışacağız. Özellikle Çankaya İlçe Seçim Kurulu'nda sandıklarda resmi görevli arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Bu pazar gününde kimseyi yormak istemezdik ama Türkiye'yi yoran, yorgun bir iktidarın bu son çırpınışları. Ümit ediyorum Türkiye'yi şaha kaldıracak, zengin edecek, yüzleri güldürecek, 'ötesi olmayan bir Türkiye' yapacak bir iktidarın doğum sancılarını çekiyoruz, hep beraber başaracağız."

ÖZGÜR ÖZEL YENİDEN GENEL BAŞKAN SEÇİLDİ
Olağanüstü kurultayda genel başkanlık için oy verme işlemi saat 14.25 itibarıyla sona erdi.
Özgür Özel'in tek aday olduğu Genel Başkanlık seçimlerinin sonuçları belli oldu. Özel, bin 171 delegenin oyunu alarak yeniden genel başkan seçildi.

PM VE YDK SEÇİMİ YAPILACAK
CHP'nin kayıtlı 1323 kurultay delegesi bulunuyor.
Delegeler kurultayda, 60 Parti Meclisi (PM) ve 15 Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyesi için seçim yapacak.
Kurultaydan sonra en yetkili organ olan PM üyeliğine aday olabilmek için ise 10 delegenin imza vermesi şartı aranıyor.
Kurultay'da, Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) seçimi de yapılacak. Çarşaf liste yöntemiyle yapılacak Parti Meclisi seçimleri için 52 kişilik bir anahtar liste çıkaracağı belirtilen Genel Başkan Özel'in "Olağan Kurultay'da delegelerin gösterdiği iradeye saygının gereği" olarak mevcut Parti Meclisi üyelerine büyük oranda anahtar listesinde yer vermesi bekleniyor. Kulislerde değişikliğin 8 ila 10 üye ile sınırlı kalabileceği, bazı PM ve MYK üyelerine ise başka görevler önerileceği konuşuluyor.
İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı'nın öncülüğünde en az 12 milletvekilinin desteğini açıkladığı bir grubun ise Parti Meclisi seçimleri için "Denge ve Dayanışma Listesi" çıkarması bekleniyor.

MİTİNG SAAT 16.00'DA

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kurultayın ardından saat 16.00'daki Ankara Mitingi'nde vatandaşlarla buluşacak.Miting için CHP otobüsü alana getirildi, partililerin alana girebilmesi için Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nin yanındaki park alanında önlemler alındı.

İMAMOĞLU: YOL ARKADAŞLARIMA BAŞARILAR DİLİYORUM
Öte yandan Ekrem İmamoğlu, CHP’nin olağanüstü kurultayı nedeniyle X hesabından bir paylaşım yaptı:

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultayları ilk günden beri bu haysiyetin, bu kararlılığın simgeleştiği, bu mücadelenin şekillendiği yerler olmuştur. Hiç kuşkum yok, kurultayımız bugün de aynı yolu izleyecektir. Partimiz, millî görevini tamamlama gereğini her görüşün üstünde tutacak, Cumhuriyetimizin temel ilkeleri doğrultusunda özveriyle, kararlılıkla yürüyecek ve muhakkak başaracaktır. Sonuna kadar birlikte yürüyeceğimiz bu onurlu yolda karşımıza çıkaracakları zorluklar, yaşatacakları eziyetler birer teferruattan ibarettir. Bu duygularla, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e ve bütün kurultay delegesi yol arkadaşlarıma başarılar diliyorum.”